Tartışmaların odağındaki Bekir Pakdemirli'nin babasının geçmişi de ortaya döküldü!

Sözcü yazarı Uğur Dündar, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli'nin babasının kendi 'hobi'si için Manisa'ya küçük bir havaalanı yaptırdığını ve hevesini aldıktan sonra bir daha hiç kullanmadığını yazdı.

Tartışmaların odağındaki Bekir Pakdemirli'nin babasının geçmişi de ortaya döküldü!

Sözcü yazarı Uğur Dündar, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli'nin babasının kendi 'hobi'si için Manisa'ya küçük bir havaalanı yaptırdığını ve hevesini aldıktan sonra bir daha hiç kullanmadığını yazdı.

Dündar'ın bugünkü yazısı şöyle:

Dünkü SÖZCÜ'de okuduğunuz gibi, acar muhabir arkadaşımız Hayati Arıgan, yılın en başarılı haberlerinden birine imza atarak büyük bir skandalı ortaya çıkardı.

Habere göre; Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli 49 danışmanla görev yapıyor. Bunlardan Arif Barata hakkında 47 suç kaydı, Metin Çamlı hakkında ise 64 suçlama bulunuyor. Metin Çamlı, resmi belgede sahtecilikten 1 yıl hapis yatmış, ama halen et-süt birliklerini yönetiyor!

Arif Barata da ihaleye fesat karıştırmak ve hırsızlıktan cezaevine girmiş! Ayrıca adam öldürmeye teşebbüsten yargılanıyor!..

★★★

Pakdemirli son dönemin en çok konuşulan bakanlarından biri, hatta birincisi.

Bakın değerli bilim insanı, Odatv yazarı Prof. Dr. Suat Çağlayan, onu ve babası merhum Ekrem Pakdemirli'yi nasıl anlatıyor:

“Ne zaman Orman Bakanı, pilot, oğul Pakdemirli'nin hünerlerini duysam, aklıma baba Pakdemirli gelir.

Rahmetlinin uçak kullanma sevdasının ülkeye nelere mal olduğunu yakından yaşamış bir kişiyim.

Birini anlatayım;

Ekrem Pakdemirli, Manisa ilinin en büyük yatırımı olan Vestel'in sahibi Sayın Ahmet Zorlu'nun Başkan Yardımcılığı görevinde bulundu. Hem akademik hem de mesleki kariyer olarak göz dolduran baba Pakdemirli, rahmetli Özal tarafından önce milletvekili sonra da bakan yapıldı.

Rahmetli Pakdemirli'nin en büyük hobisinin küçük uçakları kullanmak olduğu biliniyordu. Manisa'ya havaalanı yapma düşüncesinin altında da bu hobisi yatıyor olmalıydı.

Yoksa 1988'de temeli atılan ve iki yılda yapılan ‘küçük' havaalanı kimin işine yarayacaktı ki? Pistinin eni 30 metre, boyu ise 900 metre olan bu havaalanına yolcu uçaklarının inemeyeceğini bilmek için pilot olmaya gerek yok herhalde!..

★★★

Havaalanı yapıldıktan sonra baba Pakdemirli, bu havaalanına bir veya iki kez kendi kullandığı küçük uçaklarla iniş kalkış yapmış, o kadar!

Ya sonrası?

Bu beton pist ile çevresinde bulunan binlerce dönüm arazi havaalanı olarak görevini tamamlamış, baba Pakdemirli de hobisini tatmin etmişti.

‘Havaalanı!' artık başka amaçlarla kullanılabilirdi!

Öyle de oldu! O pistte kimi zaman motor ve araba yarışları yapıldı, yaz sonrasında ise üzüm ve domates kurutuldu!..

Peki, nasıl oldu da bu havaalanı benim gündemime oturdu, anlatayım:

★★★

Yıl 1998, Eylül ayı. Sağlık Bakanlığı'nda Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü olarak görev yapıyorum.

Ahmet Nazif Zorlu'dan bir telefon geldi. Ses tonundan çok sinirli olduğu anlaşılıyordu.

