Soner Yalçın'dan çarpıcı 'göçmen' sorusu: Neler oluyor? İşin içinde ne var?

Kaçak göçmenlerin Türkiye'ye girişindeki şüpheleri vurgulayan Soner Yalçın, sanayi kentlerindeki mülteci sayısına dikkat çekti.

Soner Yalçın'dan çarpıcı 'göçmen' sorusu: Neler oluyor? İşin içinde ne var?

Sözcü gazetesi yazarı Soner Yalçın, kaçak göçmenlerin Türkiye'ye giriş yapmasını köşesine taşıdı.

Mülteci sayılarını da aktaran Soner Yalçın, "Bu kadar göçmenin ülkemize girişi niçin engellenemiyor? Ya da şöyle sorayım: Yoksa göçmen girişi engellenmek istenmiyor mu? Öyle ya ülke sınırları/gümrükler bu kadar da kolay geçilemez herhalde… Neler oluyor? İşin içinde ne var?" ifadelerini kullandı.

Soner Yalçın'ın "Bunu konuşmuyoruz" başlıklı yazısı şöyle oldu:

Önceki gün…

İftar sofrasında şu soruyla muhatap oldum:

-“Bugün sosyal medyada video gördüm; yüze yakın göçmen elini koluna sallayarak doğu sınırından Türkiye'ye giriyor. Avrupa mültecilere kapısını sıkıca kapatırken Türkiye neden ardına kadar açıyor?”

Ne yanıt verdiğime geleceğim ama önce bazı veriler sunmalıyım:

-Ülkemizde Suriyeli sayısı 3 milyon 664 bin 873.

-Ülkemizde çalışma-ikamet izniyle bulunan yabancı sayısı 1 milyon 32 bin 348.

Ya kaçak olanlar?

-Ülkemizde 2019 yılında yakalanan “düzensiz göçmen” sayısı 454 bin 662.

-Ülkemizde 2020 yılında yakalanan “düzensiz göçmen” sayısı salgın etkisiyle düştü; 122 bin 302.

-Ülkemizde 2021 yılında 24 Mart itibariyle yakalanan “düzensiz göçmen” sayısı 22 bin 115.

Sayılar inanılmaz değil mi?

Bu kadar göçmenin ülkemize girişi niçin engellenemiyor?

Ya da şöyle sorayım:

Yoksa göçmen girişi engellenmek istenmiyor mu? Öyle ya ülke sınırları/gümrükler bu kadar da kolay geçilemez herhalde…

Neler oluyor? İşin içinde ne var?

Cevap için yine bazı veriler sunmama izin veriniz:

Suriyeli göçmenlerin yaş ortalaması 22,4.

Barınma merkezlerinde kalan Suriyelilerin sayısı 57 bin 502. Suriyelilerin yüzde 98,5'i şehirlerde yaşıyor. İstanbul (523 bin 859), Gaziantep (449 bin 73), Hatay (436 bin 4), Ş.Urfa (423 bin 359), Adana (254 bin 58), Mersin (226 bin 922), Bursa (179 bin 201), İzmir (147 bin 997), Konya (118 bin 894)…

Ticaret ve sanayi merkezli şehirlerdeki bu sayılar bize ne anlatıyor?

Aslında yanıt açık…

VİETNAMLI ŞOFÖRLER

İstanbul havalimanı yapılırken gazetelerde şöyle bir haber yer aldı:

-Projenin konsorsiyum ortaklarından Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir, 750 kamyon şoförüne ihtiyaçları olduğu ancak şu ana kadar sadece 82 kişinin müracaat ettiğini hepsini işe aldıklarını açıkladı…

Ve, ilk etapta Vietnam'dan 244 şoför getirildi! Sayı zamanla 600'e yükseldi…

Sadece Vietnam değil; Bosna Hersek, Pakistan, Gürcistan, Malezya, Afganistan, Nepal, Suriye gibi farklı ülkelerden işçiler çalıştı yeni havalimanında…

Şu gerçek:

Türkiye'de göçmenler genelde emek yoğun sektörlerde çoğu vasıfsız işçi olarak çalışıyor. Göçmenlerin sıklıkla mevsimlik işçi olarak çalıştıkları tarım, inşaat, tekstil, imalat sektörlerinde daha yoğun istihdam edildikleri sır değil…

Pamuk toplayan bu işçiler…

Zeytin toplayan bu işçiler…

Çay toplayan bu işçiler…

Kiraz, çilek, domates, karpuz toplayan bu işçiler…

Sadece mevsimlik işçi değil…

İnşaattan tekstile, ev hizmetlerinden turizme veya fırıncılıktan çöp toplamaya kadar Türkiye emek pazarının hemen her sektöründe çoğu vasıfsız bu iş gücü, hiçbir sosyal güvencesi olmadan düşük ücretle çalışıyor…

Bu ipuçlarından sonra artık sorunun yanıtına geçebilirim:

AVRUPA'NIN ÇİN'İ

İktidar aralıklarla şu sözü sarf ediyor:

-Avrupa'nın Çin'i olacağız!

Bu cümlenin açılımı şu aslında:

-Ucuz emek gücüne dayalı üretim yapacağız!

Gerek ekonomik kriz gerek daha fazla kâr beklentisi işvereni ucuz –esnek-güvencesiz göçmen iş gücüne yöneltiyor. Türk iş gücü artık pahalı bulunuyor çünkü…

Sofrada bulunan iş adamı, “üç beş yıl önce yurt dışındaki Türk işçisine ortalama 1,750 dolar veriyorduk; bugün bunu Türkiye'de vermemiz imkânsız. Birikimiyle ev- araba-arazi sahibi olanlar ucuza çalışmak istemiyor artık…”

Sebep ne olursa olsun piyasada Türk iş gücünün yerini hızla göçmenler alıyor!

Sanırım sorunun yanıtını bulduk; sınırlardan ülkeye kolay geçişlerin sebebi, ucuz emek gücü! Bu bir iktidar politikası…

İktidarın asgari ücreti bu derece düşük tutması gibi ücret-maaş kararlarının nedeni de bu vahşi ekonomik program…

Avrupa da bunu onaylıyor; ucuz emek gücü göçmenleri Türkiye'de tutarak (Volkswagen gibi) bazı yatırımları ülkemize getirmek istiyor. Üstü örtülü “sen bana göçmen yollama, ben sana yatırım yapayım; hem sen kazan, hem ben” anlaşması yapılıyor!

Sınırların bu kadar geçirgen olmasının, ülkeyi yüz binlerce göçmene açmanın başka açıklaması yok…

İnsanı sömürmekte sınır tanımayan vahşi kapitalizmin bu yüzünü hiç konuşturmuyorlar.

Etiketler
Soner Yalçın Türkiye