Karar yazarı Ahmet Taşgetiren: Bunlar şeriata doğru gidişin taşlarının döşendiği anlamına geliyor

Karar gazetesi yazarı Ahmet Taşgetiren, Türkiye'de yaşanan son gelişmeleri ve şeriat tartışmalarını köşesine taşıdı.

Karar yazarı Ahmet Taşgetiren: Bunlar şeriata doğru gidişin taşlarının döşendiği anlamına geliyor

Karar gazetesi yazarı Ahmet Taşgetiren, Ayasofya'nın yeniden ibadete açılması, imam hatiplerin ve ilahiyat fakültelerinin sayısının artması ile Diyanet İşleri Başkanı'nın protokolde Genelkurmay Başkanı'nın önüne geçmesi, son olarak Yargıtay açılışının yapılmasının, bir kesimde şeriat endişesi yarattığını ileri sürdü.

Ahmet Taşgetiren, "Ayasofya açıldı. Sembol camiler açıldı. Her yere İmam Hatip açıldı. İlahiyatlar’ın sayısı yüzleri buldu. Diyanet İşleri Başkanı protokolde Genelkurmay Başkanı’nın önüne geçti. Ve Yargıtay’ın açılışı dua ile yapıldı.Bunlar Şeriata doğru gidişin taşlarının döşendiği anlamına geliyor. İktidar adım adım laikliğin altını oyuyor, memleketi Taliban tipinde olmasa da ona benzer bir yönetime götürüyor. Bir kesimde olan biten böyle okunuyor. Bu yaklaşımda biraz, “Kalkın ey ahali laiklik elden gidiyor” vaveylası var. Bu vaveyla eskiden Silahlı Kuvvetler ve Yargı içinde kimi odakları harekete geçirmeyi amaçlardı. Şimdilerde o odakların kıymet-i harbiyesi azalmış görünüyor, o yüzden silahsız kuvvetlerde bir birikim oluşturulmaya çalışılıyor." ifadelerini kullandı.

Ahmet Taşgetiren, "Şeriata doğru” söylemi, öteden beri bir başka kesimi daha heyecanlandırır. Heyecanın içinde epeyce bir umut da vardır. Ülkede dini ölçüler hakim olursa, İslam’ın daha iyi yaşanacağı gibi bir kanaatin memlekette yüzde 7-8’lik bir toplum kesimini etkilediği tespitleri vardır. Halkının yüzde 99’unun Müslüman kabul edildiği bir ülkede yüzde 7-8’lik bir kitlenin şeriat talebinden söz ediyoruz. Kurulu düzenin ana kodlarından birisi laiklik ve bu ilke tamamen “şeriat karşıt” bir yaklaşımı ifade ediyor." diye yazdı.

"Ak Parti'nin yönettiği Türkiye, 19 yılda İslam’ın daha çok toplumsallaştığı bir Türkiye midir?" sorusunu yönelten Taşgetiren, "Şayet siyasi kadrolar, taa Refah’a söylediğim gibi, temiz bir yönetim kurmuş olsalardı, 1994’lerden bu yana siyasette ahlak öne çıksaydı ve bu korunsaydı, erdem en gözüken kişilik değeri olsaydı, yolsuzluğun esamisi okunmasaydı, adalet uygulamada anıtlaşsaydı… o zaman toplumdaki İslam talebi çok daha kapsayıcı olurdu.

Üstelik şimdilerin İslam’ın istismar edildiği izlenimi de zemin bulmazdı.

Bence sorulması gereken şey şudur: Şeriatın gelmesi gelmemesi bir yana kimin hayatında ne kadar İslam var?" ifadelerini kullandı.

Etiketler
Türkiye