ÇHD davası: AYM'den avukatların hak ihlali başvurusuna ret!

Çağdaş Hukukçular Derneği davasında, avukatların Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı hak ihlali başvurusu reddedildi. Kararda, Eylül 2018’deki tahliye kararının geri alınmasında etkili olduğunu söylenen eski bakan yardımcısı Selahaddin Menteş’in de imzası yer aldı.

ÇHD davası: AYM'den avukatların hak ihlali başvurusuna ret!

Anayasa Mahkemesi (AYM), Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) ve Halkın Hukuk Bürosu (HHB) üyesi avukatların mesleki faaliyetleri sebebiyle cezalandırılmasıyla ilgili başvuruyu sonuçlandırdı. Mahkeme, eski hâkim, yeni Adalet Bakanı Yardımcısı Akın Gürlek’in yürüttüğü yargılamada "bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik oluşturan bir hususun" bulunmadığını öne sürdü. Avukatların adil yargılanma, ifade özgürlüğü, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiği iddialarının "dayanaktan yoksun olduğu" iddia edildi.

Diken'den Canan Coşkun'un haberine göre; kararda, cezaevindeki avukat Selçuk Kozağaçlı’nın Eylül 2018’de tahliye kararının geri alınmasında etkili olduğunu söylediği eski adalet bakan yardımcısı Selahaddin Menteş’in de imzası var.

ÇHD ve HHB üyesi avukatların İstanbul 37’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde Akın Gürlek başkanlığındaki heyet tarafından yargılanıp cezalandırılmasına ilişkin dosyada AYM’ye yapılan başvuru karara bağlandı.

Recai Akyel ve Selahaddin Menteş imzalı kararda, adil yargılanma hakkı yönünden yapılan başvurunun "mahkemelerce delillerin değerlendirilmesi ve hukuk kurallarının yorumlanmasına ilişkin" olduğu öne sürüldü. Yüksek mahkeme, "yerel mahkemenin kararlarında bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik oluşturan bir hususun bulunmadığını" savunarak iddiaların kanun yolu aracılığıyla şikayet edilebileceğini belirtti.

Avukatların, bu hakkın ihlal edildiğiyle ilgili delili hâkim Akın Gürlek’in açık ve gizli tanıkları dinleme biçimiydi. Eylül 2018’de avukatların tahliye edilmesinin üzerinden bir gün geçmeden çıkarılan tutuklama kararından sonra Akın Gürlek, mahkemeye başkan yapılmıştı. Aralık 2018’de Silivri Cezaevi yerleşkesinde yapılan duruşmalarda hükme esas alınan iddiaların sahibi tanıklar dinlendi. Gürlek, bu tanıklardan Berk Ercan’ı soruşturma aşamasında tutuklayıp yargılama aşamasında da tahliye etmişti.

TANIĞA İFADESİNİ HATIRLATTI

Ercan, başka bir salondan video bağlantısı aracılığıyla duruşmaya katılıyor ve ‘tehlikede olduğu’ gerekçesiyle yüzü görünmüyordu. Gürlek, yargılanan avukatları Ercan’a göstererek bildiklerini anlatmasını istedi. Ercan, anlatırken bulunduğu salondan fısıltılar duyuldu. Gürlek, sanık avukatlarının Ercan’a yönelik bazı sorularını sordurtmayınca, Ercan da sorulan soruları “Hatırlamıyorum” diyerek geçiştirdi. Gürlek, duruşmada Ercan’a ifadesinin bazı bölümlerini de okumuştu.

Hâkim Gürlek, gizli tanık ‘Güneş’e soru soran avukat Bahattin Özdemir’i de salondan çıkarmıştı. Bununla ilgili söz isteyen avukat Kemal Aytaç da ‘söz almadan konuştuğu’ iddiasıyla salondan atılmıştı.

NEREDE OLDUĞUNU BİLMEYEN TANIK

Başka bir suçtan tutuklu olan ve daha sonra avukatların aktardığına göre akıl sağlığıyla ilgili sorunları bulunan tanık İsmet Özdemir’in dinlenmesi sırasında da ilginç diyaloglar yaşanmıştı. Özdemir, Gürlek’in avukatları salondan attığı sırada “Ben çok fazla davadan ifade verdim de bu hangi dava” diye sormuş, Gürlek de “Salonda yoklar ama yirmi avukat yargılanıyor” demişti. Gürlek, sanık avukatların ve müdafi avukatların dinlenmesini istedikleri tanıkları da dinlememişti.

