Akşener'in konuşmasının şifreleri: Siyasette İttihatçı mirası

Akşener'in dün yaptığı konuşma, siyasetteki "İttihatçı mirası" tartışmasında yeni bir perde açtı. Akşener, Gezi direnişine sahip çıkarak 1908'i hatırlattı ve İttihat Terakki'nin sloganını kürsüden tekrarladı: "Kahrolsun istibdat yaşasın hürriyet."

Akşener'in konuşmasının şifreleri: Siyasette İttihatçı mirası

GERÇEK GÜNDEM - Türkiye’de yükselen enflasyonun neden olduğu hayat pahalılığı toplumun geniş kesimlerinin daha fazla yoksulluk hissetmesine yol açıyor. Enflasyonun nedeni ağırlıklı olarak iktidarın uyguladığı ekonomi politikaları olsa da geniş toplum kesimleri yaşadıkları sorunların sorumlusu olarak Suriye’deki iç savaştan ve Afganistan’daki karışıklıktan kaça sığınmacıları görüyor. Son dönemde bu tepkiyi yükselten ve görünür kılan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ oldu. Özdağ, özellikle sosyal medyadan yaptığı paylaşımlarla ciddi etkileşimler alınca bu politikasını daha da güçlendirdi.

İTTİHATÇI MİRAS

1915 Olayları’nın yıldönümü olarak kabul edilen 24 Nisan’da, Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ, yeni bir çıkış yaparak Ermenilerin “medyz yeghern” (büyük felaket) olarak tanımladıkları tehcirin sorumlusu olarak gördükleri dönemin Osmanlı hükümetinin başbakanı Talat Paşa’nın fotoğrafını yayınladı. Aslında Özdağ, 1921 Ermeni komitacı Tehliryan tarafından 1921 yılında Berlin’de öldürülen Talat Paşa üzerinden İttihatçı mirasa sahip çıktığı mesajını da veriyordu.

Hükümete muhalif milliyetçi seçmen nezdinde etkisini arttırmaya çalışan Özdağ’ın hamleleri İYİ Parti tarafından da yakından takip ediliyor. İYİ Parti lideri Meral Akşener’in dün partisinin TBMM Grubu’nda yaptığı ve kamuoyunda çok beğenilen konuşması her ne kadar Gezi davası üzerinden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedefe koymuş gözüküyorsa da metnin ideolojik referansları “İttihatçı miras bana ait” diyerek Özdağ’a da dolaylı bir yanıt içeriyordu.

Gezi’yi “müstemleke valisi gibi, ülke yöneten bir zihniyetin kararları ve sömürge şirketi gibi, ülke yağmalayan bir rantiye oligarşisi”ne “ülkücüsünden solcusuna, dindarından sekülerine” kadınıyla erkeğiyle gençlerin direnişi hatta “milli şuurun ayağa kalkması” olarak niteleyen Akşener, Gezi sürecini 2. Meşrutiyet’i yıkmaya çalışan 31 Mart ayaklanmasına karşı koyuş arasında bağ kurdu.

“KAHROLSUN İSTİBDAT YAŞASIN HÜRRİYET” SLOGANI

Akşener, şunları söyledi:

“Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi denilen, bir istibdadın içindeyiz. Ama bilinmelidir ki; hiçbir gayrimeşruluktan, yasallık türetilemez. Akıl ve vicdan sahibi, hiçbir Türk evladı, istibdada boyun eğmez. Şanlı tarihimizin, her dönemi, ‘Yaşasın Hürriyet, Kahrolsun istibdat!’ diye haykıran, cesur vatan evlatlarıyla doludur. Bugün meselemiz; istibdat karşısında, hürriyet için dik durabilme meselesidir.

Çünkü, 1908’de istibdada karşı koyan ruh neyse, Gezi de odur. 31 Mart’ta, meşrutiyeti yıkmaya kalkışan darbecilerin, karşısında duran irade neyse, Gezi de odur. Demokrasi için seferber olan, o günün Türk Gençleri neyse, ağacına, parkına ve heykeline sahip çıkan, Gezi’deki Türk Gençleri de odur.”

