ABD'nin Hamas yaptırım listesindeydi: Villada ölü bulundu
ABD'nin 2019 yılında Hamas'a yönelik yaptırım listesine aldığı Muhammed Surur, başkent Beyrut dışında bir villada bacaklarından vurulmuş şekilde ölü bulundu.
ABD'nin Hamas'a finansman sağladığı iddiasıyla yaptırım listesine aldığı Lübnanlı Muhammed Surur, başkent Beyrut dışındaki bir kasabada ölü bulundu. Güvenlik kaynakları, Surur'un cesedinin bacaklarından çok sayıda kurşun yarası almış şekilde Beit Mery kasabasındaki bir villada 9 Nisan Salı günü bulunduğu bilgisini verdi.
The Guardian gazetesinin aktardığına göre, Lübnan güvenlik güçleri, üzerinde büyük miktarda para da bulunan Surur'un hırsızlık teşebbüsü sırasında değil, şiddet kullanılan bir sorgu sırasında hayatını kaybettiğini değerlendiriyor.
2019 YILINDA YAPTIRIM LİSTESİNE ALINMIŞTI
Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin El Kassam Tugayları'nın 7 Ekim 2023'te İsrail'e düzenlediği ve 1200 kişinin hayatını kaybedip, 250'nin üzerinde kişinin rehin alındığı 'Aksa Tufanı' saldırısının ardından ABD bir dizi ismi Hamas'la bağlantılı olduğu iddiasıyla yaptırım listesine almıştı. İsrail'in o günden bu yana 33 bini aşkın Gazzeliyi öldürdüğü saldırıları sürerken, Surur bu dönemde yaptırım uygulanan isimlerden değil.
Buna göre, Surur, 2019 yılında ABD Hazine Bakanlığı tarafından, İran Devrim Muhafızları Ordusu'na bağlı Kudüs Güçleri ile Kassam Tugayları arasında 'yılda on milyonlarca doların' transferini sağladığı gerekçesiyle yaptırım listesine alınmıştı. Bakanlığın verilerine göre, Surur'un öldürüldüğünde 57 yaşında olduğu düşünülüyor.
AİLESİNDEN SORUŞTURMA TALEBİ
Öte yandan, ABD Hazine Bakanlığı'nın 2019 yılında yaptığı açıklamaya göre, Muhammed Surur'un Lübnan'daki İran destekli Hizbullah ile de bağlantısı olduğuna inanılıyor. Reuters haber ajansına konuşan bir kaynağın verdiği bilgiye göre, Hizbullah'ın ev sahipliği yaptığı kamuya açık etkinliklerde kameralara yansıyan Surur'un Hizbullah içinde doğrudan resmi ya da üst düzey bir rolünün olduğu düşünülmüyor.
Surur'un ölümünün ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan ailesi ise ölümüyle ilgili etraflı bir soruşturma yürütülmesi talebinde bulunurken ölümüyle bağlantılı olarak herhangi bir kişi, grup ya da hükümete suçlama yöneltmedi.