TOPLANTI VE GÖSTERİ YÜRÜYÜŞÜ HAKKI

Avukatlar, başvuruda ifade özgürlüğü ve toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının da ihlal edildiğini belirtmişti. AYM, "Anayasa’da öngörülen temel hak ve özgürlüklere yönelik bir müdahalenin olmadığı veya müdahalenin ihlal teşkil etmediği" sonucuna vardı.

ANMA VE CENAZELERE KATILMAK SUÇ OLDU

Oysa, avukatlardan Engin Gökoğlu, Didem Baydar Ünsal, Zehra Özdemir ve Yağmur Ereren’e verilen cezanın gerekçelerinden biri Gezi Parkı eylemleri sırasında polisin attığı gaz kapsülünün başına isabet etmesi sonucu yaşamını yitiren Berkin Elvan’ın anmasına katılmaktı.

Avukat Aytaç Ünsal’a verilen cezanın gerekçeleri arasında Fransa’da her yıl eylülde Fransız Komünist Partisi öncülüğünde düzenlenen Humanite festivaline ve Beyrut’ta düzenlenen 12’nci Uluslararası Tecrite Karşı Mücadele sempozyumuna katılması yer alıyordu.

Avukatlar Aycan Çiçek, Ahmet Mandacı, Yağmur Ereren ve Yaprak Türkmen’e verilen cezanın gerekçeleri arasında ise Günay Özaslan’ın cenazesine katılmaları sıralanmıştı.

AYM, avukatlar Yağmur Ereren ve Yaprak Türkmen yönünden "suçu öğrenme hakkı"’nın Ahmet Mandacı, Aycan Çiçek, Aytaç Ünsal, Behiç Aşçı, Engin Gökoğlu, Özgür Yılmaz, Süleyman Gökten yönünden ise "silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkeleri"nin ihlal edildiği iddialarının değerlendirilmesi için ilgili bölüm kararı gerektiğini açıkladı. Bu iddiaların kabul edilebilir olup olmadığının tespitini AYM’nin ilgili bölümü yapacak.

NE OLMUŞTU?

ÇHD ve HHB üyesi avukatlar hakkındaki dava 2013’te başladı. Dosyayı darbe girişiminden sonra ihraç edilen ve tutuklanan savcı ve emniyet görevlileri hazırladı.

Bu dava sürerken aynı delillerle dernek üyesi bazı avukatlara 2017’de bir operasyon daha düzenlendi. Bu operasyonun sonucunda İstanbul 37’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde bir dava daha açıldı. Bu davanın bazı sanıkları ilk davada da yargılanıyordu.

2017’de başlayan davanın ilk duruşması Eylül 2018’de görüldü. Beş gün süren ilk duruşmadan sonra mahkeme tutuklu bütün avukatları tahliye etti. Aynı gece savcı karara itiraz etti ve tahliye edilen avukatlar hakkında aradan 24 saat geçmeden tekrar tutuklama kararı verildi. Tahliye veren hâkim de başka bir mahkemeye gönderildi. Mahkeme başkanlığına da hâkim Akın Gürlek getirildi. Gürlek, avukatlar hakkında iddialarda bulunarak tutuklanmalarını sağlayan tanık Berk Ercan’ı soruşturma aşamasında tutuklayıp yargılama aşamasında da tahliye etmişti.

Mahkeme, bu davada Mart 2019’da avukatlara ceza yağdırdı. Avukatlar toplamda 159 yıldan fazla hapis cezasına çarptırıldı. Yargıtay 16’ncı Ceza Dairesi, Eylül 2020’de 14 avukat yönünden mahkûmiyet kararını onadı. Selçuk Kozağaçlı ve Barkın Timtik’in İstanbul 18’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘örgüt yöneticiliği’ suçlamasıyla yargılandığını, 2017’deki dosyada ise "örgüt üyeliği" suçlamasıyla yargılandığını anımsatan Yargıtay, bu kişilerin mahkûmiyetini bozdu ve dosyaların birleştirilerek değerlendirilmesine hükmetti. Böylece yargılama Barkın Timtik ve Selçuk Kozağaçlı yönünden ilk dosyada birleşti.

Dava kapsamında tutuklu yargılanan avukat Ebru Timtik, adil yargılanma talebiyle 238 gün boyunca ölüm orucu tutmuş, 27 Ağustos 2020’de yaşamını yitirmişti.

Birleşen dosyada geçtiğimiz günlerde avukatlara aynı delillerle toplamda 156 yıl 3 ay hapis cezası verilmişti.

Etiketler
ÇHD Mahkeme Tahliye