Kılıçdaroğlu: Toprağını teröristlere bırakandan Milliyetçi olmaz!

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kırklareli'nde halka hitap etti.

Kılıçdaroğlu: Toprağını teröristlere bırakandan Milliyetçi olmaz!

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kırklareli'deki Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitingde, partililere seslendi.

Yerel seçimde belediye başkanlarının seçileceğini kaydeden Kılıçdaroğlu, "Siyasi partilerde hizmet yarışı vardır. İnsanlar daha iyi hizmet etmek için yarışırlar. Dolayısıyla siyasetin üslubu, yarış üzerine inşa edilmek zorundadır. Kavgadan, dövüşten, çekişmeden kimse bir yarar görmedi bugüne kadar. Bizim de böyle bir niyetimiz yok.

Bu ülkeye bir hizmet; en ucuz, en kaliteli nasıl götürülebilirse öyle götürmeye çalışıyoruz. Belediye başkanımızın da hedefi, ilkesi, amacı bu. Amaç, sizlere daha güzel hizmet götürmek. Daha verimli, daha güzel, daha kaliteli, herkesin mutlu olduğu bir Kırklareli yaratmak; en büyük arzusu o. Başkan burada; sizin hemşehriniz, sizden birisi, sizin yetiştirdiğiniz, buralarda okuyan, üniversite dışında, burada emek harcayan, istihdam yaratan, çalışmalarıyla bir parça da olsa Kırklareli'ye büyük katkılar yapan bir kardeşiniz. Diyor ki 'Özel sektörde çalıştım, hekim olarak çalıştım, Kırklareli'ye hizmet verdim şimdi de belediye başkanı olarak hizmet vermek istiyorum'. O nedenle belediye başkanını sizlere emanet ediyorum. Tabi sizleri de Allah'a emanet ediyorum" diye konuştu.

'HEPİMİZ BİR ARADA, HUZUR İÇİNDE YAŞAMALIYIZ'

Kırklareli'nin, Trakya'da en güzel ilçeleri barındıran kent olduğunu ve çalışkan, fedakar, cumhuriyete ve Atatürk'e bağlı, kadın- erkek eşitliğine bağlı kişilerin yaşadığını dile getiren CHP lideri Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Hepiniz bir anlamda sadece Trakya'ya, İstanbul'a değil birlikte yaşama sevincini tüm Anadolu'ya yayıyorsunuz. Dolayısıyla sizlere hitap etmenin onurunu yaşadığım için ayrıca yürekten teşekkür ediyorum. Zengin ve görkemli bir tarihi var Kırklareli'nin. Zengin toprakları var Kırklareli'nin ama çiftçi pek memnun değil halinden. Çiftçinin ne halde olduğunu ben gayet iyi biliyorum ama benim dışımda asıl sorunu yaşayan çiftçi kardeşim; o da biliyor sorunun ne olduğunu.

Ayrıca bizim ülkemizde kim ne derse desin, binlerce çocuk yatağa aç giriyor. Bir çocuk yatağa aç giriyorsa o annenin dramını sarayda oturan zat bilemez. Bir çocuk okula giderken, babası ona harçlık veremiyorsa o babanın yaşadığı dramı saraydaki bilemez. Mutfak masrafı, kira masrafı, dolmuş masrafı yoktur. Uçak parası yoktur. Elektrik, doğal gaz parası yoktur. Onların tamamını biz hep beraber öderiz, orada rahat etsin, diye.

Bir de ayrıca 76 bin lira para veririz, biraz daha rahat etsin, diye. Peki bu konumda olan birisi toplumu ayrıştırmalı mı, toplumu kavga noktasına getirmeli mi? Toplumda kin tohumları ekmeli mi? Bizim isyan ettiğimiz budur zaten. Kabul etmediğimiz de budur. Hepimiz bir arada, huzur içerisinde yaşamalıyız. Siyasi görüşlerimiz farklı olabilir, kimliklerimiz farklı olabilir, inançlarımız farklı olabilir, boylarımız farklı olabilir, göz renklerimiz farklı olabilir; ama hepimiz bayrağımızın altında onurla ve gururla yaşamak istiyoruz. Hep birlikte bunu yapmak zorundayız."