“Kahrolsun istibdat yaşasın hürriyet”, 2. Abdülhamit’in 32 yıllık tek adam yönetimine karşı çıkışın sloganıydı. Akşener, Gezi üzerinden bugünkü durumu tarif ederken 2. Meşrutiyet ile sonuçlanan İttihat Terakki’nin ilk döneminin en güçlü ve en yaygın söylemine atıfta bulundu.

O dönemin mottosu ise Fransız Devriminden mülhem hürriyet, müsavat (eşitlik), uhuvvet (kardeşlik) ile Türk İslam tarihinin en önemli kavramlarından adalet idi.

Akşener konuşmasında “Yaşasın hürriyet, adalet, müsavat ve meşveret” diyerek 2. Meşrutiyet’in bu en güçlü siyasi söylemini de anmış oldu. Ancak uhuvvet’i çıkartıp meşveret’i ekledi. Arapça ‘danışma’ anlamına gelen ‘meşveret’ aslında gücü paylaşmak ve çoğulculuk da içeren bir kavram. 18. Yüzyıl’ın sonlarından itibaren “meclis-i meşveret” adı verilen danışma kurumu düzensiz olarak toplanıyor. Ancak bu metne girmesinin belli ki yine İttihat Terakki göndermesi ile de ilişkisi var. İttihat Terakki’nin ideologlarından ve Paris’te yaşarken İstanbul’a döndüğünde “hürriyetin babası” olarak karşılanan sonradan Meclis-i Mebusan Başkanı olacak Ahmet Rıza’nın sürgünde kurduğu gazetenin adı da Meşveret idi.

TOPÇU KIŞLASI’NIN ANLAMI

Aslında Gezi’de yeniden ihyasına karşı çıkılan Topçu Kışlası’yla 2. Meşrutiyet ve 31 Mart karşı devrimci süreç arasında başka bir güçlü ilişki var. 31 Mart isyanı sırasında 2. Abdülhamitçi ve mutlakiyetçi avcı taburlarının ana karargahı Taksim’deki Topçu Kışlası’ydı.

Hareket Ordusu’nun komutanı Mahmut Şevket Paşa’nın “Meşrutiyetimizi mahvedip yerine yine istibdadı ikame etmek üzere İstanbul'da o köhne Bizans'ın Yıldız burcunda ikamet eden baykuş, insan kanı emmekten, öksüz yetimlere gözyaşı döktürmekten mütelezziz olan haris” sözleriyle motive ettiği Hareket Ordusu Meşrutiyeti geri kazanmak için İstanbul’a girdiğinde en son Topçu Kışlası’na çekilen avcı taburlarıyla çatışmış ve bu çatışmadan galip çıkmıştı. Ve o Topçu Kışlası sonrasında askeri vasfını yitirerek Taksim Stadyumu’na dönüşmüş ve oradan da Taksim Gezi Parkı olmuştu.

CHP’DEN ROL ÇALMA

Akşener konuşmasında buna da atıfta bulundu:

“Çünkü her devirde, bu vatanın bekçiliğini yapacak gençleri de olacak. Vahdeti’lerin karşısına dikilecek, Mustafa Kemal’leri de olacak. Topçu Kışlası hayallerine kapılanların karşısında, dimdik duran çapulcuları da olacak. İşte o nedenle buradan, bir kez daha ilan ediyorum: Parola vatan, işareti namus! Kahrolsun istibdat, kahrolsun zulüm yaşasın hürriyet.”

Sözlerine ‘‘parola vatan işareti namus, kahrolsun istibdat yaşasın hürriyet’’ Akşener, Cumhuriyet’in inkılapçı çizgisine de sahip çıkmış oluyor. Ve belki de bu çıkışıyla Cumhuriyet Halk Partisi’nden rol çalıyordu.

Etiketler
Hürriyet