'Hasta bakıcı yok' denilerek refakatçi olan iki kişi virüs kaptı, başkalarına bulaştırdı!

Hasta bakıcı yok denilerek, anne- babalarına refakatçi olmaları istenen iki kişi virüs kaptı ve eşlerine, çocuklarına bulaştırdı.

'Hasta bakıcı yok' denilerek refakatçi olan iki kişi virüs kaptı, başkalarına bulaştırdı!

Salgın her geçen gün daha yakından hissedilir duruma geldi. Bunun son örneği Ankara'da yaşandı. Cumhuriyet'te yer alan habere göre, hasta bakıcı yok denilerek, anne- babalarına refakatçi olmaları istenen iki kişi virüs kaptı ve eşlerine, çocuklarına bulaştırdı.

Gazetede yer alan haber aynen şöyle:

Yaşlı çift, nine ve dede, virüs kapıyor. Yapılan testlerin “pozitif” çıkmasının ardından hastaneye yatmaları gerekiyor. Önce yatacak hastane bulmak gerekiyor.

Araştırmaların ardından GATA’ya kabul edilebileceği haberi geliyor. Nine ve dedenin çocukları “Oh, şükür” dedikleri an, bunun “boşa şükür” olduğu anlaşılıyor. Çünkü hastane personelinin koşulu var: “Hastaları alırız ancak hasta bakıcı yok. Onun için refakatçi olmanız lazım.” Virüsün ne kadar çabuk ve kolay bulaştığı konusunda Sağlık Bakanı, Bilim Kurulu üyeleri, televizyonlara çıkan uzmanların uzun uzun anlatımına karşın aileden refakatçi isteniyor. Yaşlı nine ve dedenin iki oğlu dönüşümlü olarak hastanede anne-babasına refakat etmeye başlıyorlar. İlerleyen günlerde refakatçilerde de vücut kırıklığı, ağrı başlıyor.

Yapılan testler sonucu; Covid-19 pozitif. Daha bu kadar da değil. Anne-babasına refakat eden iki evlat, virüsü eşlerine, çocuklarına, gelinlerine, damatlarına ve torunlarına bulaştırıyor. Sülale boyu herkes enfekte...

PERSONEL BULAŞTIRDI

Ankara Balgat’ta 75. Yıl Huzurevi, sakinlerini ağırlıyor. Salgının Türkiye’ye gelmesinin ardından, yani mart ayından bu yana ziyaretler yasak. Birçoğunun en az bir kronik rahatsızlığı bulunuyor. Yani salgında ilk korunması gereken kişilerden oluşuyorlar. Bayramlar geçiyor, kimse büyüğünün elini öpmeye gitmiyor, çünkü salgın var. Ve geçen cuma günü salgın huzurevine ulaşıyor.

Cankurtaranların biri giriyor, biri çıkıyor. Huzurevi sakinleri odalarında ve birbirleriyle temasları söz konusu değil. Ancak söylendiğine göre izne giden personel, virüsü huzurevine bulaştırıyor.

Salgının ilk yayıldığı aylarda İspanya’daki huzurevlerinde yürek burkucu manzaralar medyaya yansımış ve Türkiye’deki yetkililer, “Bizde öyle durumlar söz konusu değil” diye gururla yanıt vermişti.

DUYARSIZLIK BİTMİYOR

Sanırız bir türlü anlaşılmayan en önemli konu ise vurdumduymazlık. Ankara’dan kötü haberlerin gelmeye başlamasıyla büyük bir bölüm yurttaş, kendiliğinden izolasyona geçti.

Ancak kentin merkezi bölgelerindeki kafe, restoranları dolduran belli yaş altındaki grubun vurdumduymazlığı sürüyor. Bir yakınınıza üzüleceğiniz hiç aklınıza gelmiyor mu? Son tespit de kamu kurumları için.

Birçok kurumda pozitif çalışanlar çıkmasına karşın yöneticiler, çalışan sayısını azaltmayı düşünmüyor, kendilerini ve tüm çalışanları riske atıyor. Göz göre göre hastalananların bazılarının isimleri bizde saklı. Sekreter eşi hastalanınca, evin babasına, test dahi yapılmadan, “Sen de zaten pozitifsindir. İki kişilik ilaç getirdik, birlikte kullanmaya başlayın” denenler bile var.

Ankara’nın virüsle sınavı zor geçecek gibi görünüyor.

Etiketler
Koronavirüs Türkiye