ODTÜ'nün efsane hocası, Güntaç Özler yaşamını yitirdi

12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra üniversiteden, çok sevdiği öğrencilerden ayrılmak zorunda kalan ODTÜ'nün efsane hocası Doç. Dr. Güntaç Özler, yaşamını yitirdi.

ODTÜ'nün efsane hocası, Güntaç Özler yaşamını yitirdi

12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra üniversiteden, çok sevdiği öğrencilerden ayrılmak zorunda kalan ODTÜ'nün efsane hocası Doç. Dr. Güntaç Özler 2 gün önce geçirdiği kalp krizi sonrası hayatını kaybetti.

Özler'in naaşı İzmir'in Çeşme ilçesinde dün toprağa verildi.

DOÇ. DR. GÜNTAÇ ÖZLER KİMDİR?

ODTÜ İdari Bilimler Fakültesi'nde dersler veren Özler, 1965 Maliye ve İktisat Bölümü mezunu ve Mülkiyeliydi.

12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra başta YÖK olmak üzere birçok baskıya maruz kaldı. Baskılara dayanamayan Özler, üniversiteden, çok sevdiği öğrencilerden ayrılarak kamuoyu araştırmalarına hayatını adadı.

Özler'in istifa etmesindeki en büyük etkenlerden biri de 1982'de '1402' ile arkadaşlarının üniversiteden atılmasıydı. Özler, haksızlıklar karşısında sesiz kalmamıştı.

Kamuoyu araştırmalarında da çalıştığı kurumları bir üniversiteye çevirdi ve yüzlerce isim yetiştirdi. Öğrencileri, Özler'in araştırmacılıktan, bilimsellikten asla taviz vermediğini belirtti.

Türkiye Araştırmacılar Derneği (TÜAD) Danışma Kurulu üyeliği de yapan istatistikçi Özler, “Veri kaynaklarının büyük bir hızla arttığı, yaygınlaştığı çağımızda bile bilginin derlenmesi, sınıflanması ve işe yarar biçimde analiz edilmesi, örnekleme mekanizmasını, verinin seçilerek kullanılmasını ortadan kaldıramamıştır. Tam tersine, giderek ivmesi artarak çoğalan ve pratik olarak sonsuzluk boyutlarına ulaşan veri evreninde, uygun seçimlere (örneklere) dayalı analiz olanaklarının araştırılması çok daha büyük bir önem taşımaktadır. Her tür örnekleme bir zorunluluk, özellikle hesap verilebilirlik söz konusu olduğunda ‘tesadüfi örnekleme’ kaçınılmazdır.” demişti.

Özler’in TÜAD’a sunduğu ve bilimsel araştırmaların nasıl olması gerektiğine ilişkin sorulan sorulara yanıt arayan değerlendirmesi araştırmacılar için son derece öğreticidir. Özler’e göre günümüzde bir ana kitlenin tam sayımını yapmak zor olup sistematik olan ya da olmayan çok sayıda hata unsuru içerir.

Bir para sayma makinesi bile basit sayma işlemi yaparken sağlama yapma ihtiyacı nedeniyle birden fazla defa çalıştırılır. Evlerimize kapatılarak yapılan nüfus sayımlarında sonuçların ne kadar geç alındığını, hatta böyle bir sayımda nüfusumuzun 5 milyon civarında yanlış sayıldığını unutmayalım.

Özler’in değerlendirmesi şöyle devam etmektedir: “Bir araştırmacı – istatistikçinin işi, söz konusu hata unsurlarını mümkün olduğu ölçüde ayıklamak ve ortadan kaldırmak olarak tanımlanabilir. Hata unsurlarının ‘istatistiksel hata’ boyutuna indirgenebilmesi ise araştırmacının en mutlu anıdır. İnsani ögelerin ortadan kaldırılıp, sadece ‘rastlantısal’ unsurların dünyasına ulaşabilmek, bir araştırmacı-istatistikçinin ulaşabildiği en üst uygulama noktasıdır ve bir mesleki zirvedir.

Bu zirveyi tanımlamak kolay ama oraya ulaşmak ise çok zor ve zahmetlidir. Öyle denilebilir ki, bu çaba hiç bitmeyen ve daima daha iyiyi hedefleyen bir süreçtir. İşte bu nedenle, bir araştırma faaliyetinin planlanması ve yürütülmesi sonuçlarından çok daha önemlidir.”

Etiketler
ODTÜ Öğrenci Üniversite