Kerem Altıparmak: AİHM’i bile paralize eden bir yargı sistemiyle karşı karşıyayız

Hukukçu Kerem Altıparmak, AİHM'in FETÖ üyeliği nedeniyle tutuklanan 427 hakimin haklarının ihlal edildiği yönündeki kararını Gerçek Gündem'e değerlendirdi.

Kerem Altıparmak: AİHM’i bile paralize eden bir yargı sistemiyle karşı karşıyayız

GERÇEK GÜNDEM/ SAMİ MENTEŞ

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 15 Temmuz darbe girişimi sonrası Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile görevlerinden alınan ve FETÖ üyesi oldukları gerekçesiyle tutuklanan 427 hakim ve savcının ‘özgürlük’ ve ‘güvenlik’ haklarının ihlal edildiğine hükmetti.

Kararda, başvuranların ilk tutukluluk hallerinin hukuka uygunluğuna ilişkin Sözleşme'nin 5. maddesi kapsamındaki şikayetin kabul edilebilir olduğu, tutuklu bulundukları sırada hakim ve savcı olan başvuranların ilk tutukluluk hallerinin hukuka aykırılığı nedeniyle Sözleşme'nin 5. maddesinin ihlal edildiği hükmü oy birliği ile alındı.

ALTIPARMAK: AİHM 2018 YILINDAN VERİ ISRARLA TUTUKLAYAMAZSIN DİYOR

AİHM kararını Gerçek Gündem’e değerlendiren İnsan Hakları Hukukçusu Kerem Altıparmak, kararın içinde söylenenlerin vahim olduğunu ancak Türkiye’de etkisi olup olmayacağını bilmediğini söyledi.

AİHM’in daha önce de üç hakimle ilgili verdiği kararı hatırlatan Altıparmak, şu ifadeleri kullandı:

"Bu kararların ilki Alparslan Altan’dı. Bu karar çıktıktan sonra Yargıtay ve sonrasında Anayasa Mahkemesi, AİHM kararını bir kez daha gözden geçirdi. Ve dediler ki; 'İç hukuku biz kendimiz daha doğru yorumlarız. AİHM doğru yorumlamadı. Bunların tutuklanması meşru.' Bugün çıkan karar Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi’nin bu kararları ısrarla uygulamamasının mahkum edilmesidir.
AİHM 2018 yılından beri ısrarla 'bu insanları tutuklayamazsın' diyor. Bunun böyle çok önemli sonuçları var.”

'AİHM’İ BİLE PARALİZE EDEN BİR SİSTEMLE KARŞI KARŞIYAYIZ'

“Hep, Demirtaş’tan ve Kavala’dan bahsediyoruz ama Türkiye’de mahkemelerin sistemli bir şekilde artık AİHM kararlarını tanımadığı durumla karşı karşıyayız” diyen hukukçu Kerem Altıparmak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ama daha dramatik bir şey daha var. Bu başvurularda sadece suçüstü tutuklama meselesi yoktu. Her bir başvurucu tutuklanmasının diğer açılardan da hukuka aykırı olduğunu ileri sürdü; düzgün inceleme yapılmaması, tutuklama sebebi yokken tutuklamanın devam etmesi vs gibi… AİHM, 'Ben 427 tane başvuruda bunlara tek tek bakamam' dedi. Ve o kısmını reddetmiş. Ama reddetmesine rağmen ‘hukuka uygundur’ demiyor. Eğer baksaydı bunların çoğunda da hukuka ihlal bulacaktı.

Bunun bütün halinde değerlendirilmesinden şu sonuç çıkar ortaya; Türkiye’de yargının bağımsızlığına, tarafsızlığına dair hükümetin söylediklerini düşünecek olursanız, bir değil 3 değil 427 tane hakimi haksız yere tutuklayan, AİHM’i bile paralize eden bir sistemle karşı karşıyayız."

'DÜZ VATANDAŞA NASIL GÜVENCE VERECEK?'

Yaşananların Türkiye’de hukuk sisteminin çöktüğü anlamına geldiğini kaydeden Altıparmak, "Hakimleri bile hukuk güvencesinden yararlandırmayan, keyfi bir şekilde tutuklayan bir sistem normal, düz vatandaşa nasıl güvence verecek?" diye sordu.

AİHM kararının nasıl bir sonucu olacağını bilmediğini söyleyen Kerem Altıparmak şöyle devam etti:

"Karar bugüne kadar söylenen bir şeyi artık resmi hale getirdi. Türkiye’de artık hukuk devletinin işlemediğini, hakimlerin ve savcıların dahi hukuk güvencesinin olmadığını, bunun da bir iki kişiyle sınırlı olmayıp yüzlerce hakim ve savcıyı kapsadığını gösteriyor. Şimdi bir grup daha var, o da muhtemelen yakında karara bağlanır. Onların hepsinde ihlal bulunmasını bekliyorum ben. Ama bir yandan da AİHM açısından acıklı bir durum. Çünkü ‘ben diğer meselelere bakamam vaktim yok, önümdeki davalar bunu izin vermiyor’ diyor. Ve hakimlerin bile artık AİHM’den alabileceklerinin bir sınırı olduğunu görüyorum."