Manisa'da kurulu olan Vestel'e eklemeyi planladıkları büyük bir ünite için gerekli ÇED raporunun tarafımızdan engellendiğini söylüyor, ilgilenmem için ricada bulunuyordu.

Olaydan o an haberdar olmuş ve ilgili genel müdür yardımcısı arkadaşımdan bilgi almıştım. Şunları anlatmıştı;

‘Zorlu'nun fabrika kurmak istediği yer havaalanından yeterli uzaklıkta değil. Kurallara göre ÇED raporu veremeyiz!'

Manisa'da havaalanı olduğunu ilk kez duyuyordum. Yerinde inceleme yaparak kurulması planlanan fabrika ile havaalanı ilişkisini yakından görmek istedim.

★★★

O hafta sonu Manisa'daydım. Gördüğüm manzara şuydu:

Üzüm bağlarının bulunduğu verimli arazinin ortasına yapılmış pistin betonu üzerine, kurutulmak üzere üzümler seriliydi! Köylüler, pisti yıllardır bu amaçla kullandıklarını anlattılar.

Havaalanı yapılacak diye arazinin yarısını -belki de Sayın Zorlu'nun isteğiyle- bağışlayan Manisa Organize Sanayi Bölgesi (MOSB) yönetimi, verdikleri arazide gerçek bir havaalanı yerine, bir hobi havaalanı yapılınca düş kırıklığı yaşamış olmalıydılar.

Gerçek boyutlarda havaalanı yapılmamış olması bir yana, koskoca MOSB'nin genişlemesi de kurallar gereği, adı havaalanı olan bu beton yığınına takılmıştı. Doğal olarak da bu engelden en çok Zorlu, yani Vestel etkileniyordu.

Olmayan/çalışmayan bir havaalanı yüzünden ÇED raporunu imzalamamak, ülkemizin yüz akı bu sanayi kuruluşunun büyümesine engel olmak demekti.

İlk işim, Ankara'ya döner dönmez raporu imzalamak oldu.

Orada deneyimli uzman arkadaşlarım, yaptığım işlemin doğru olmadığını, başımın derde girebileceğini söyledilerse de umursamadım. Evet, kurallara aykırı iş yapmıştım ama vicdanım rahattı. Zaten bu nedenle hiç kimse de arayıp sormadı.

★★★

O günlerde kimse farkında değildi ama rahmetli baba Pakdemirli'nin uçak kullanma hobisi nedeniyle yaptırdığı havaalanının ülkemize faturası küçük olmamıştı. Bu havaalanı merakı nedeniyle;

Manisa'nın güzelim verimli arazilerinin ortasına beton dökülmüş…

Yarısı MOSB tarafından bağışlanmış olsa da bir o kadar verimli arazi kamulaştırılıp halkın elinden alınmasına milyonlarca lira harcanmış…

Sonra da baba Pakdemirli'nin küçük uçakla bir iki iniş kalkışından sonra bu havaalanı ya yarış pisti olarak veya meyve kurutma sergisi olarak kullanılmıştı…

★★★

Ekrem Pakdemirli, yaptırdığı pistin üzüm kurutmaya yaradığını her gördüğünde -kendisi bunu söyleyemese de- herhalde pişmanlık duymuştur.

İnsan aynı şeyi oğul Pakdemirli için düşünüyor ve soruyor;

Acaba o da yarın, babası gibi yaptığı işten pişmanlık duyacak mı?

Eğer doğruysa ve kişisel kapris ve art niyet yüzünden THK uçaklarından yararlanılmamışsa, söndürülemeyen yangınlar için vicdan azabı duyacak mı?

Orman Bakanlığı'nın her ihmali ya da yanlış kararı, binlerce hektar orman alanının yanması demek olduğuna göre, -eğer gerçekse- böylesine art niyetli davranan yöneticilerin geceleri nasıl uyuduklarını merak ediyor insan!..”

Etiketler
Manisa Uğur Dündar