Bütçe öğrencilerin öğle yemeğine değil Saray iftarına ayrıldı: 'Gerçekler artık çuvala sığmıyor'

Eğitim Sen Genel Başkanı Nejla Kurul, öğrencilere öğle yemeği verilmesi kararının bütçe yetersizliği nedeniyle uygulanmadığı ancak Saray'da Milli Eğitim Müdürlerine iftar yemeği verildiğini verildiğini belirterek uygulamalara tepki gösterdi.

Bütçe öğrencilerin öğle yemeğine değil Saray iftarına ayrıldı: 'Gerçekler artık çuvala sığmıyor'

Eğitim Sen Genel Başkanı Prof. Dr. Nejla Kurul, sendika genel merkezinde yöneticilerle birlikte basın toplantısı düzenleyerek, "eğitim dinselleştirilmesi" "harem-selamlık" tartışmaları, okullarda "öğle yemeklerinin verilmemesi" gibi birçok konuya değindi.

Açıklamada Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Milli Eğitim Bakanlığı yöneticileri ve Milli Eğitim Müdürleri'ne verilen lüks iftar yemeğine de çok sayıda çocuğun okullarda öğle yemeğine dahi ulaşılamadığı ifade edilerek tepki gösterildi.

Anka'nın aktardığına göre; Eğitim Sen Genel Başkanı Nejla Kurul, “Öğrencilere öğle yemeği desteği verilmesi Milli Eğitim Şurası tavsiye kararları içerisinde yer almış ama bütçe yetersizliği gerekçe gösterilerek hayata geçirilememişken, diğer taraftan 81 il ve ilçe Milli Eğitim Müdürü dün Saray’da iftar sofrasına katılmış, iktidara sadakatini ve itaatini sergileyebilmiştir. İftar yemeğine ayrılan bütçe, on binlerce çocuğun mütevazı bir öğle yemeği olabilirdi” diye konuştu.

Kurul özetle şunları söyledi:

“GERÇEKLER ARTIK ÇUVALA SIĞMIYOR"

İktidar ve yandaşları lüksün, şatafatın, yağmanın ve talanın üzerini örtebileceklermiş gibi, kişi başına asgari ücrete denk düşen bir akşamlık iftar menülerinin fotoğraflarını engelleme derdine düştüler. Ancak gerçekler artık çuvala sığmıyor. Bir taraftan öğrencilere öğle yemeği desteği verilmesi Milli Eğitim Şurası tavsiye kararları içerisinde yer almış ama bütçe yetersizliği gerekçe gösterilerek hayata geçirilememişken, diğer taraftan 81 il ve ilçe milli eğitim müdürü dün Saray’da iftar sofrasına katılabilmiş, iktidara sadakatini ve itaatini sergileyebilmiştir. İftar yemeğine ayrılan bütçe, on binlerce çocuğun mütevazı bir öğle yemeği olabilirdi.

"MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI GÖREVLERİ ‘DİNİ BİR CEMAAT’ YETİŞTİRMEKMİŞ GİBİ HAREKET ETMEKTE"

Hukuku, adaleti, laikliği ve demokrasiyi kendisine rehber edinmesi gereken Milli Eğitim Bakanlığı ve yöneticileri, sanki görevleri ‘dini bir cemaat’ yetiştirmekmiş gibi hareket etmekte, okullarımızda yaşanan yığınla soruna çözüm üretmek yerine ‘dinselleştirme pratiklerine’ hız vermektedir. Dolayısıyla daha dün harem-selamlık sınıf uygulamasıyla gündeme gelen okul müdürü Haydar Akın iktidarın kanatları altına alınmışken, İstanbul Sancaktepe İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün velilere broşür göndererek çocuklarına abdest aldırmaları telkininde bulunabilmesi gelinen durumu gözler önüne sermektedir.

"DİN ÖĞRETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ DİNCİ VAKIF VE DERNEKLERLE İŞ BİRLİĞİNİN YENİ YOL VE YÖNTEMLERİNİ GELİŞTİRECEK"

Eğitimi dinselleştirmeye hız kazandırmak için Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’nün görev ve yetkileri Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle bir hayli genişletilmiştir. Genel Müdürlük ‘Din ve ahlak eğitimi ve öğretimini güçlendirecek politika ve stratejilerin geliştirilmesi için çalışmalar yapmak’ ve ‘Görev alanına giren konularda üniversiteler, ilgili kurum ve kuruluşlar ile iş birliği yapmak’ işlevlerini de yerine getirecektir. Bu cümlelerin anlamı, eleştirdiğimiz din kültürü ve ahlak bilgisi dersleri ve seçmeli dini derslerle yetinmeyen Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’nün, Diyanet İşleri Başkanlığı ile dinci vakıf ve derneklerle iş birliğinin yeni yol ve yöntemlerini geliştireceğidir.

"4-6 YAŞINDAKİ KIZ ÇOCUKLARININ TAMAMININ BAŞININ ÖRTÜLMESİ VAHAMETİN BOYUTLARINI GÖSTERMEKTEDİR"

Ordu’da pansiyonlu bir fen lisesinde ‘din öğretimi alan kursları’ açılmaya başlanmıştır. Adıyaman Valiliği tarafından İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün yazısı gereğince ‘Hoş geldin Ramazan’ şiarıyla 4-6 yaş grubundaki kız çocukları ayrı sınıflara alınarak ve tamamının başı örtülerek Kur’an okutulması ve çocuklardan eşlik etmesinin beklenmesi vahametin boyutlarını göstermektedir. Kaldı ki Adıyaman Valiliği bununla da yetinmemiş İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nden anaokullarında ‘Kur’an kursu sınıfı’ tahsis edilmesini istemiş ve talebi İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından kabul edilmiştir.

"BİR GENEL MÜDÜRLÜK ‘TAKTİK BELİRLEYEBİLİR’ AMA 'STRATEJİ' BELİRLEMEK MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI’NIN İŞİDİR"

Bir önceki Din Öğretimi Genel Müdürü bakan yardımcısı oldu. Bu kurumun Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle yetkileri çok artırıldı. İmam Hatip okullarına yönelik pek çok düzenlemenin bu genel müdürlük bünyesinde yapılabileceği ve diğer kurumların bu süreci onaylayabileceği bir sürecin önü açılmıştır. Ders kitaplarının Talim Terbiye Kurulu’nun önüne daha hazır bir biçimde gitmiş olması imam hatip liseleriyle ilgili çalışmaların aynı zamanda buralarda mutfak işleri yapılarak Talim Terbiye Kurulu’na götürülmüş olmasından öğretiminin alanını geliştirebilecek yeni stratejiler geliştirmek gibi. Strateji demek ana hattın hukuk çerçevesinde çizilmiş olması demektir. Bir genel müdürlüğe taktik belirleyebilir genel müdürlükler, yollar açabilir, ama strateji belirlemek anayasal bir kurum olan Milli Eğitim Bakanlığı’nın yasa ve yönetmeliklerle çizdiği çerçevede olabilir. Diğer genel müdürlükte bir değişiklik yapılmaksızın bu genel müdürlüğün görevlerini yetki ve sorumluluklarını işlevlerini genişletmek başka nasıl açıklanabilir?”

Etiketler
Öğrenci Saray Uygulama