'CHP'nin demokrasiyi yeniden kurma şansı buna bağlı'

Cumhuriyet yazarı Emre Kongar, demokrasi ittifakının başarısını değerlendirdi.

'CHP'nin demokrasiyi yeniden kurma şansı buna bağlı'

Emre Kongar, bugünkü "CHP nasıl başaracak? HDP, İYİ Parti ve Saadet" başlıklı yazısında, "CHP’nin yerel yönetimler­den hareketle Demokrasiyi yeniden kurma şansı, bele­diyelerdeki başarısı kadar, bu “DEMOKRASİ İTTİFAKI­NI” sürdürebilmesine, yani öteki partilerle olan etkileşi­mine ve işbirliğine bağlıdır." dedi.

İŞTE O YAZI

Hiç kuşkusuz 31 Mart ve 23 Haziran yerel seçimleri, yurt çapında stratejik bir DEMOKRASİ zaferidir!


Evet, bu zafer CHP’li aday­ların kazanmalarıyla sonuçlan­mış görünmektedir ama:
1) İYİ PARTİ ile ittifak olmasıydı...


2) HDP dışarıdan destek ver­meseydi...
3) SAADET muhalefetini sür­dürmeseydi...
Başka kentler üzerinde fazla yorum ve spekülasyon yapmak istemiyorum; fakat...
En azından, bu yerel se­çimlerdeki zaferin simgesi olan İstanbul, bırakın böyle ezici bir çoğunluğu, az bir farkla bile kazanılamazdı!

***

Aslında bu yerel seçim­lerde, çok uzun süredir Türkiye’de görülmeyen bir DEMOKRASİ İTTİFAKI’nın gerçekleşmesinde, Erdoğan/AKP iktidarının hakkını ye­meyelim:
Demokrasiyi, Laikliği ve Sosyal Hukuk Devletini, Temel Hak ve Özgürlükleri, Adaleti, Medyayı, Eğitimi, Ekonomiyi, bu denli tahrip etmeseydi...
Yolsuzluk söylentileri ve yağ­ma görüntüleri bu denli ayyuka çıkmasaydı...
Kendisine bel bağlayan BAZI Solcu/Liberal/Dinci/Kürt ke­simleri bu denli düş kırıklığına uğratmasaydı...
Parlamenter Rejimi lağv edip “Tek Kişi Rejimi”ni, hem de meşruiyeti tartışmalı bir zorla­mayla, kurmasaydı...
Milleti ekonomik bunalıma sokmasaydı...
Rejimle birlikte, ülkenin nü­fus ve kültür yapısını da değiş­tirmeye kalkmasaydı...
Özetle, baskıları ve zorla­malarıyla herkesi bunaltma­saydı...
Böyle bir ittifak kurulamaz­dı.

***

DEMOKRASİ İTTİFAKI, Türkiye’de siyasetin bazı kötü alışkanlıklarının tör­pülenmesine de yol açmış görünüyor:


1) İYİ PARTİ’nin öncülü­ğünde, Türk Milliyetçiliği, ırkçı, şoven bir hatadan kurtarılmış, “Demokratik ve Eşitlikçi” bir çizgiye getirilmiştir.


2) HDP’nin öncülüğünde, Kürt Siyaseti, sadece Etnik Odakta kalan kısırlıktan çıkarıl­mış, tüm Türkiye’yi kapsayan Sol İçerikli bir parti oluşmuştur.


3) SAADET’in öncülüğün­de, Mukaddes Dini Değerler’in kötüye kullanılmasına karşı çıkılmıştır.


4) CHP’nin öncülüğünde, bütün partilerin, “Ben Merkez­ci” küçük hesapları bir kenara bırakıp, “Demokrasi İçin” an­laşmalarına ortam hazırlamıştır.

***

CHP’nin yerel yönetimler­den hareketle Demokrasiyi yeniden kurma şansı, bele­diyelerdeki başarısı kadar, bu “DEMOKRASİ İTTİFAKI­NI” sürdürebilmesine, yani öteki partilerle olan etkileşi­mine ve işbirliğine bağlıdır.


Elbette bu ittifakın deva­mı, CHP ile birlikte, HDP, İYİ PARTİ ve SAADET’in de “Demokratik Rejime” olan inançları doğrultusunda gös­terecekleri çok taraflı çaba­larla olanaklı olacaktır.


YAŞASIN DEMOKRATİK, LAİK VE SOSYAL HUKUK DEVLETİ...
YAŞASIN BUNU GERÇEK­LEŞTİRECEK OLAN DEMOK­RATİK İTTİFAK!