Erkan Baş: Kılıçla her şeyi yapabilirsiniz ama kılıcın üstünde kalarak iktidarınızı sürdüremezsiniz

Türkiye İşçi Partisi Genel Başkanı Erkan Baş, Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş'ın konuğu oldu.

Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş'ın konuğu olan TİP lideri Baş, 19’uncu yılda yeni reform paketleri, neden şimdi ve içinde ne var, AKP neden MHP'ye muhtaç hale geldi, AKP nasıl çözülür, Meclis'te en çok neye şaşırdı? gibi sorulara yanıt verdi.

Türkiye İşçi Partisi Genel Başkanı Erkan Baş'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

"Türkiye'de açlık büyük bir tehlike haline gelmiş durumda"

Suat Toktaş: 19 yılda ekonomik paket reform paketi açıklandı. Her yıl bir reform yapılmış. Bu kez bir refaha erer miyiz ne dersiniz?

Erkan Baş: Benim parlementoda olduğum dönemde şöyle açıklanıyordu; yeni paket, sonra yepyeni paket, en yeni ekonomik paket, öz hakiki ekonomik paket falan diye devam ediyor.

İktidarın sınıfsal karakteri gereği büyük sermaye uluslarası sermaye hizmet eden bir iktidar olduğunu düşünüyorum ve açıklanan her yeni ekonomik pakette bu iddamızın kuvvetlendiği görünüyor. Ekonomi dediğimizde yapılması gereken şey sokaktaki insan haline bakmaktır.

Üreten ve çalışan insanların haline bakmaktır. Vatandaşlarımıza sorduğumuzda gördüğümüz şey şu; her geçen gün istisnasız yoksullaşma artarak devam ediyor ve Türkiye'de açlık büyük bir tehlike haline gelmiş durumda.

Buna bir Covid-19 bahanesi ortaya çıktı. Ben Covid-19’un iktidar tarafından işlevli bir biçimde değerlendirildiğini düşünüyorum. Yaptıkları her türlü halk düşmanı uygulamayı bir Covid-19 bahanesinin arkasına yerleştire biliyorlar.

TÜİK'e göre işsizlik verileri

Biz TÜİK'e, 'Türkiye illüzyon kurumu' diyoruz. Çünkü sokaktaki halkın vatandaşın yaşadığı gerçeği değil kendisine emredileni bir biçimde formüle etmeye ve rakamları halinde ifade etmeye çalışıyor. Geldiğimiz noktada TÜİK bile artık bunu gizleyemez hale geldi. Sokaktaki çalışacak durumdaki her 3 kişiden 1'i işsiz. Söz konusu kadınlar olduğunda işsizlik daha da derinleşiyor. Kadınlara doğru geldiğimizde on kişiden dördünün çalışamadım bir tabloyla karşı karşıyayız.

Bendeki rakam şunu söylüyor Türkiye tırnak içinde büyüyor kişi başına Gayrisafi milli hasılaya düşen pay azalıyor. 9.6 dolardan 8.6 dolara bir dolarlık bir kayıp var kişi başına 1 dolar azalmış

"Bu hafta Meclis'te bir suç işlendi"

Bu hafta mecliste bir kanun teklifi görüşüldü. Ve maalesef kanunlaştı. Meclis'te bir suç işlendi aslında. 15 Mart 2020’den sonra yapılan ihaleler diyor. Bir yıl önce bir ihale yapılmış. Bu ihaleyi bir şirkete almış fakat henüz ihale şartnamesi hazırlanmamış. Niye hazırlanmadığını bilmiyoruz. Nasıl işleyeceğini ilişkin planlama yapılmamış.

Niye yapılmamış diye baktığımızda şöyle bir tabloyla karşılaşmışız; ihaleyi alan şirket o kadar itibarsız bir şirket ki uluslararası kredi kuruluşları kredi vermiyorlar. 'Benim arkamda Karayolları Genel Müdürlüğü' var diyor. Bu ihalenin şartlarından bir tanesi de garantörü Karayolları Genel Müdürlüğü.

Uluslarası finans şirketleri diyor ki; 'Ben senin Karayolları Genel Müdürlüğü'ne güvenmiyorum, hazine garantisi istiyorum, bakanlıktan garanti istiyorum' diyor. Ve kanun bir şirket itibarsız uluslarası itibari olmayan durumu kötü bir şirket ihaleyi almış. Şirketin ismini biliyorum ama söylemek istiyorum.

Bu bu şirket ihaleyi almış. Bu ihaleyi niye bu şirkete vermişler? Kanunda bir değişiklik yaparak doğrudan bakanlığı garantör haline getirdiler. Ve böylece o şirket uluslararası kredi şirketlerinden parayı alacak.

Yani devlet sadece müşteri garantisi vermiyor aynı zamanda paranın da garantisi veriyor. Devlet diyor ki; bu şirkete siz parayı verin müşterisine ben sağlıyorum her şeyi ben sağlayacağım diyor. Yasalarımıza izin vermiyor mecliste eller kalkıyor iniyor yasa hazır.

TCK 236

Bu suçtur. TCK 236. İhaleden sonra kamu lehine bir düzenleme yapılarak kamu zarara uğratılıyor. Ve bu bir suçtur deniyor.

Burada nasıl kaynak aktarıldığını görmemiz. Burada büyük sermaye yandaş şirketlere nasıl kaynak attırıyor bu bunu görüyoruz. Ama size sistem sorunu. Parası olmayan bir şirkete ihale veriliyor.

"İşsizlik Fonu’nun yağmalanması meselesi"

Meclis sistematik bir biçimde yoksuldan alıp zenginlere veriyor. Benim en çok takıntı haline getirdiğim örneklerden bir tanesi İşsizlik Fonu’nun yağmalanması meselesi. Öyle yasalar çıktı ki patrona diyor ki; 'Sen bu işçiyi al ben bunun sigortasını İşsizlik Fonu'ndan kullanacağım' diyor. Böyle saçma sapan bir şey olabilir mi?

Siz zaten işçinin emeğinden alınterinden birikmiş kumbarası, işsizlik fonu işçinin işsiz kalırsa kullanmak üzere çalışırken kenara ayırdığı parayı, daha sonra işe girdiğinde patronu onun sigortasını ödesin diye veriyor. Görünürde işçinin sigortasını ödüyor ama bu işçinin yükümlülüğü değil ki.

Patronun cebinden çıkması gereken parayı devlet diyor ki; 'Sen parayı cebinde tut, çıkartma parayı, ben zaten işçilerden toplamıştım vakti zamanında onu kullan.' Bu başlı başına bir iktidarın halk düşmanı karakterini görmek açısından yeterli bir şey.

Etiketler
Halk TV Erkan Baş İşçi Türkiye