Umutsuzluğa kapıldığınız zamanlar oldu mu hiç?
Benim zaman zaman oluyor.
Dün de aslında öyle bir gündü.
Özellikle mesleğim adına haberin değerinin giderek azaldığını hissettiğim bir süreci yaşıyordum.
Ancak yaşlı ve bakıma muhtaç amcalarımızın, teyzelerimizin başına gelenleri anlattığım yazı ülkenin gündemine oturdu. Aslında niyetim iş insanı İnan Kıraç üzerinden bir şeyler yazmak değildi. Ancak düşünün, İnan Kıraç’a dahi bunu yapanlar halka neler yapmazdı?
Dün bir lağımı deşmeyi hep birlikte başardık. İddialara ilişkin soruşturma başlatıldı. Habercilik bahçemde çiçekler açtı. Hepimizle gurur duyuyorum.
Buradan tüm Gerçek Gündem okurlarına çok teşekkür ederim.
Şimdi hemen soracaksınız “Yazınızın devamı nerede?” diye.
Merak etmeyin hemen yazıyorum…
Yeni bilgilere ulaştım.
Bu vasi meselesine ilişkin iki yıl önce 13 Sulh Hukuk Hakimi olan yiğit bir kadın mahkemelere direkt müzekkere yazarak uyarıda bulunmuş. Daha da ilginç olanı bu hakim bazı isimlerin vasiliklerini kuşkulu bulup iptal etmiş. Bu vasiler ise sanki bu dosyalar şahsi davalarıymış gibi vasiliklerinin devamı için üst mahkemelere itirazda bulunmuşlar. Evet evet siz sormadan ben söyleyeyim, itirazları yerinde bulunmuş.
Yani düşünün vasilik mahkemece verilen bir görev, aynı mahkeme “ben sizi görevden alıp başkasını atayacağım” deyince bunlar itiraz edip “illa biz olmalıyız” demişler.
Kadın hakimin başına gelenler ise malumunuz. Başka bir ilde görev yapıyor kendisi…
Şimdi gelelim iş insanı İnan Kıraç meselesine…
İnan Kıraç’a, ta Çorum’dan bir avukat atayıp bu avukata da yüzde 10’luk vekalet ücretinin yüzde 40’ını yani sadece 128 milyoncuğu vekalet ücreti olarak ödeyen iki genç vasi ile konuştum. Malum avukatların yoksulluktan intihar ettiği bir süreçte 128 milyon çok konuşuldu. Avukatların hakkıdır, konuşsunlar.
İki genç vasiye “Neden pek çok dosyaya vasi olarak siz atanıyorsunuz? Sizden daha kıdemli avukatlar varken neden sizler seçiliyorsunuz?” diye sordum. İki vasinin yanıtları benzer. O nedenle tek paragrafta aktaracağım. Takdir siz okurlarımızın:
“Bizim bu kadar çok vasi dosyası aldığımızı nereden biliyorsunuz? Neye göre çok? Yaptığınız şey kişisel verilerin ihlali demek. Mesela ben birinin evine gidip onun gelirlerini araştırsam bu habercilik mi olur? Ben işimi iyi yapıyorum ki bu vasilik görevi bana veriliyor. Kıdemimize rağmen biz daha başarılıyız ki hakimler böyle uygun görüp bu dosyaları bize veriyor.”
Genç avukat vasilerin yanıtını okudunuz. Aman şimdi “Bugün yetkililere soru sormayacak mısınız?” diyebilirsiniz. Elbette yetkililere sorularım var. Aman panik yapmayın, sadece iki soru soracağım:
-Vasi atamaları nasıl yapılıyor? UYAP otomatik tevdi sistemi nasıl devre dışı bırakılıyor?
-Yukarıda bahsettiğim kadın hakim, komisyona başvuru yaptı mı? Yaptıysa akıbeti ne oldu? Yoksa sümen altı edilip işleme konulmadı mı?