'HİÇ KİMSE VAZGEÇİLMEZ DEĞİL'

CHP hatırlatması yapmak istediğini belirten Kılıçdaroğlu, partinin tarihini anlatıp, şöyle konuştu:

"CHP'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'tür. CHP kadın- erkek eşitliğine inanır. CHP kimliği, inancı ne olursa olsun hiç kimseyi ötekileştirmez, CHP ülkesinin milli- manevi değerlerini koruyan partidir. CHP hiçbir egemen gücün önünde diz çökmez. CHP sadece ve sadece alın terinden ve üretenden yanadır, hortumcudan yana değildir.

CHP okuma yazma oranının kadınlarda binde 8, erkeklerde yüzde 8 olduğu dönemlerde köy enstitülerini kuran partidir. Osmanlı Dönemi'nde Osmanlı'nın parasını basacak banka yoktu. Banka yabancılara aitti. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez kendi paramızı Merkez Bankası'nı kurarak basma imkanını elde ettik. Dolayısıyla bu cumhuriyet boşuna kurulmadı. Bu cumhuriyetin kuruluşunda acı vardır, kan vardır, gözyaşı vardır, şehitlerimiz vardır. Neden bu girişi yaptım? Şunun için yaptım; CHP'li olmak kolay değildir. CHP'li olmak bütün bunları benimsemek demektir. CHP'li olmak demek, koltuğa bağlı olmak demek değildir. CHP'li olmak demek, 'Ben vazgeçilmezim' anlamına gelmez. Hiç kimse vazgeçilmez değildir."

'CHP'Lİ OLMAK FARKLI BİR ŞEYDİR'

CHP lideri Kılıçdaroğlu, 31 Mart yerel seçimi için Kırklareli Belediye Başkanlığı'na aday gösterilmeyince partiden istifa ederek, bağımsız aday olan Başkan Mehmet Siyam Kesimoğlu'nu isim vermeden eleştirdi.

Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Bir kişi gelebilir, partimize hizmet verebilir; ama bir süre sonra 'Neden beni belediye başkanı yapmadınız? Hangi gerekçeyle yapmadınız? Ben şimdi partimden istifa ediyorum, kazandıktan sonra tekrar geleceğim'. Nereye geleceksin? Tuna başkan söyledi. Onun da beklentileri vardı, çoğunu karşılamadık, olmadı; ama partisine küsmedi. Tam tersine çalıştı, emek harcadı. Ne demek bu?

CHP'li olmak farklı bir şeydir. Bu çerçevede çalışıyor. O nedenle kendisi size hizmet verecek, çocuklarınıza, eşlerinize. Herkese hizmet verecek. Hiç kimseyi ötekileştirmeyecek. Belediye başkanlarından 2 şey istiyorum. Bir; seçildiğin andan itibaren bütün belde çalışanlarına yani Kırklareli'ye hiçbir ayrım yapmadan, herkese eşit hizmet götüreceksin. 'Bu mahalle bana oy vermedi, ben onları cezalandırayım' demeyeceksin.

Eşit hizmet ama sadece bir ayrıcalık istiyorum. Eğer bir mahalle yoksulsa fakirse oraya pozitif ayrımcılık yapacaksın. Onların da hayatı düzelmiş olacak. İkinci olarak soru şu; 'Kimin parası?' Halkın parası. Belediye başkanlarından aradığım ikinci şey; harcadığınız her paranın hesabını millete vereceksiniz. Böylece millete duyduğunuz saygının bir gereği olarak hesap vermeyi onurlu bir görev kabul edeceksiniz.

Belediye başkanı eğer vakti olursa gidecek, bir kasap arkadaşımızın çayını içecek, manavın çayını içecek. Eşiyle beraber ev ziyareti yapacak, bir fakirin evine gidecek, çocuğunun derdi varsa çocuğuyla ilgilenecek. Dolayısıyla gideyim Bulgaristan'a, Avrupa'ya, 'Oralarda biraz keyif çatayım' olmaz; kabul etmiyorum."

HÜKÜMETE ELEŞTİRİ

Mitingde AK Parti'li seçmenlere seslenmek istediğini dile getiren Kılıçdaroğlu, "AK Parti'li kardeşlerimiz tam 17 yıl gidip, oy verdiler. Bir partiyi tek başına iktidar yaptılar. 17 yılda istedikleri kanunu, kararnameyi çıkardılar. İstediklerini bakan yaptılar, istedikleri valiyi tayin ettiler, istedikleri rektörü tayin ettiler, istedikleri müsteşarı, genel müdürü, şube müdürünü, daire müdürünü tayin ettiler. İstedikleri genelgeyi yayınladılar ve her seferinde milletin önüne çıkıp dediler ki 'Türkiye şöyle büyüyor, Türkiye böyle büyüyor. Türkiye dünyada bir numara. Kimse Türkiye'nin hızının önünde durmuyor, duramıyor' dediler.

