Sonbaharda Masalsı Bir Durak: Eskişehir

Renklerin en güzel tonlarına bürünen Porsuk kıyıları, sıcacık kafeleri ve sanat dolu sokaklarıyla Eskişehir, ekim ayında huzurlu ve keyifli bir kaçamağın adresi.

Ece Seçil Şahin Yazar ecsecsahin@gmail.com

Ekim ayı, Eskişehir’i ziyaret etmek için belki de yılın en güzel zamanı. Yazın kalabalığı azalmış, havalar ne çok sıcak ne de çok soğuk. Şehrin içinden geçen Porsuk Çayı ve etrafındaki kafelerde keyifli vakit geçirebilirsiniz. Gondolların ve botların suya hafifçe süzüldüğü bu manzarayı izlerken, Eskişehir’in neden “Küçük Venedik” olarak anıldığını anlamak hiç de zor olmuyor.

Ekim ayında Eskişehir sokakları bambaşka bir atmosfer kazanıyor. Odunpazarı evlerinin pastel tonları sonbahar ışığıyla daha da canlı hale geliyor. UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ndeki bu tarihi bölge, hem mimarisiyle hem de sıcak atmosferiyle büyüleyici şehir. Buradaki butik müzeleri, el sanatları atölyelerini ve rengarenk kafeleri gezmek, şehri tanımanın en keyifli yollarından biri. Özellikle Odunpazarı Modern Müze (OMM), sanatseverlerin mutlaka uğraması gereken bir adres.

Odunpazarı evleri

Şehirde gezilecek yerler bunlarla sınırlı değil. Balmumu Heykeller Müzesi, Çağdaş Cam Sanatları Müzesi, Sazova Bilim, Sanat ve Kültür Parkı gibi noktalar da hem yetişkinlerin hem de çocuklu ailelerin ilgisini çekecek türden. Sazova Parkı’ndaki masal şatosu ve korsan gemisi, gezmeyi sevenlerin gözdesi olmaya devam ediyor.

Eskişehir’e gelip de meşhur çiböreği tatmadan dönmek olmaz. Kafeler Sokağı’nda sıcacık bir kahve içmek, Hamamyolu Caddesi’nde yürüyüş yapmak ya da akşam Porsuk kıyısında bir akşam yemeği yemek, şehrin sunduğu huzurlu anlardan sadece birkaçı.

Bu ay bitmeden Eskişehir’e yolunuz düşerse veya yolunuzu düşürürseniz, sanat, tarih ve doğanın tam ortasında sonbaharın tadını çokça çıkaracağınızdan emin olabilirsiniz.

Tüm yazılarını göster