Can Ataklı 'bu bir yaşamak istiyorum mektubudur' diyerek paylaştı

Korkusuz yazarı Can Ataklı, cemaat yurdunda kalan bir kız öğrencinin mektubunu aktardı.

Can Ataklı 'bu bir yaşamak istiyorum mektubudur' diyerek paylaştı

Türkiye'yi derinden etkileyen 20 yaşındaki tıp fakültesi öğrencisi Enes Kara'nın intiharı, cemaat yurtlarını ve aile baskısıyla buralarda kalan öğrencilerin nasıl bir psikolojik durum içerisinde olduğunu bir kez daha gündeme getirdi.

Aile baskısıyla cemaat yurdunda kaldığını söyleyen Kara, içinde bulunduğu durumu anlattığı bir video çektikten sonra yaşamına son vermişti. Kara'nın intiharı Türkiye'de cemaat yurtları gerçeğini bir kez daha gözler önüne serdi.

Can Ataklı da bugünkü köşesinde, 'Bu bir yaşamak istiyorum mektubudur' diyerek, aile baskısıyla cemaat yurdunda kalan bir kız öğrencinin mektubunu paylaştı.

Şimdi sizlere 19 yaşındaki bir kızımızın duygularını anlattığı yürek parçalayan mektubunu biraz özetleyerek sunuyorum;

Merhaba,

Enes Kara’nın hikâyesini iliklerime kadar hissettim, çünkü onun yaşadıklarını bir kız olarak daha fazlasını yaşadım. Size Enes Kara’nın ve bu baskıyı yaşayan bütün insanların hikâyesini anlatmak istiyorum.

Cemaat yurtlarında kaldığım sürede, özel hayatım didik didik edildi. Çaresizliğin içinde, benim gibi binlerce insan olduğunu düşünerek çıldırdığım anlar oldu.

Ailesinden gizli şekilde başını açan bir arkadaşımın, halka açık bir ortamda müdür yardımcıları tarafından gizlice fotoğrafları çekilmişti ve bu fotoğraflar ailesine gönderildi.

Sonrası epey karanlık, çünkü şiddete eğilimli bir abisi ve babası vardı. Arkadaşımızdan hâlâ haber alamadık.

Ben bir cemaatin yurdunda kalıyorum. Bu yurtta, medrese eğitimine yakın bir eğitim veriliyor. Bahçeye çıkmak, pencereden bakmak yasak. Telefon haftada birkaç saat veriliyor. Hocalar telefonları karıştırıyor. Bedenlerimiz, yaşamlarımız tutsak şekilde nefes almaya çalışıyoruz. Aynı Enes Kara’da olduğu gibi bu yurtta kalmak istemediğimi söylediğimde ailem kabul etmiyor. Yanımda bir akraba olmadan da yurttan tek başıma çıkamıyorum.

Eğer ekonomik gücüm olsaydı, bunu yaşamayabilirim. Ailem yetişkin olduğum halde ellerindeki maddi gücü beni tutsak kılmak için kullanıyor. Bir gün param olacağına da aynı Enes Kara gibi pek inanamıyorum. Geleceğim karanlık. Yine de asgari ücretle olsa da ailemden bağımsız bir yaşam kurmanın hayaliyle yaşıyorum. O gün ne olacak?

İlk cemaat yurdu deneyimimi yaşadığımda 5. sınıfa gidiyordum. Regl olmadığım halde erkeklerle dokunmam, göz göze gelmem yasaktı, çünkü günahmış. Yurttan dönünce, yaz tatilinde amcalara gittik. Erkek kuzenimle oyun oynarken ona dokundum diye cehenneme gideceğimi sanıyordum. Konuşurken cehennem korkusuyla gözlerimi kaçırıyordum. Küçücük bir çocuğun bedeni üzerinden cehennem korkusunu aşılayanlar ailem ve bu cemaat yurtlarıydı. Sonra kapanmazsak her saç telimiz için cehennemde ayrı ayrı ceza çekeceğimiz anlatıldı. Dünyanın en günahkâr insanı olduğumu düşünüyordum ve Allah’a yalvarıyordum geceleri ağlayarak, beni affetsin diye.

Bu bir intihar mektubu değil. “Bu bir yaşamak istiyorum mektubu.” Yalnız olmadığımı biliyorum, yalnız yürümediğimin farkındayım. Yeni Enes Kara’lar ve Enes Kara’nın kız kardeşleri için inadına yaşamaya devam edeceğim. Çünkü güzel günler göreceğiz.

Ataklı'nın yazısının tamamını okumak için tıklayın.

Etiketler
Can Ataklı Öğrenci