Sorum şu; AK Parti'li kardeşlerime. 17 yılın sonunda nasıl oldu da bu millet geldi, soğan kuyruğuna girdi? Nasıl oldu bu? Ona da diyorlar ki 'varlık kuyruğu'. İnanıyor musunuz? Ama ben adımın Kemal olduğu gibi biliyorum. 'Varlık kuyruğu' olsa vatandaşı asla bırakmazlar. Onlar hemen giderler, ne yapacaklarını çok iyi bilirler. Fakir fukara gidiyor; soğan, domates almaya gidiyor" diye konuştu.

'SANDIĞA GİDERKEN ELİNİZİ VİCDANINIZA KOYUN'

CHP lideri Kılıçdaroğlu, 200 bin patates ithal edileceğini belirterek, şunları kaydetti:

"Öyle ya Türkiye'de toprak kalmadı, yer kalmadı, çiftçi yok, herkesin işi gücü var. Dolayısıyla patates ekmeye yer kalmadı. Şimdi 200 bin ton patates sıfır gümrükle ithalat yapıyorlar. E peki sıfır gümrükle onu yapıyorsun kardeşim; gübreyi de sıfır gümrükle getir, çiftçiye ucuz ver. Doğal gazı da getiriyorsun onu da sıfır gümrükle getir. Doğal gazı da sıfır gümrükle getir. 'Petrol', 'mazot' diyorsun onu da sıfır gümrükle vergisiz getir; onu da ucuz ver. Onu veremezler. Neden? Oradan malı götürecekler, onu yapamazlar. Dolayısıyla AK Parti'li kardeşlerimin vicdanlarına seslendim. Bütün bu gerçekleri düşünerek sandığa gidin. Cumhuriyeti kuranlar, domates satarak, buğday satarak, fabrikalar kurdular ve o fabrikalarda binlerce kişiler çalıştı. Son 17 yılda soğan satarak, domates satarak, canlı hayvan satarak, et satarak, kurulan fabrikalar satıldı. Şimdi o satılan fabrikaların paralarıyla domates alıyoruz, soğan alıyoruz, patates alıyoruz. Tam tersine döndü. Milyonlarca evladımız işsiz, gencecik evlatlarımız işsiz. İşsizliğin ne olduğunu acaba sarayda oturanlar bilir mi? Yoksulluğunu ne olduğunu acaba orada oturanlar bilir mi? Asla bilemezler. Çiftçinin ne halde olduğunu onlar bilir mi, borca batmış bir esnafın ne olduğunu acaba onlar bilir mi? Asla bilemezler. Dolayısıyla AK Parti'li kardeşlerime seslendim. Sandığa giderken elinizi vicdanınıza koyun ve oyunuzu öyle kullanın. Başka bir şey söylemiyorum."

'BAY KEMAL OLMAK KOLAY İŞ DEĞİL'

CHP lideri Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisine 'Bay Kemal' demesine de değinerek, "Şimdi diyor ya 'Bay Kemal'. 'Bay Kemal'i de anlatayım sizlere. 'Bay Kemal' olmak kolay bir iş değildir. 'Bay Kemal' olmak için önce namuslu adam olmak lazım. Türkiye'nin gerçekleri farklıdır. Siyasete girdiğimden bu yana halka her zaman ve ortamda doğruları söyleyeceğime söz verdim. Her yerde ve her ortamda Türkiye'nin çıkarlarını, insanımızın çıkarlarını savundum. 'Fakirdir', 'Zengindir', 'A Partisi', 'B Partisi' demedim. 'Doğu'da yaşıyor', 'Batı'da yaşıyor' demedim. Bu ülkede nerede yaşıyorsa aynı havayı teneffüs ediyorsak bayrağımıza aynı saygıyı gösteriyorsak vatanımızı seviyorsak her zaman onların yanında oldum ve her sorunu çözmek için de elimden gelen her türlü çabayı gösterdim" dedi.

Etiketler
Kırklareli Kemal Kılıçdaroğlu