50/D’li araştırma görevlileri ve eğitim sendikaları şaşkın: "2009’dan bu yana talep ettiğimiz sorun seçim arifesinde gündeme getirildi!"

Eğitim-Sen yöneticisi Beyzade Sayın, “2009’dan bu yana mücadele ettiğimiz bir konuydu. Şimdi çözüm bulunması seçim yatırımı” diye konuştu. İstanbul Üniversitesi’nde çalışan 50/d’li araştırma görevlisi ise güvencesiz çalışmayı “Her anımız işsiz kalma stresi ile geçiyor” diyerek anlattı.

50/D’li araştırma görevlileri ve eğitim sendikaları şaşkın: "2009’dan bu yana talep ettiğimiz sorun seçim arifesinde gündeme getirildi!"

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, 30 Kasım’da sözleşmeli personele kadro düzenlemesi çerçevesinde, “Sözleşmeli öğretmenleri, uzun süredir güvence sorunu yaşayan 50/d’li araştırma görevlilerini ve sözleşmeli Kültür Bakanlığı sanatçılarını da kapsama dâhil ediyoruz.” dedi.

Bilgin’in açıklamasından sonra Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Erol Özvar, araştırma görevlileri için kadro yolu açılmasına ilişkin mevzuat çalışmasının önümüzdeki günlerde tamamlanacağını, ilgili düzenlemenin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatları ile hayata geçirileceğini kaydetti.

Özvar, 50/d'li araştırma görevlilerinin devlet kadrosuna alınmasına ilişkin, “Bu yeni düzenleme aslında onların akademik çalışmalarını daha sağlıklı ve psikolojik olarak, kendilerini daha motive edecek şekilde 33/a'ya intikaline yönelik bir çalışma olacaktır" sözlerini kullandı.

Üniversitelerde araştırma görevlilerinin bir kısmı 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu'nun 33/a bendine göre bir kısmı ise 50/d bendine göre çalışıyor.

33/A bendine dahil olan araştırma görevlileri özlük haklarını düzenleyen 2914 sayılı Yüksek Öğretim Personel Kanununa tabiler. 50/d bendine dahil olanlar ise iş güvencesi olmadan çalışıyorlar.

Eğitim uzmanları, 50/d, 33/a, 35 gibi düzenlemelerin, araştırma görevlisi istihdamını parçalayan uygulamalar olduğu yönünde hemfikir. Eğitim sendikaları uzun yıllardır, araştırma görevlilerinin güvenceli ve kadrolu istihdam edilmesi yönündeki taleplerinde ısrarcılar. Ancak bugüne kadar sendikaların ve 50/d’li araştırma görevlilerinin taleplerine yanıt verilmemişti.

SAYIN: 2009’DAN BU YANA TALEP EDİYORUZ

EĞİTİM- SEN (Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası) konuyla ilgili açıklamasında şunları kaydetti:

“Yıllardır açtığımız davalarda, yazdığımız raporlarda, gerçekleştirdiğimiz eylem ve etkinliklerde, Meclis’e sunduğumuz taleplerde, YÖK’ün çalıştaylarında ve elbette toplu sözleşme süreçlerinde sendika olarak tek başımıza savunduğumuz ‘50/d ile istihdama son verilsin, herkes güvenceli istihdam edilsin’ talebimiz, seçim arifesinde ve seçim yatırımı olarak kullanılmak istense de iktidar çevrelerince nihayet duyulur oldu!”

Gerçek Gündem’e konuşan Eğitim-Sen yöneticisi Beyzade Sayın, sözlerine “2009’dan bu yana mücadele ettiğimiz bir konuydu” diyerek başladı ve şöyle devam etti:

“50/d, yüksek Lisans ve doktoraya başlayan kişilerin doktorasını bitirdikten sonra işsiz kalması demek. Yılın en iyi tezini yazan bir biliminsanı, 50/d kadrolu ise doktorasını yazdıktan sonra işsiz kalıyordu, güvencesiz bir istihdamdı. 50/d’li araştırma görevlilerinin istihdam karşılığının 33/a’lı olarak atanmasını 2009’dan bu yana talep ediyorduk. İlgili mevzuat tamamlanırsa 50’d’li araştırma görevlileri güvenceli kadroya geçirilmiş olacaklar.”

