ABD'nin çekilme kararı, Dünya Sağlık Örgütü'nü nasıl etkileyecek?

ABD'nin, Dünya Sağlık Örgütünden (DSÖ) çekilme kararının, başta yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını olmak üzere çocuk felci, sıtma, tüberküloz ve HIV/AIDS gibi diğer ölümcül hastalıklara karşı verilen küresel mücadeleye zarar verebileceği belirtiliyo

ABD'nin çekilme kararı, Dünya Sağlık Örgütü'nü nasıl etkileyecek?

ABD'nin, Dünya Sağlık Örgütünden (DSÖ) çekilme kararının, başta yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını olmak üzere çocuk felci, sıtma, tüberküloz ve HIV/AIDS gibi diğer ölümcül hastalıklara karşı verilen küresel mücadeleye zarar verebileceği belirtiliyor.

ABD Başkanı Donald Trump'ın 29 Mayıs'ta yaptığı, "Bugün Dünya Sağlık Örgütü ile ilişkimizi sonlandırıyoruz." açıklaması, dünya gündemini meşgul etmeye devam ediyor.

İkinci Dünya Savaşı'nın hemen ardından 1948'de Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde ABD ve diğer küresel güçler tarafından kurulan DSÖ, toplum sağlığıyla ilgili uluslararası çalışmaların merkezi durumunda.

Merkezi İsviçre'nin Cenevre kentinde bulunan 194 üyeli örgüt, yaklaşık 7,7 milyarlık dünya nüfusunun sağlık alanında güvenebileceği tek uluslararası sağlık platformu konumunda bulunuyor.

DSÖ, bulaşıcı hastalıklar konusunda üye devletlerle bilgi alışverişi, tıbbi konularda "hayati tavsiyelerde" bulunma, aşı çalışmalarını koordine etme ve düşük gelirli ülkelere ekipman desteğinde bulunma gibi dünya genelinde sağlık alanında "sayısız" ve "benzersiz" bir role sahip.

ABD'nin çekilme kararı, Dünya Sağlık Örgütü'nü nasıl etkileyecek? - Resim : 1

Çekilme kararı, DSÖ programlarını olumsuz etkiler mi?

Ancak ABD'nin 70 yıldan fazla süredir gündemini ve politikalarını belirlediği DSÖ'den çekilme kararının, örgütün küresel sağlık hizmetlerini ve hastalıklara karşı verdiği mücadeleyi destekleyen birçok programını riske sokabileceği belirtiliyor.

Küresel halk sağlığı uzmanları, ABD’nin kararının Kovid-19 salgınının yanı sıra çocuk felci, sıtma, tüberküloz ve HIV/AIDS gibi DSÖ'nün öncülük ettiği diğer "ölümcül hastalıklara" karşı verilen küresel mücadeleye zarar vereceğini ifade ediyor.

Uzmanlar, özellikle ABD'nin uzun süredir önemli rol oynadığı DSÖ çocuk felci aşı programının riske girebileceği konusunda uyarıda bulunuyor.

ABD Başkanı Trump'ın çekilme kararının, "çocuk felcinin gezegenden kökünün kazılıp atılma" eşiğinde olunan bir döneme denk gelmesine dikkat çekiliyor.

Bu iddialara karşı ABD yönetimi ise DSÖ'den çekilme kararının, Kovid-19 salgınındaki taahhütlerini etkilemeyeceğini, ABD'nin zaten salgına karşı küresel mücadeleye destek için 10 milyar dolar ayırdığını ve kararın ABD'nin küresel sağlık ve insani yardımlardaki rolünü azaltmayacağını savunuyor.

DSÖ'nün kısa vadede finansal zorluk çekmesi beklenmiyor

ABD, kurulduğundan bu yana DSÖ'nün bir numaralı finansörü. Bu ülkenin örgütten çekilme kararı, DSÖ Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus'u yeni finansal kaynaklar bulma arayışına itti.

Nitekim Ghebreyesus, 25 Haziran'da Almanya ve Fransa sağlık bakanlarını Cenevre'ye davet etti. Her iki ülke, Kovid-19 salgınına karşı mücadelede DSÖ'ye finansal ve siyasal destek sözü verdi.

Almanya Sağlık Bakanı Jens Spahn, DSÖ'ye bu yıl 500 milyon avrodan fazla nakitle maske ve tıbbi malzeme katkısı sağlayacaklarını açıkladı.

Fransa Sağlık Bakanı Olivier Veran ise örgüte 140 milyon avro destek vereceklerini bildirdi.

Avrupa Birliği'nin (AB) yanı sıra Çin, İngiltere ve daha birçok ülke DSÖ'ye önemli ölçüde finansal destek sözü vermişti.

Ghebreyesus, 27 Haziran'da ise örgütün küresel sağlık sorunlarına karşı verdiği mücadeleye finansal destek sağlamak amacıyla "DSÖ Vakfı" kurulduğunu duyurmuştu. Vakfın kurulma gayelerinden birisi de üye ülkeler dışında özel sektörün de desteğini alabilmek.

Bu gelişmeler ışığında uzmanlar, ABD'nin örgütten çekilmesine rağmen DSÖ'nün kısa vadede finansal zorluk yaşamayacağı konusunda hemfikir.

DSÖ'den çekilme, Trump'ın düşündüğü kadar kolay olmayacak

Trump yönetimi, 6 Temmuz'da Kongre ve BM'ye gönderilen bildirimle, ABD'nin DSÖ'den çekileceğini duyurmuştu.

Ancak DSÖ mevzuatına göre, üye bir ülkenin örgütten ayrılması için 1 yıl önceden bildirimde bulunması gerekiyor.

