Karar yazarı Taşgetiren’den Sezen Aksu’yu tehdit eden Erdoğan’a: Herkes kendi dilini yoklasın bir

Ahmet Taşgetiren: Camide seslendirilen, üstelik Cumhurbaşkanlığı seviyesinde seslendirilen “Dil koparma – Had bildirme” tehdidi ile nereye varılır ki?

Karar yazarı Taşgetiren’den Sezen Aksu’yu tehdit eden Erdoğan’a: Herkes kendi dilini yoklasın bir

Muhafazakar camianın önemli isimlerinden Karar gazetesi yazarı Ahmet Taşgetiren bugünkü yazısında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Cuma namazı sonrasında Sezen Aksu’ya yönelik “dil koparma” tehdidine tepki gösterdi.

Erdoğan’ın bu tehdit dilini kullanmasının nedenini sorgulayan Taşgetiren, “Ne yani bu memlekette 'dil koparma'ya teşne çok çok alıcı var da, siyaseten onlar mı tatmin edilmiş olmakta?” sorusunu yöneltti. Taşgetiren’in yazısındaki, “Herkes kendi dilini yoklasın bir” uyarısı dikkat çekti.

Taşgetiren’in yazısının ilgili bölümü şöyle:

“Cumhurbaşkanı nasıl o derin kamplaşmanın uzantısı haline geldi, anlamak mümkün değil.

Üstelik sembol bir camide?

Hem nasıl ifadelerle?

'Dil koparmak'tan söz ediyor sayın Cumhurbaşkanı.

'HERKES KENDİ DİLİNİ YOKLASIN BİR'

Emin Işık Hoca’nın yaklaşımıyla ifade edersek, insanların dilleriyle yaptıkları yanlışlar yüzünden 'dil koparmak' cezası uygulansaydı, dünyada dil kalmazdı herhalde. Herkes kendi dilini yoklasın bir.

'Cami ibadet yeridir. Cami hepimizindir. Cami dil koparma yeri değildir.'

Bu sözü Müjde Ar söyledi. Emin olun en akl-ı selimle söylenecek sözü söyledi.

Ne bileyim, sayın Cumhurbaşkanı da 'Keşke söylenmeseydi' diyebilirdi, 'Sezen hanım hakaret etmeyi düşünmemiştir' diyebilirdi, 'Toplumun hassas olduğu konularda daha dikkatli, titiz olmak gerekir' diyebilirdi…

Camide seslendirilen, üstelik Cumhurbaşkanlığı seviyesinde seslendirilen 'Dil koparma – Had bildirme' tehdidi ile nereye varılır ki?

Ne oldu şimdi? Memleket Sezen Aksu sevenlerle Adem Peygamber yanlıları arasında ikiye mi ayrıldı? Dini konuları böyle kamplar halinde ve en yüksek öfke tonunda tartışma zeminine taşırken Adem Peygamber’in ya da dini hassasiyetin doğru, sağlıklı algılanacağını mı düşünüyoruz?

Sorulmaz mı hem: 'Dili koparılacak' kişi ne hissetsin kendi ülkesinin Cumhurbaşkanına bakarken? 'Olsun, öte yanda -dil koparma- sevdası ile hareket edecekler bize yeter' mantığı mı işlemeli?

Ne yani bu memlekette 'Dil koparma'ya teşne çok çok alıcı var da, siyaseten onlar mı tatmin edilmiş olmakta?

Sonra dini öfkenin yansıması olarak böyle bir 'Dil koparma' söylemi dünyada nasıl algılanır hiç düşünüldü mü?

'KORKSUNLAR MI?'

Ne hissediyor sayın Cumhurbaşkanı şimdi bilmem. Memleket tartışıyor. 'Korkmuyoruz, diye seslendi Müjde Ar, Sezen Aksu ile beraberken…' Ne olacak şimdi? Ne diyelim, korksunlar mı?

Bir şeyler yanlış gidiyor ama kim fark edecek bilmiyorum.'

Yazının tamamını okumak için tıklayın

Etiketler
Sezen Aksu Cumhurbaşkanlığı Tehdit