İLGİLİ DÜZENLEME SEÇİM YATIRIMI

Sayın, ilgili düzenlemeyi seçim yatırımı olarak gördüğünü belirterek konuşmasına şöyle devam etti:

“EYT’lilere (Emeklilikte Yaşa Takılanlar), devlet sanatçılarına, Kültür Bakanlığı’ndaki çalışanlara kadro gibi düzenlemeler konuşuluyor. Güzel Sanatlar Fakülteleri’nde çok sınırlı sayıda çalışan ‘canlı model’ler de aynı sorun yaşanıyor. Bu insanlara kadro verilmiyor, çünkü sayıları az. Seçim için önemsenmiyorlar.”

50/D’Lİ ARAŞTIRMA GÖREVLİSİ: İŞSİZ KALMA STRESİ İLE YAŞIYORUZ

İstanbul Üniversitesi’nde 50/d’li araştırma görevlisi olarak çalışan, isminin haberde kullanılmasını istemeyen akademisyen “Her anımız işsiz kalma stresi ile geçiyor” diyerek yaşadıklarını sorunları şu sözlerle anlattı:

“Yüksek lisansta derslerinizi bitiremediniz diyelim, işten de atılıyorsunuz. Yazılı- sözlü sınavda yani yeterlilikte doktorada kaldınız diyelim, ikinci kez geçemezseniz doktoradan da işinizden de atılıyorsunuz. Sürekli baskı altındayız. Diğer taraftan doktorayı bitirene kadar üniversitenin doktora öğretim üyesi alım şartlarını sağlamak zorundayız. Bu da araştırma görevlilerini çok daha fazla rekabet eder hale getiriyor. Kendi arkadaşlarınızla çatışıyorsunuz.

33/a’lı üniversite görevlisi olduğunuz zaman yüksek lisans ve doktora öğreniminiz bittiğinde kadroyla ilişkiniz kesilmiyor. Doktora öğretim üyesi kadronuz gelene kadar devam edebiliyorsunuz. 50/d’li olduğunuz zaman ise kadronuz, doktoradan mezun olduğunuz gün sona eriyor. Çalışıp, doktor olup ama sonunda işsiz kalmak demek bu. Benim doktorayı bitirmeme nerden baksanız 6 yıl var. Ancak bu stresli bir dönem, çünkü güvenceli bir kadro değil.”

HER YIL YENİLENEN İŞ AKDİNİZ ANABİLİM DALI HOCALARININ TAKDİRİNDE

Konuştuğumuz araştırma görevlisi “50/d’li iseniz her yıl iş akdiniz yenileniyor. 33/a’da ise sözleşme üç yılda bir yenileniyor” diyerek yaşadıkları başka bir soruna da dikkat çekti:

“Her yıl yenilenen iş sözleşmesini Anabilim Dalı hocaları imzalıyor. İş akdiniz onların takdirine bağlı. Bu durum akademideki insan ilişkilerini de etkiliyor.”

Konuştuğumuz araştırma görevlisi, akademideki bir diğer sorunun ise araştırma görevlilerinin iş tanımının ilgili mevzuatta olmamasından kaynaklı “idari işlerin” de kendilerine verildiğini aktararak şöyle anlattı:

“Araştırma görevlileri, idari işleri de sırtlanmak zorunda. Belli programların hazırlanması, doküman işleri gibi mesai isteyen işler bunlar. Bu işleri kimse yapmak istemiyor çünkü 50/d gibi bir sorun var, ders çalışması gerek. Araştırma görevlileri arasında bu işler yapılmak istenmediği için iş barışı bozuluyor. Çünkü araştırma görevlinin bir iş tanımı yok. Akademik personelden, idarecilerden, dekandan, bölüm başkanından gelen görevleri yapmakla yükümlüyüz gibi davranılıyor. Bu iş nedir, sınırları nelerdir gibi soruların yanıtları ilgili mevzuatta bulunmuyor.”

Etiketler
YÖK Akademisyen Eğitim-Sen