Özgür Özel'den Orman Yangınları Tepkisi: 'Yas Gününde Olmasak Çok Ağır Şeyler Söyleyeceğim'
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal'ın ziyareti sonrası açıklamalarda bulundu. Eskişehir'deki orman yangınını söndürmek isterken 10 kişinin yaşamını yitirdiği orman yangını hakkında konuşan Özel, iktidara sert sözlerle yüklendi. Özel, " Bunun iler tutar, kabul edilebilir tarafı yok. Yas gününde olmasak, bir matem gününde olmasak, henüz cenazeler toprağa kavuşmamış olmasa çok ağır şeyler söyleyeceğim artık bu konuda" dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal ile yaptığı görüşmenin ardından gündeme ilişkin açıklama yaptı.
Eskişehir'de orman yangınına müdahale ederken 10 kişinin hayatını kaybettiği olaya ilişkin konuşan Özel, "Ama artık her sene hem orman, hem içindeki canlılar ve böyle kabul edilemez bir şekilde canlarımızın kaybedildiği bir süreçte bir kez daha ifade etmek istiyoruz. Her sene aynı şeyler konuşuluyor, kışın unutuluyor. İtibardan tasarruf etmeyenler, uçak filolarından tasarruf etmeyenler Türkiye’nin orman yangınlarıyla etkin mücadele edeceği ekipmanlardan, uçaklardan tasarruf ediyorlar" ifadelerini kullandı.
'YASA GÜNÜNDE OLMASAK AĞIR ŞEYLER SÖYLEYECEĞİM'
"Bunun kabul edilebilir tarafı yok" diyen Özel, "Bir yas gününde olmasak, bir matem gününde olmasak, henüz cenazeler toprağa kavuşmamış olmasa çok ağır şeyler söyleyeceğim artık bu konuda. Ama bir kez daha hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diliyoruz. Acılı ailelerinin yasını, acılarını paylaşıyoruz. Tüm milletimizin başı sağ olsun" sözleriyle tepki gösterdi.
MERKEZ BANKASI'NIN FAİZ KARARINA ELEŞTİRİ
Merkez Bankası’nın faiz indirimi kararını değerlendiren Özel, “Merkez Bankası eğer 19 Mart darbesi olmasaydı istikrarlı şekilde 2,5 puan 2,5 puan her ay faiz indiriyordu ve bu sürecekti. Bunu bütün hepimiz biliyorduk ve bu noktalara da şöyle gelmiştik. Seçimden önce kendileri orada duruyorken ‘Nasıl yapalım?’ deyip, sırf tüketici güven endeksini yukarı çekebilmek için, piyasaya fazla para basarak, enflasyonu kontrol etmeyerek görece bir satın alma imkanı ve bir çılgınlık dönemi yaşattılar Türkiye’ye. Sırf seçimi kazanabilmek için. O dönemde doların fırlamasına engel olmak için Kur Korumalı Mevduattan hepimizin sırtına tarihin ağır yükünü bindirdiler. Ve dünya siyasi tarihinde alınmış en kötü kararla, en haksız, hakkaniyetsiz kararla yoksulun sırtından aldılar ve zengine verdiler o süreçte, bir şekilde o süreci geçirebilmek için” ifadelerini kullandı.
'19 MART OLMASAYDI FAİZ 32.5'TU'
Özel şöyle devam etti: “Seçimi kazanacakları güne kadar övündükleri ve hatta ekonomi alanında ödül alacaklarını iddia ettikleri bu sistemi, seçim günü terk edip ‘Bunlar irrasyoneldi, biz rasyonel politikalara döneceğiz. Mehmet Şimşek gelecek, enflasyon ile mücadele edecek, faiz enstrümanını, silahını doğru şekilde kullanacak, enflasyonu düşürecek.’ Hiç yeri yokken bütün dünya 3 olan enflasyonu 6’ya çıktığında doğru zamanda faiz silahını kullanıp enflasyonu Avrupa ülkeleri, Amerika, 3’lük enflasyonu 6’dan geriye döndürmüşken, 4’lük enflasyonu 9’dan geri çevirmişken, tek haneli enflasyonlardan yüzde 83’lere, gerçekte yüzde 150’lere bu ülkede enflasyonu çıkaranlar; seçimden sonra acı reçeteyi yine millete, acı ilacı millete içirerek bir kemer sıkma dönemine girdiler. Ve faiz 2,5 puan 2,5 puan 2,5 puan iniyordu aşağıya doğru. 19 Mart darbesini yaptılar. Yapılmasaydı bugün faiz ya 32,5’tu ya 35’ti. Aksini iddia eden bir kişi varsa çıksın konuşsun. O dönemde Türkiye’nin 150 milyar dolara yakın varlığını bir maliyet olarak milletin sırtına yüklediler."
