Bakanlığın kararı tartışma yarattı: 'Dünyada bunun örneği yok, vaka sayıları doğru değil'

Sağlık Bakanlığı'nın PCR testinin sadece semptom gösterenlere yapılacağını açıklaması tartışmaları beraberinde getirdi. Peki, uzmanlar bakanlığın kararıyla ilgili ne diyor?

Bakanlığın kararı tartışma yarattı: 'Dünyada bunun örneği yok, vaka sayıları doğru değil'

2 yıldan uzun süredir dünyayı etkisi altına alan koronavirüs, varyantlarıyla hayatımızı etkilemeye devam ediyor. Son olarak Omicron varyantı, tüm dünyayı olduğu gibi Türkiye'yi de etkisi altına almış durumda. 1 Ocak tarihinde 36 bin civarı yeni vaka açıklanırken, bu rakam 20 Ocak itibarıyla 71 binlere yükseldi. 20 günde iki katına çıkan vaka sayıları hastanelerde de yoğunluğu arttırdı. Sağlık Bakanlığı, Türkiye'de aşısız kişiler için PCR testi uygulamasına geçtiğimiz günlerde son verdi.

Sağlık Bakanlığı'nın aldığı kararda, "Aşısız veya aşı sürecini tamamlamayan ve son 180 gün içinde hastalığı geçirmemiş kişilerden, uçak, otobüs, tren veya diğer toplu ulaşım araçlarıyla gerçekleştirecekleri şehirler arası seyahatlerden önce, konser, sinema ve tiyatro gibi etkinliklere katılmadan önce, Milli Eğitim Bakanlığı okullarında görev yapan personele (öğretmen, servis şoförü, temizlik personeli vb.), tüm kamu ve özel iş yerlerinde çalışanlara, kamu ve özel kurumlar tarafından düzenlenen öğrenci kamplarına katılacak kişilere, PCR testi ile tarama yapılmasına gerek olmadığının değerlendirildiği bildirilmiştir." ifadelerine yer verildi. Ancak ertesi gün genelgede değişiklik yapılarak uçakla seyahat edecek kişilerden PCR testi istenmeye devam edileceği ifade edildi.

Karar, tıp çevrelerinde şaşkınlıkla karşılandı. Omicron kadar hızlı yayılan ve bulaş oranının bu kadar arttığı bir dönemde PCR test zorunluluğuna son verilmesi çeşitli soru işaretlerini de beraberinde getirdi. Uzmanlar, bu hamlenin hastanelerdeki test yoğunluğunu azaltmak için olduğu görüşünde birleşse de, neden hızlı antijen testlerinin hala kullanılmaya başlanmadığını soruyor.

Bakanlığın kararını, risklerini ve neler yapılması gerektiğini Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı ile Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan'a sorduk.

"GENELGELER İÇİŞLERİ BAKANLIĞI TARAFINDAN YAYINLANIP GERİ ALINAMAZ"

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı, Sağlık Bakanlığı'nın bilimsellikten uzak kararlar aldığını ifade ederek, "Bakanlık başından beri bilimin yol göstericiliğinin yanında tutum almıyor. Biz defalarca bu konuda uyardık. Özellikle hızlı antijen testlerinin devreye sokulması, risk gruplarının kalabalık ortamda bulunmak zorunda olan kişilerin hızlı antijen testleriyle taranarak temaslıların tespit edilmesini ifade ettik. Bu dönemde tarama testi olarak PCR'ı kullanınca yoğunluk laboratuvarlar üzerinde büyük bir yük oluşturdu. Omicron'un hızlı yayıldığını da dikkate alacak olursak, laboratuvarlar bu yükü kaldıramaz hale geldiler. Ama bu yöntemi kullanmak, hızlı antijen testlerini devreye sokmak gibi hiçbir adım atmadıkları gibi bir de üstüen PCR ile ilgili sınırlamalar getirdiler. Ayrıca hatırlatmak isterim. Bu tür düzenlemelerde açıklamayı yapacak olan makam İçişleri Bakanlığı değildir. Genelgeler İçişleri Bakanlığı tarafından yayınlanıp geri alınamaz. Salgının başından beri böyle bir yaklaşımla karşı karşıyayız." dedi.

"BİLİM DEĞİL EKONOMİK ÇIKARLAR SÖZ KONUSU"

Salgının başından beri ekonomik çıkarların ön planda tutulduğunu vurgulayan Fincancı, "Sonuçta bilim değil, biliyoruz ki başından beri ekonmomik çıkarlar söz konusu oluyor. Üstelik böyle bir durumda PCR testleri sınırlanınca insanlar özel sektörde bunu yaptırmak zorunda kalıyorlar. İnsanları özel hastanelere, özel laboratuvarlara yönlendirmiş oluyorlar. Burada da ekonominin önde gelmesi önemli bir belirleyen burada. Zaten temaslılarla ilgili ciddi bir sorun vardı. Temaslılarla ilgili olarak, uygun karantina koşulları sağlanmadığı ve destek söz konusu olmadığı için insanlar temaslı olduğunu bildirmekten bile kaçınıyordu. Şimdi ne yazık ki, daha da serbest dolaşıma geçmiş olacak virüs. Bir yalancı iyimserlik yayılıyor; Omicron'un daha az tehlikeli olduğu şeklinde. Oysa bu hızlı yayılım ve çok sayıda vakanın ortaya çıkması artan hasta sayısı olarak karşımıza çıkacak. Hastanelerin, hekimlerin, sağlık çalışanlarının yükü artacak." ifadelerini kullandı.

