Diyelim ki kimyasal madde satıcısıyım. Sattığım ürünler her derde deva. Ancak bazılarının bir özelliği var ki insanları uyuşturuyor, kendinden geçiriyor. Benim bu konuda bir sorumluluğum yok mudur?
Bir yandan da şikayetler geliyor sizin sattığınız bu ürünlerle insanlara zarar veriliyor diye. Yine duymamazlığa gelip en azından dikkatli olmaz isem bu beni sorumlu yapmaz mı? Yapar tabii ki. İşte tıpkı buradaki kimyasal madde satıcısı gibi komünikasyon şirketleri de dolaylı yoldan da olsa maalesef binlerce dolandırıcılıktan sorumlu.
Kağıt üzerinde sorumlu değiller eyvallah. Ama bu onları ürünlerinin kötü yolda kullanılmasına karşı tümüyle sorumsuz mu kılar acaba?
Bu yazıyı yazmaya karar verdiğim an yürüyüş yaparken 850'li bir numaradan aranmaya başladım. Kibar biriydi. (Daha kibar olmayan dolandırıcı görmedim) Ve bir online bahis sitesinden aradığını söyledi. 0 850 hat Türk Telekom’a aitti. Ondan kiloyla alınıyor ve ondan sonra neye kullanılırsa kullanılıyor. Türk Telekom bunların hiçbirini umursamıyor. Ve bunlar da yasa dışı olduğu çok açık organizasyonların hizmetine veriliyor. Bana denk geldiği şekilde son derece tehlikeli, ocakları göçürten bir işte kullanılıyor. Sadece bu değil başka şeylerde de kullanılıyor. Bolca telefon dolandırıcılığı. "İnternetiniz bitti yenisini verelim" de var, "Hakkınızda dava var" da var. "Uzlaşma dosyanız arabulucuda" diyenler de son zamanların modası.
Tümü bu 850 hatlar üzerinden yapılıyor. Bunu bir kenara koyalım. İşin bir de SMS kısmı var, yüzlerce SMS geliyor yüzlerce. Yüzde 90’ı dolandırıcılık, yüzde 90’ı insanları kandırmaya yönelik ve kuvvetle muhtemel yasa dışı davranış biçimleri. Baş etmek mümkün değil. Sorarsanız telekomünikasyon şirketleri önlem alıyorlar. Ama hiçbir işe yaramıyor. Onlar da baştan savma bir iş için baştan savma bir şekilde önlem alıyorlar anlaşılan. Çünkü bunca yıldır önlem alsalar bu iş biterdi yahu. Kendi vatandaşına bu kadar düşman bu şirketler nasıl varlıklarını sürdürebiliyor hayret ediyorum. Çünkü bir anlamda bu dolandırıcılarla örtülü de olsa işbirliği yapıyorlar. Evet belki cebimizden parayı onlar çalmıyor. Ama çalana yer temin ediyor. İmkan tanıyor. Ve çalan üzerinden para kazanıyor.
Bir tane 0 216'lı yani İstanbul Anadolu yakasından sabit bir hattan zamanında aranmışım ve engellediğime göre bir dolandırıcılık teşebbüsü olmuş. Sonra engelli numaraya bakıyorum her gün ama her gün neredeyse aynı numaradan bir insan aranır mı arkadaş ya! Otomatik sisteme bağlıyorlar dönüyor dolaşıyor karşına çıkıyor.
Sevgili dostlar muhtemelen bu anlattığım şeyin hukuken bir karşılığı yoktur. Buna idari bir çözüm gerekiyor. Çünkü vatandaşın dolandırılmasına aracılık eden bu şirketlerin önemli bir kısmı kamu kontrolünde. Hoş özel sektör olsa dolandırma izni olacak değil ya. Lütfen yetkililer, lütfen etkililer, insanınızı koruyun. Bunlar her türlü sıkıntıya göğüs geren yasal da saygılı vatandaşlar.
Tabi bir de korsan kumar ve bahis siteleri var. Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın haftalardır hemen her konuşmasında değindiği, böylesi bir tehlikeye kucak açmak zemin hazırlamak ne kadar doğru. Bu adamlar SMS atıyorlar. Bu SMS'leri Türk Telekom’dan satın alan şirketlerden alıp atıyorlar. Bu adamlar mobil şirketlerden aldıkları SMS hatlarından atıyorlar. Turkcell’den Vodafone‘dan.
Kamu görevlilerine düşen, bırakın kamu görevlisini sırada her vatandaşa düşen yasadışılığın önlenmesi değil midir? Bir başkasının zarar görmesini engellenmesi değil midir? O yüzden telekomünikasyon araçları -ki buna internet de dahil- kullanılarak suç işlenir ise servis sağlayıcıların da sorumlu tutulması gerektiğini düşünüyorum. Bireysel suçlar da değil, birbirini tehdit etmiş birbirine küfür etmiş bunlar da değil. Ama böyle organize bir şekilde vatandaşları dolandırma ya da kumara, kaçak bahse yönlendirmeye uğraşanlar konusunda bu kurumların sorumlu tutulması gerekiyor. Çünkü başka türlü baş edilebilir gibi değil. Bir düşünün bankalar yasa dışılığında şüpheli bütün hareketleri bildirmek zorundalar. Peki neden telekom şirketinin böyle bir yükümlülüğü yok.