Emeklilerden İzmir'de maaş protestosu

Tüm Emeklilerin Sendikası İzmir Şubeleri, Konak Meydanı’nda emekli maaşlarını protesto etti.

Emeklilerden İzmir'de maaş protestosu

Tüm Emeklilerin Sendikası İzmir Şubeleri, hayat pahalılığı, zamlar ve düşük emeklilik maaşına karşı Konak’ta basın açıklaması yaptı.

Konak Meydanı’nda basın açıklamasını okuyan Tüm Emeklilerin Sendikası Bornova Şube Başkanı Yusuf Şenol “Ardanuç'tan Edirne'ye, Giresun'dan Mersin'e kadar onlarca il ve ilçede; sefalete, yoksulluğa, açlığa mahkum edilmeye itirazımızı en güçlü şekilde duyurmak için alanlardayız” dedi.

Şenol, şunları söyledi:

“ÜLKEYİ ORTAÇAĞ KARANLIĞINA SÜRÜKLÜYORLAR”

“Son söyleyeceğimizi baştan söyleyelim. AKP ve paydaşları artık ülkeyi yönetemiyor. Ülkede yönetim krizi vardır. 22 yıldır ülkeyi yönetenler, gönüllü taşıyıcısı oldukları vahşi kapitalizmin neoliberal politikalarını uygulamakla yetinmiyor, ülkeyi Orta Çağ karanlığına ve Orta Doğu bataklığına sürüklüyorlar. Böylece yarattıkları siyasi ve ekonomik kaostan, siyasal İslamcı tek adam yönetimini yukarıdan aşağıya yapılandırdılar. Bu yönetim anlayışı emeklilere derin yoksulluk, açlık, daha doğrusu ölüm sınırında bir yaşam olarak geri dönmüştür. Yaşam koşullarımız çok kötüleşmiştir. Bugün emekliler 18’inci ve 19’uncu yüzyılda ki yaşam koşullarından daha beter yaşam savaşı veriyor. Aslına bakılırsa uygulanan politika, cuntacı Kenan Evren’in bir dönem devrimcileri bir bir idam ederken söylediği, “Asmayalım da besleyelim mi” mantığının yeni bir türevidir. Yani aynı anlayış, bugün emeklilerin yaşam koşullarını en dibe gerileterek, yavaş yavaş yok edilmesiyle gündemdedir.

“EMEKLİLER SÜRÜM SÜRÜM SÜRÜNÜYOR”

Emeklilerimiz beslenemiyor. Bırakalım beslenmeyi, yatağa aç giriyor, Karnını doyuramıyor. Emekliler pazar yerine gittiğinde sadece fiyatları inceliyor. Alışveriş yapamıyor. Markete gitmek karabasandan beter oldu. Kasabın yolundan vazgeçtik, ekmek alamıyor... Sözün özü emekliler adeta sürüm sürüm sürünüyor. Emeklilerin, dost sohbeti yapacağı, 40 yıl hatırı kalan bir fincan kahve içebileceği bir mekan hayal oldu...

“AÇLIKTAN ÖLEN EMEKLİ HABERLERİ SÜPRİZ OLMAYACAK”

Derin yoksulluk nedeniyle geleneklerimizi ve göreneklerimizi terk ettik. Emeklilerin tek gidebildiği yer, parklardaki belediye bankları oldu. Boş bank bulan şanslı sayılıyor. Tabi hava soğuk veya yağışlı değilse…Emeklilerin kaliteli yaşlanmasının ölçütü, banklara hapsedilen bir yaşam oldu. Bu onur, bu iktidarındır! Metruk binalarda yaşam savaşı veren emeklileri saymazsak, artık sokaklarda geceleyen, açlıktan ölen emekli haberleri sürpriz olmayacaktır. Bu gidişle, bu onur da bu iktidara ait olacaktır. İktidara sesleniyoruz, duyun bu çığlığı ve acil çözüm üretin. BES-AR’ın araştırmasına göre açlık sınırı 20 bin 834 lirayı, yoksulluk sınırı 60 bin 757 lirayı aştı. Bekar bir çalışanın sadece yaşam maliyeti 26 bin 970 liradır. Bu hayat pahalılığında, her üç emekliden ikisi 10 bin maaş almaktadır. Aldıkları maaşla emeklilerin nasıl geçinebildiğini hesaplamak, yüzyıllardır çözülemeyen matematik probleminden zordur! Denklem açıktır. 4 kişilik çekirdek ailenin sadece mutfak gideri açlık sınırıdır. Temel ihtiyaçlarına; giyim, ulaşım, ısınma, elektrik, su, barınma, telefon, internet, eğitim giderleri eklendiğinde asgari yoksulluk sınırında bir gelir gerekiyor. Sosyal ve kültürel aktiviteleri saymıyoruz bile. Yani yoksul yaşamak için bile 60 bin 750 liraya ihtiyaç varken, 10 bin lira ile bütün bu girdilerin karşılanmasını çözen varsa beri gelsin.