'YAVAŞ YAVAŞ ORAYA DOĞRU İLERLİYORUZ'

Kerem Altıparmak, "Kararların uygulanmaması durumunda AİHM’in bir yaptırımının olup olmayacağı" yönündeki sorumuza ise şöyle yanıt verdi:

"Kararın uygulanmasını Avrupa Bakanlar Komitesi izliyor. Avrupa Konseyi bir sistem olarak hukuka saygılı devletlerin barışçıl şekliye sorunlarını çözmesi mantalitesi üzerine kurulmuş durumda. Bu iyi niyet aşıldığı zaman AİHM’in yapabileceği çok bir şey yok. Bakanlar Komitesi de ne yapabilir? En ileri aşamada Türkiye’yi Avrupa Konseyi’nden atabilir, ‘Sen bu kararları uymuyorsan artık burada yerin yok’ diyebilir. İşte biz yavaş yavaş oraya doğru ilerliyoruz."

''HUKUKU TANIMIYORUM' DİYORSANIZ AİHM’İN YAPABİLECEKLERİ DE BİR YERE KADAR'

Kerem Altıparmak, tutuklu bulunan Osman Kavala’nın duruşmasını hatırlattı ve şunları söyledi:

“Cuma günü Kavala tahliye edilmezse, önümüzdeki hafta Bakanlar Komitesi toplanıyor tekrar, bu dosyayı tekrar AİHM önüne götürme mevzusu gündemde... Yani şöyle düşünelim. Normalde bir mahkeme karar verdiğinde icra ettiriyorsunuz icra dairesine veriyorsunuz, o da gerekirse yanına polis alıp götürüyor icra etmek için. Şimdi Avrupa Konseyi’nin böyle bir sistemi yok. Buraya uçak yollayacak halleri de yok. Ne yapacak? Siz uymuyorsanız, 'hukuku tanımıyorum' diyorsanız AİHM’in yapabilecekleri de bir yere kadar. 427 tane hakimi haksız tutuklayan bir sistemin demek ki hiç umurunda değil zaten. Yargıtay’ından Anayasa Mahkemesi’ne varıncaya kadar herkes onay vermiş buna.”

TARİHTE BİR ÖRNEĞİ VAR MI?

Bu durumun bir örneğinin olup olmadığına dair sorumuza Altıparmak şöyle yanıt verdi:

"En bilinen iki önemli örnek var. Bir tanesi Albaylar Cuntası zamanında Yunanistan’ın atılması söz konusuydu. Yunanistan kendisi çıktı ama atılacaktı Avrupa Konseyi’nden. İkinci önemli örnek de o gerçi, doğrudan mahkeme kararıyla ilgili değil ama Rusya’nın Avrupa Konseyi içerisindeki bazı hak ve yetkileri askıya alındı. Ukrayna’yı işgal ettiği dönemde… Ama sonradan Rusya orada diplomatik zafer sayılacak bir hamleyle o haklarını yeniden elde etti. Şimdi tabi bu kadar kritik bir noktaya yakınlarda gelen bir örnek, Azerbaycan’dı. Mahkemenin Ilgar Mammadov kararını çok uzun süre uygulamadı ve mahkemeye geri döndü dosya. Bakanlar Komitesi yeniden götürdü. O arada tahliye etmek zorunda kaldılar.

Tabi Türkiye’nin durumu Azerbaycan’la kıyaslanmayacak derecede farklı. Birincisi, doğrudan iki tane tahliye kararının uygulanmaması söz konusu ama bir yandan da yüzlerce hakimle ilgili ihlal kararlarının uygulanmadığını görüyoruz.”

"Mesele şu ki, Türkiye çok büyük bir ülke, bir sürü politik şey devreye giriyor" diyen Kerem Altıparmak sözlerini şöyle noktaladı:

"Bakanlar Komitesi’nin bu yöndeki kararları çoğunlukla alınıyor. 47 devletin 32 ya da 33 tanesinin ‘evet biz mahkemeye geri götürüyoruz bunu’ demesi lazım. Ama şimdi bir kısmının demeyeceğini biliyoruz zaten. Azerbaycan demeyecektir, Rusya demeyecektir çok büyük ihtimalle, Polonya, Macaristan demeyecektir. Öyle olunca da 32, 33 oy çıkması da bir mesele.

Yani birebir örneği yok. AİHM kararını uygulamadığı için Avrupa Konseyi’nden atılmış bir devlet yok. En yaklaşmış olanı Yunanistan ama o da Albaylar Cuntası döneminde.

Bir ilk olacak yani; Türkiye kararları ben uygulamıyorum deyip o noktaları kadar gelir mi? Pat diye ihraç kararından önce başka yaptırımlara başvurulma ihtimali yüksek. Nedir o? Oy kullanma hakkı sınırlandırılabilir, başka hak ve yetkileri kısıtlanabilir Avrupa Konseyi’nde… Yine de uygulanmıyorsa ondan sonra zaten geri dönülmez bir yola girilir. Muhtemelen Türkiye’nin iç politikasındaki gerilim noktalarıyla kesişecek. Gidişat o yönde gözüküyor."

Etiketler
FETÖ AİHM Para