BM, ABD'nin DSÖ'ye olan borçlarını ayrılmadan önce ödemesi ve finansal yükümlülüklerini de yerine getirmesi gerektiğini bildirdi.

AA muhabirinin ulaştığı DSÖ sözcüleri, ABD'nin çekilme kararına ilişkin yorum yapmaktan kaçındı. Bununla birlikte, çekilme sürecinde tüm yetkinin DSÖ adına BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'te olduğu belirtildi.

DSÖ'nün imajı olumsuz etkilenebilir

Genel Direktör Ghebreyesus, Cenevre'de düzenlediği basın toplantılarında, ısrarlı sorulara rağmen ABD'yi eleştirmekten imtina ediyor, sürekli zeytin dalı uzatıyor ve kararın yeniden gözden geçirilmesi çağrısında bulunuyor.

Her ne kadar Ghebreyesus'un konuşmalarındaki özgüveni dikkati çekici bulunsa da ABD'nin DSÖ'den çekilme kararının "sembolik" olarak tarihi bir adım olduğu görüşü hakim.

Kararın, Kovid-19 salgınını ele alış şekliyle zaten küresel tepkilerin odak merkezi haline gelen DSÖ'yü, "imaj" yönünden de olumsuz etkileyeceğinin altı çiziliyor. Hedef tahtası haline gelen örgüte olan güvenin sarsılabileceği dile getiriliyor.

DSÖ'yü eleştiren Brezilya ve diğer ülkelerin de örgütten çekilip çekilmeyeceği ise merak konusu.

Şimdiye kadar ABD'nin çekilmesiyle DSÖ'de oluşacak boşluğu doldurmaya ise Çin ve Rusya da dahil hiçbir ülke talip olmadı.

Çekilme kararının ABD'deki yansımaları

Trump yönetiminin salgına karşı yetersiz kalmakla suçladığı DSÖ'den çekilmek için Kongreye resmi bildirim yollaması, ABD kamuoyunda karara ilişkin şiddetli tartışmalara yol açtı.

Özellikle Demokrat Kongre üyeleri ve sağlık uzmanları, Trump’ın DSÖ’den ayrılma kararı ile sadece diğer ülkeleri değil aynı zamanda Kovid-19 vakaları ve ölüm sayılarının artmaya devam ettiği ABD’yi de zora sokacağı yönünde görüş bildiriyor.

Kamuoyundan gelen tepkilerin başında, ABD’nin Kovid-19 da dahil olmak üzere gelecekteki tüm salgınlara karşı uluslararası mücadelede yalnız kalacağı endişesi hakim olurken, diğer önemli anlaşmalardan da çekilen Trump yönetimi, bu kararla ABD’yi uluslararası platformda gün geçtikçe yalnızlaştırdığı gerekçesiyle eleştiriliyor.

Akademi ve sağlık dünyasından karara tepki

ABD’nin DSÖ’den çekilmesi ve olası etkilerine ilişkin ortak bir metin hazırlayan ABD’li akademi, sağlık ve hukuk dünyasından 700 uzman, karara sert tepki gösterdi.

Kovid-19 salgınının, ABD’nin ulusal güvenliği ile diğer ülkelerde başlayan salgınların doğrudan bağlantılı olduğunu gösterdiğine vurgu yapılan açıklamada, ABD yönetiminin aldığı çekilme kararı ile global ticareti tekrar başlatma kararının birbiriyle çeliştiği belirtildi.

Ayrıca ABD Başkanının uluslararası konularda tek taraflı hareket etme yetkisinin olmadığı ve aldığı kararların Kongre tarafından da onaylanması gerektiği vurgulanan ortak metinde, “ABD Kongresi, mahkemeler, kamu ve ulusal çıkarlarımız adına alınan pervasız kararları durdurma yetkisine sahiptir.” ifadelerine yer verildi.

Bununla beraber dünyanın çeşitli ülkelerinden yardım kuruluşları, doktorlar ve sağlık şirketlerinden oluşan 1000’in üzerinde kuruluş ise Beyaz Saray’a bir mektup göndererek, karardan vazgeçmesi için Trump’a çağrıda bulundu.

Mektupta, çekilme kararının ABD'yi bir sonraki olası bir salgında yalnız başına bırakacağı ve DSÖ’nün alanda yaptığı çalışmalara da maddi açıdan büyük darbe vuracağı vurgulandı.

ABD’nin katkısı, DSÖ’nün bütçesinin yüzde 14’ü

Nüfus ve ekonomik büyüklüklerine göre bünyesindeki 194 üye ülkeden yıllık ücret alan DSÖ, bütçesinin yüzde 25’ini bu ücretlerden karşılıyor.

Yıllık 4,5 milyar dolarlık bütçeye sahip DSÖ, toplam rakamın ekseriyetini “gönüllü yardımlardan” sağlarken, 2018 ve 2019'da 893 milyon dolar katkı yapan ABD, aynı zamanda "en fazla ödeme yapan ülke konumunda" yer alıyor.

Normalde DSÖ'nün yıllık bütçesinin yaklaşık yüzde 14,67'sine tekabül eden 237 milyon dolarlık üyelik ücreti olan ABD’nin yaptığı toplam ödemenin 656 milyon doları ise ülke içinden yapılan "gönüllü katkılardan" oluşuyor.

ABD’li Microsoft'un kurucusu Bill Gates ve eşine ait olan "Bill&Melinda Gates Vakfı" 531 milyon dolarlık gönüllü ödemeyle ikinci sırada yer alırken, İngiltere ise 355 milyon dolarla üçüncü sırada geliyor.

Etiketler
Salgın Zarar