Suçu: Gazetecilik - Cezası: 11 ay hapis

Değerli kardeşim, Atatürk ilke ve devrimlerinin yılmaz savunucusu, FETÖ denilen alçak örgütü deşifre eden kahraman yazar, düşüncelerini, deneyimini köşe...

Değerli kardeşim, Atatürk ilke ve devrimlerinin yılmaz savunucusu, FETÖ denilen alçak örgütü deşifre eden kahraman yazar, düşüncelerini, deneyimini köşe yazılarına, televizyon programlarına özgürce yansıtan fikir işçisi;

Yavuz Selim Demirağ…

AKP döneminin “kumpas” tezgâhlarından birinin hedefi oldu ne yazık ki.

Ve 11 ay 20 gün hapse mahkûm edildi…

İnfaz gününü beklerken alçakça, kahpece bir saldırıya evinin girişinde uğradı.

“Öldürün” diye sopalarla vuranlar bugün ellerini kollarını sallayarak aramızda geziyorlar.

Tıpkı CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve diğer gazeteciler de olduğu gibi AKP savcıları, hakimleri bu saldırganları affediyorlar hatta “kahraman” ilan ediyorlar…

Yavuz Selim Demirağ…

İşte asıl kahraman isim budur.

Neden mi?

AKP’liler başta Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere Fethullah Gülen ile elele yürürken kahraman gazeteci Demirağ, “İmamların Öcü” adlı muhteşem kitabında,
“Türk Silahlı Kuvvetleri’nde Cemaat Yapılanmasını” yazdı

“İmamların Öcü”, Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki Cemaat yapılanmasını, dünü ve bugünüyle gözler önüne serdi. Uzun süre iktidarın nimetlerinden faydalanan “Paralel Yapının” polis, yargı, medya, bankacılık ve eğitimle ilgili çalışmalarını aydınlanırken, Demirağ uyarıyor ama anlayan yok ki….

“Peki ya TSK?” diyen Demirağ, milli güvenlik meselesi ve büyük tehlike haline gelen Fethullah Gülen cemaatine dikkat çekiyor.

“İmamların Öcü” kitabında Yavuz kardeşim, Harp Okulları’ndaki örgütlenmeden Balyoz kumpasına, Atatürkçü-vatansever subay ve öğrencilerin tasfiyesinden şaşırtıcı ifade tutanaklarına, Casusluk davasından TSK’daki Cemaat soruşturmasını yazdı.

DEMİRAĞ UYARDI, AKP’LİLER UMURSAMADI

Yavuz Selim Demirağ şöyle sordu kitabında.

“TSK içindeki ‘paraleller’ nasıl tespit edilecek?”

Erdoğan ve AKP’liler çok fena kızdılar, çok tepki gösterdiler.

Çünkü o günlerde Fethullah Gülen için hasret çekiyor, gözyaşları döküyorlar, “hasret bitsin, dön gel artık kucaklaşalım” diyorlardı.

Bu hasretlerini de FETÖ’cülere “Ne istediniz de vermedik” sloganı ile seslendiriyor ve anayasa değişikliği bile yaparak Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunu FETÖ’ye teslim ediyorlardı.

Gülen Cemaati mensuplarının askeri şuralarda ihraç edilmesine 2002’de iktidar olduktan sonra tepki gösteriyorlardı ki artık bu ihraçlar da sonlandırılıyordu.

Özetle Yavuz Selim Demirağ yazılarının yanı sıra “İmamların Öcü” kitabıyla da Fethullah Gülen tehlikesine dikkat çekti AKP iktidarını uyardı.

Bir suçu da budur.

11 AY 20 GÜN VATANİ GÖREVDİR

Mahpus çantasını hazırlayıp dün cezaevine giren Demirağ kardeşim bilsin ki 11ay 20 gün “vatani görev” olur bir gazeteci için…

AKP’nin 17 yıllık iktidarında “Özgür gazetecilik” bedeli Türkiye’de hapishanelerde ödeniyor artık…

Ya yandaş olup muhalefet partilerine ve siyasetçilerine yalan, dolan ve iftiralarla çamur atacaksın, ya da özgür gazeteci olup hapishanelerde bedelini “vatani görev” olarak ödeyeceksin. Askerlik gibi…

İşte Demirağ bu görevi yapacak 11 ay 20 günde...

Ve Yavuz diyor ki;

Suçum "Cumhurbaşkanına hakaret"

Hayır kardeşim.

Suçun: Gazeteci olmak, fikirlerini özgürce yazmak ve söylemektir.

Ve Yavuz diyor ki;

“FETÖ'cü polislerin kumpası ile tutulan fezleke, konuşma metninin kaseti bana verilmedi. Montajsız video izletilmedi. Karar gıyabımda verildi. Hakim dinlemedi bile. Talimatla alınan ifadeyi yeterli gördü. İstinaf Mahkemesi de hiç bir işlem yapmadan onayladı.“

Kumpas: Polis, savcı ve hakim üçgeni ile AKP iktidarının 17 yıllık iktidarının rutin uygulamasıdır.

Demirağ özetle, "Fettullah'a Selam Kumpasa Devam - At izi, it izi isimli kitabımda yeni baskı hazırlığını tamamlamayı planlıyorum” diyor ama şunu da ekliyor.

“Bu arada devam eden sayısına yetişemediğim başka davalar da var. Hukukun üstünlüğünün yeniden tesis edilmesi, adalete güvenin tazelenmesi dileğiyle... Sevgi ile kalın...”

Sevgili kardeşim, değerli meslektaşım Yavuz’um vatani görevdir ki gururla, onurla günleri sayabilirsin ama sen de bizler de hatta seni mahkûm eden hakimler de çok iyi biliyor ki sen, “SUÇSUZSUN”

Yazımı yazarken İsmail Küçükkaya Demirağ’ın hapse gireceğin haberini veren gazeteyi ekranda okuyunca şöyle isyan etti:

“Efendim bu ADALET Mİ?”

BUGÜN SÖZCÜ DAVASI VAR

Sözcü ekibi başta Burak Akbay olmak üzere çok vicdansız, çok delilsiz, çok hukuksuz ve çok adaletsiz şekilde suçlanıyorlar.

Anlaşılan o ki kumpas kurulmuş, karar çoktan verilmiş ve mahkûm edilecekler.

Sözcü ekibine hukuki değil siyasi bir infaz yapılacak.

Umarım yanılırım…