"TEMASLILAR HIZLI ANTİJEN TESTLERİYLE TESPİT EDİLMELİ"

Yapılması gerekenin ilk olarak hızlı antijen testlerinin kullanılması olduğunu kaydeden Fincancı, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kalabalık ortamda bulunan insanlarımızın, risk gruplarının yani zorunlu olarak çalışmak durumunda olanların hızlı antijen testi yaparak bu ortamlarda girmesi gerektiğini ve aynı şekilde okullara giden çocukların da hızlı antijen testi ile okula devamının sağlanması gerektiğini ifade etmiştik. Temaslıların tespiti konusunda etkili bir filyasyon önermiştik. Temaslılar tespit edildiğinde de kendi başlarına bırakılmamalı. Hastaneye yatma koşulları taşımayan insanlar bazen tek başına kalıyor ve bakımını sağlamakta bile zorlanıyor. Sadece solunum desteği ihtiyacı değil, hastalığın seyri itibarıyla halsizlik, yüksek ateş bunların her biri insanların kendi bakımlarını sağlama koşullarını ortadan kaldırıyor.

Kamusal olanaklarla hastaların ve temaslıların sağlamlardan ayrılması gerektiğini de ifade etmiştik. Bunun yanı sıra iş kaybına uğramamaları gerektiğini söylemiştik. Bu süreçte temaslıların hızlı antijen testleriyle de kontrol edilmesi, karantina süresinin buna göre değerlendirilmesi önemli adımlar olarak söylenebilir."

"BAKANLIK KARARIN SEBEBİNİ AÇIKLAMADI"

Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, bakanlığın PCR testleriyle ilgili kararının sebebinin açıklanmadığını kaydederek, "Bakanlık tam neden olduğunu açıklamadı ama bilimsel değil. Bir çalışma yapılıp, 7 günden fazla izolasyona gerek olmadığı aslında 7 günden sonra bulaşıcılığın bittiği falan gösterilmiş değil." dedi.

Bakanlığın PCR testlerine sınırlama getirmesinin iki sebebi olabileceğini söyleyen Ceyhan, "Birinci sebep ekonomik. Testler için ciddi para harcanıyor. Onu biraz kısabilmek için alınmış bir karar. Bir taraftan Omicron arttıkça bakanlık test sayısını arttırmak zorunda. İkinci sebep ise PCR testinin bir kapasitesi olması. PCR testleri her yerde yapılabilen testler değil. Belli laboratuvarlarda, belli cihazlar ve eğitilmiş insan gerektiriyor. Dolayısıyla siz PCR testini sonsuz sayıda arttıramıyorsunuz. Türkiye 300 binlerden 400 binlere çıktı. Bu sistemi zorluyor olabilir. Bu yüzden dünyadaki bütün gelişmiş ülkeler hızlı tanı testlerini devreye koydu. O kadar yüksek sayıda testi hızlı tanı testleriyle yapıyorlar. Bizde ise neden olduğunu anlamadığımız bir şekilde bir türlü bu hızlı tanı testleri devreye konmuyor. Üstelik Sanayi Bakanı, Almanya'da kullanılan 5 testten 2'sinin Türkiye'de üretildiğini açıklıyor. Türkiye'de neden devreye konmuyor bilemiyoruz." ifadelerini kullandı.

"VAKA SAYILARI DOĞRU DEĞİL"

Ceyhan, sözlerine şöyle devam etti:

10 gündür aşağı yukarı 60-70 bin civarında vaka sayımız var. Bu vaka sayıları doğru değil. Dünyada bunun örneği yok. Omicron varyantının bir baş özelliği var. Türkiye'nin nüfusuna yakın olup, bizden daha iyi önlem alanlarda bile Omicron vaka sayısı 2,5 günde iki katına çıkıyor. Bizde 60 binde nasıl durur. Bu kadar test yaptığımız için bu kadar vaka tespit ediyoruz. Pozitif kişileri tespit edemediğiniz sürece önlem alamıyor ve izole edemiyorsunuz. Çoğu belirtisiz ya da az belirtili geçirdiği için kişi de farkında değil. Çok daha fazla bulaş oluyor, bulaşıcılık yükseliyor. Test sayısı arttırılmalı, hızlı tanı testleri devreye konulmalı.

"PİLOT UYGULAMA ZAMAN KAYBI"

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın salı günü yapılan Koronavirüs Bilim Kurulu toplantısı sonrası yaptığı yazılı açıklamada, “Alınan tedbirlerin ve kaldırılan kısıtlamaların etkisinin ölçülmesine yönelik pilot çalışmalar ile planlı taramalar yapılmasına karar verilmiştir. Buna göre hastalığın bulaşma alanlarında yaşanan riskler varsa özel tedbirler alınmasına karar verilmiştir” ifadelerine de tepki gösteren Ceyhan, şunları söyledi:

Bakanlık açıklamasında 'Pilot uygulama yapacağız, kaldırılan önlemlerin etkisini göreceğiz' diyor. Bırakın bilimi, mantıken böyle bir pilot çalışmaya gerek var mı? Milyonlarca veri önlemlerin işe yaradığını göstermiş. Siz küçük çaplı bir pilot çalışmayla "Kapalı alanlarda yapılan toplantılarda risk yok" deseniz kim inanır? "Maske takmak gereksiz" deseniz kim inanır? Bunlarla vakit kaybetmek yerine bir an önce bu önlemlerin arttırılması lazım. Bu sadece zaman kaybına yol açıyor, başka bir şeye yaramıyor. Bölgesel değerlendirme ve pilot çalışmaların hiçbir anlamı yok.

Etiketler
Sağlık Bakanlığı