Ahmet Takan: Yunan’a posta koyan Dışişleri Bakanlığı'nın kendi elindeki belgelerden bile haberi yok

Korkusuz gazetesi yazarı Ahmet Takan, bugünkü köşesinde Doğu Akdeniz krizine değinerek, Yunanistan'ın Meis Adası'na asker göndermesine ilişkin önemli bir yazı kaleme aldı.

Takan, Yunanistan'ın Meis'e asker çıkarması konusunda iktidarı suçladı.

Takan'ın belge sunduğu yazısı şu şekilde:

Bakın bu, 5 Aralık 2016 tarihli belge;

Meis Adası’na defalarca gelip giden Yunan Savunma Bakanı (Kammenos) ve Yunan komuta kademesi Yunan askerleri ile birlikte gösteri yaptı. AKP iktidarının çıtı bile çıkmadı.

Bu da 30 Nisan 2017 tarihli belge;

Meis Adası’nın Türkiye’ye bakan tarafına denizaltı getiren Yunanistan’a karşı bizdeki iktidar 3 maymunu oynuyordu.

Sadece bendeki bilgilere göre, Yunanistan, 2013 yılından bu yana Meis Adası’na Alay seviyesinde askeri birlik yerleştirdi. Yunan Alayı’nın silahları arasında topçu bataryaları da var. Ayrıca, Yunanistan, Lozan Antlaşması’na aykırı olarak Meis Adası’nda kara ve deniz üssü de kurdu.

Hem aklımızla alay ediyorlar hem de sahte kabadayılık yapıyorlar!.. Dümenden Yunan’a posta koyan Dışişleri Bakanlığı kendi elindeki kapı gibi belgelerden bile haberi yok. Veya varda bunları kullanmak her nedense işlerine gelmiyor. Bakın, işin uzman ismi Milli Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri emekli Kurmay Albay Ümit Yalım neler anlatıyor neler;

“Yunanistan’ın Meis Adası’na askeri yığınak yaptığını gösteren resim ve haberlerin basında yer alması üzerine T.C. Dışişleri Bakanlığı tarafından, 30 Ağustos’ta SC-82 numaralı basın açıklaması yayınlandı. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu adına Bakanlık Sözcüsü Hami Aksoy tarafından yapılan basın açıklamasında, ‘Meis, 1947 Paris Barış Anlaşması ile silahsızlandırılmış statüdedir’ ifadesine yer verildi.

Başta Mevlüt Çavuşoğlu olmak üzere Dışişleri Bakanlığı, 1923 Lozan Antlaşması’ndaki hak ve menfaatlerimizi kasıtlı olarak yok sayıyor, görmezden geliyor. Dışişleri Bakanlığı tarafından 1984’te yayınlanan ‘Lozan Barış Andlaşması’ adlı kitapta, Meis Adası’nın silahsızlandırılmış yani gayri askeri statüde olduğu açıkça yazıyor.

İsmet Paşa, Lozan Konferansı’nda, Meis Adası’nın Türk karasularında olduğunu belirterek, ‘Bu ada, Anadolu’nun emniyeti için lazımdır’ demiş ve adanın Türkiye’de kalması için direnmişti. Ancak, İtalyan Delege Montagna, ‘İsmet Paşa’nın teklifi Misak-ı Milli hükümlerine aykırıdır’ diyerek adanın İtalya’da kalmasını sağladı. Bunun üzerine İsmet Paşa, güvenliğimizi sağlamak maksadıyla İtalyan Delege Montagna’dan taahhütte bulunmasını isteyerek resmi mektup yazmasını talep etti. Montagna, İsmet Paşa’ya hitaben 04 Haziran 1923’te yazdığı resmi mektupta, ‘İtalya’nın Meis Adası’nda hiçbir top bataryası bulundur-mayacağını, adanın Anadolu kıyısına karşı olan tarafında hiçbir istihkam yapmayacağını ve bu adayı kara veya deniz üssü olarak kullanmayacağını’ İtalyan Hükümeti adına taahhüt etmişti.

1947 Paris Antlaşması ile Meis Adası dahil Onikiada grubundaki adaların (toplam 14 ada) egemenliği İtalya’dan alınarak Yunanistan’a verildi. Paris Antlaşması, 1923 Lozan Antlaşmasını şekil ve esas bakımından ihlal etti. Bu nedenle 1947 Paris Antlaşması Türkiye’yi bağlamıyor.

Yunanistan, Lozan Antlaşması’nı açık bir şekilde ihlal ederek askeri yığınağını sürdürürken olanı biteni turist gibi seyreden Çavuşoğlu tam bir Monşer Diplomasisi uyguladı. Çavuşoğlu ve AKP Hükümeti’nin kayıtsız kalmasından cesaret alan Yunanistan şimdi de Meis Adası’ndaki askeri yığınağını artırıyor.

Çavuşoğlu, 15 Ocak 2020’de CNN Türk TV kanalına verdiği mülakatta, Yunanistan’ın işgal ettiği adaların aidiyetinin belli olmadığını iddia etmişti.

Ancak, Dışişleri Bakanlığı’nın arşivindeki harita Çavuşoğlu’nu yalanlıyor. Lozan Antlaşması’nın 15. Maddesine ek olarak konulan 2 no.lu haritada, Osmanlı Devleti döneminde İtalya tarafından ilhak edilen toplam 14 adanın isimlerinin altı çizilmiştir. Haritada, Yunanistan’ın işgal ettiği 18 Ada ve 2 Kayalığın Türkiye’ye ait olduğu açıkça gösterilmiştir.

ÇAVUŞOĞLU’nun uyguladığı Monşer Diplomasisi duvara toslamıştır. Çavuşoğlu, Türk Dış Politikasını yürütemez hale gelmiştir. Türkiye’nin güvenliği için Çavuşoğlu derhal istifa etmelidir.”