'FAİZLE BU İŞİ ÇÖZMEK MÜMKÜN DEĞİL'
Venezuela'da sonra en yüksek faizin Türkiye'de olduğunu ifade eden Özel, "Şu anda ‘43 yaptık’ dedikleri faiz, darbe olmasaydı ya 32,5 olacaktı ya 35 olacaktı. Belki de 30 olacaktı. Şu anda Türkiye’nin faizi dünyada, Venezuela’dan sonra en yüksek ikinci faizdir arkadaşlar. Şaka yapmıyorum. Venezuela‘da yüzde 59, Türkiye’de yüzde 43. Bizden bir iyisi, mesela eskiden ne olur? Senden bir önde kimi beklersin? Bir Balkan ülkesi. Bir ilerisinde bir Avrupa ülkesi. Bizden iyisi Zimbabwe arkadaşlar. Kötümüz arkamızda Venezuela var, önümüzde yüzde 35’le Zimbabwe var. Zorda dediğin savaştaki Rusya’da yüzde 20. İşgal altındaki Ukrayna’da yüzde 15. Avrupa’da Euro Bölgesi’nin faizi yüzde 2,5. Ne 43’ünden bahsediyorsunuz? Yüzde 2,5 Euro Bölgesi’nin faizi. Türkiye kötü yönetiliyor ve derhal bu kötü yönetenden kurtulmak, Türkiye’yi tekrar düze çıkartmak lazım. Bunun da bir tane enstrümanı var. Sandık. Öyle faizle bu işi çözmek mümkün değil. Sandık gelecek ve Türkiye’nin bütün sorunları yeni iktidar tarafından çözülecek. Bunun lamı cimi kalmadı" şeklinde konuştu.
TELE1 VE HALK TV'YE CEZA VERİLMESİNE TEPKİ
RTÜK tarafından TELE1 ve Halk TV’ye verilen cezalar hakkında konuşan Özel, şu ifadeleri kullandı: "Ceza ne? Merdan Yanardağ FETÖ’ye ilişkin olarak demiş ki; ‘Siyasal İslamcı örgütlenme’ demiş. Bunun için ceza veriyorlar. ‘İktidar 15 Temmuz’da Türkiye’yi bir darbeye doğru sürükledi’ demiş. Bunun için ceza veriyorlar. Merdan Yanardağ’ın söylediği bu sözde ekran karartacak ne var? Haydi uyduruyor, ne diyordunuz bugüne kadar? Yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçu. Bu nedir? Tarihsel bir gerçekliği alenen tekrar etme suçu. 15 Temmuz darbesine bu ülkeyi AK Parti sürüklemedi de 2009 yılında kürsüye çıkıp ‘Kardeşim bunlar gün gelir en büyük kötülüğü size yaparlar’ diyen Kamer Genç mi sürükledi? O süreci Kamer Genç mi başlattı? Her seferinde tehlikenin büyüklüğüne dikkat çeken Cumhuriyet Halk Partisi mi başlattı? Bu FETÖ denen yapıyla tarihsel husumet içinde olan bizler mi başlattık, sürükledik? Kendi başlarını belaya soktular, ondan sonra darbenin ertesi günü darbecilerin karşısında durduk diye, demokrasinin, seçilmiş Meclis’in arkasında durduk diye tebrik kuyruğuna girdiler önümüzde. Şimdi çıkmışlar bunu söyleyen Merdan Yanardağ’a ve kanalına kapatma cezası veriyorlar.
'KANALA DEĞİL, İZLEYİCİYE CEZADIR'
Ekran karartma SZC TV için söyledim, Halk TV yürütmeyi durdurma almadan önce de söyledim. TELE1 için de söylüyorum. Bu kanallar açısından birer ceza değildir. Bu kanalların izleyicilerine cezadır. Diyor ki, Türkiye Cumhuriyeti'ndeki 83 milyon vatandaşa, aklı başında Türkiye Cumhuriyeti’nin bütün vatandaşlarına diyor ki, senin elinde bir kumanda var, bastığında ne izleyeceğine sen karar veriyorsun. ‘Veremezsin kardeşim’ diyor. ‘Burası öyle bir ülke değil, ben karar vereceğim. İşime gelmeyen kanalı karartacağım’ diyor. Bu karartma cezaları sadece ve sadece dün kullanılan iki ifadeden dolayı verilen cezalar değil. Bu ceza aynı suçtan bir kez daha ceza aldıklarında lisansları iptal oluyor. Bu Türkiye Cumhuriyeti’nin yapılacak ilk serbest seçimlerde iktidarı değiştirme iradesine darbe sürecinin medya ayağıdır. Muhalif televizyonları, doğruları söyleyen televizyonları susturma çabasıdır.
'ÜMİT EDİYORUM YARGI KARARI DURDURUR'
"Seçime Halk TV olmadan TELE1 olmadan, SZC TV olmadan girme çabasıdır" diyen Özel, şöyle devam etti: "Aynı Ekrem İmamoğlu karşısında aday olmadan girmeyi nasıl istiyorsa medya tarafında da bunu istiyor. Bir bahane buluyor, bir cümle buluyor. Oradan kapatma veriyor, bir dahaki sefere lisans iptali vermeye çalışacaklar. Bu meseleyi öyle basit bir mesele olarak görmediğimizi ve temel bir mesele olarak gördüğümüzü, hem kurumlarla en yüksek dayanışmayı göstereceğimizi, hem de en sert mücadeleyi bu olan vereceğimizi ifade etmek isterim. TELE1 ailesine de geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum. Ümit ediyorum idari yargı bu yanlış kararın bir an önce yürütmesini durdurur."