“EMEKLİLERE HAKSIZLIK YAPILIYOR”

2024 Ocak ayına göre memur emeklilerinin ortalama maaşı, memur maaş ortalamasının yüzde 41,4’üdür. Bu oran 2023 yılında yüzde 70,5 idi. Bu ülkenin en zor okullarında okumuş, son derecelere yükselmiş bir memur emeklisi bile, bir çalışanın beşte ikisi kadar maaş alıyorsa, sorun çok büyüktür. Bunu biz demiyoruz. Kalemini ve beynini satmamış bilim insanları söylüyor. Yani emeklinin cebinde paranın çalındığını bilim kanıtlarıyla açıklıyor. Sonuçta bütün emeklilere haksızlık yapılıyor. Bedelini peşin peşin ödediğimiz emeğimizin değerlendirilmediği ortadadır. Prim güncelleme katsayı hesabında, bilerek hile yapılıyor. Buna sessiz mi kalacağız?

“KURTULUŞ KENDİ ELLERİMİZDE”

Buradan bütün emekli, dul ve yetimlere sesleniyoruz. Sizin umutla beslenme zamanınız yoktur. Boş vaatlere kulak asmayın, haklarınızın çalınmasına sessiz kalmayın. Barışçıl ve demokratik tepkilerinizi gösterin. Demokratik haklarımızı, fiili ve meşru yollarla, en geniş şekilde örgütlenerek alabiliriz.. Kurtuluş kendi ellerimizdedir. Örgütlü mücadelenin önünde hiçbir güç duramaz.

“İNTİBAK YASASI ÇIKARILMALI”

AKP ve iktidar ortaklarının yüzdelik maaş artışları bir çözüm değildir. Her 6 ayda bir yapılan maaş ayarlaması emeklileri derin yoksulluğa itmiştir. Oysa çözüm bellidir. 2008’de uygulamaya konulan ‘Sosyal Güvenlik Reformu’ derhal iptal edilmelidir. Memurlara verilen seyyanen ödenek, bütün emeklilerin maaşına hemen eklenmeli ve en düşük emekli maaşı, işe yeni başlamış en düşük memur maaşına eşitlenmelidir. Prim günü, çalışma koşulları, eğitim gibi diğer kriterler göz önüne alınarak maaş ayarlamaları yapılmalıdır. İntibak yasası tez zamanda çıkarılmalıdır. Bayram ikramiyesi diye ödenen ve ayıplı hale dönmüş, sadaka olarak nitelendirilecek 3000 Lira yerine yılda 4 kere ve asgari ücret düzeyinde ikramiye herhangi bir ayrım yapmaksızın; emekli, dul ve yetime eşit olarak ödenmelidir. Sağlığa erişim kolaylaştırılmalı ve istisnasız sağlık katkı payları kaldırılmalıdır. Özel veya devlet hastanesi demeden, bütün hastanelerde her türlü muayene, tetkik ve tedavi ücretsiz yapılmalıdır.

“EMEKLİLER İÇİN ‘TOPLU SÖZLEŞME SENDİKA YASASI’ ÇIKARILMALIDIR”

Emekliler için ‘Toplu Sözleşmeli Sendika’ yasası çıkarılmalıdır. Sendikalarımıza dokunulmamalıdır. Sendikalara açılan kapatma davaları geri çekilmeli ve her türlü keyfe keder uygulamalara son verilmelidir. Önemli bir uyarımız da çalışan emekçilerimizedir. Hepinize sağlıklı ve uzun ömür dileriz. Ama günün sonunda sizlerde emekli olacaksınız. Bugün zar zor geçindiğinizi biliyoruz. Emekli olduğunuzda hiç istemeyiz ama çok daha zor günler sizi bekliyor. Bu nedenle emekliler ve çalışanların omuz omuza insanca yaşam için güç birliği yapmaları zorunludur. Gün birlik, dayanışma ve mücadele günüdür. Dostlarımızın bu duyarlılıkta olduklarından kuşkumuz olmasa da, bir kez daha hatırlamakta fayda vardır.”