'Putin AKP'yi feci kandırmış'

7 Eylül'de Tahran'da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Rus lider Putin ve İranlı mevkidaşı Ruhani üçlü bir zirve ile İdlib meselesini masaya yatırdı.

'Putin AKP'yi feci kandırmış'

Görüşmenin canlı yayınlanması Türk tarafında bir rahatsızlığa neden olurken, Erdoğan 'canlı yayınlandığını bilmiyordum' dedi.

Sözcü Gazetesi yazarı Zeynep Gürcanlı ise, "Tahran Zirvesi, kandırılanlar kulübü" başlıklı ironi yaptığı yazısında AKP'nin İdlib'deki topyekün operasyonu engelleme şansını zirveyle birlikte kaybettiğini belirtti.

Canlı yayın meselesinde ise, "Dünyada ve Türkiye'de herkesin kendisini kandırdığını ilan eden AKP'liler, bugüne kadar nedense Rusya Lideri Vladimir Putin'i “kandıranlar” kategorisi dışında tutmaya özen gösteriyordu. Ancak Tahran zirvesinde, İranlıların sürpriz bir kararla, tüm toplantıyı canlı yayınlamaları ile, aslında Putin'in de AKP'yi kandırdığı –üstelik feci kandırdığı- ortaya çıktı" görüşünü dillendirdi.

Gürcanlı, İdlib'e sıkışmış 3.5 milyon sivilin çok büyük bölümünün Esad muhalifi olduğunu hatırlattıktan sonra, Türkiye'nin daha önce de Halep'teki, Deyr-El Zor'daki, Doğu Guta'daki tüm cihatçıları bölgeden tahliye etmeye ikna ettiğini hatırlattı. Tahliye edilenlerin de İdlib'e getirilip sıkıştırıldığını ise, Gürcanlı şöyle anlattı:

"19 Ekim 2016'da bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan aynen şöyle demişti; “Putin ile dün akşam görüştüm, Putin'in bir ricası oldu ve El Nusra'yı Halep'ten çıkarmak için bir çalışma içinde olalım diye mutabakatı görüştük.”) Kısacası, İdlib'deki Esad karşıtı cihatçılar AKP hükümetinin yardımıyla bu bölgeye getirilip, sıkıştırıldılar.

Şimdi Putin ve Esad elele verip, İdlib'de bu grupları – ve elbette ailelerini de- imha etmek için harekete geçmiş durumdalar."

Bu durumda Erdoğan'ın bir kez daha kandırıldığına işaret eden Gürcanlı, "Kandıranlar kulübüne Tahran zirvesinde sadece Putin girmedi; listeye İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'yi de eklemek gerek. Soru şu; İran gibi hiçbir şekilde şeffaf olmayan bir rejim, müthiş bir şeffaflık örneği göstererek neden Tahran zirvesini baştan sona canlı yayınladı" diye sordu.

Cevaben de, "Yanıtı, canlı yayında tüm dünyanın ne izlediğinde gizli" notu düşen Gürcanlı, yazısını şöyle sürdürdü:

"İşin özeti şu; Erdoğan İdlib için “ateşkes” istedi, Putin ise “terör örgütleri burada yok. O zaman ateşkesi kimle konuşacağız” dedi. Böylece canlı yayında İranlılar, Türkiye'yi İdlib'deki cihatçı grupların “hamisi” gibi sunmayı başardılar.

Ortadoğu'daki tüm Şii hareketlerin “hamisi” durumunda olan, bu nedenle de başta ABD olmak üzere, Batı'nın büyük tepkisini çeken İran, Türkiye'yi de tüm Sünni cihatçı grupların “hamisi” gibi göstermeyi başardı. Tek taşla iki kuş; İran, hem “Ortadoğu'da yalnız değilim. Herkes birilerini destekliyor” imajı yarattı, hem de Türkiye ile başta ABD olmak üzere, Batı'nın arasını daha da açabilmek için yeni hamle yapmış oldu.

Unutmayın; İran'ın bugünlerdeki en büyük derdi Washington'un yaptırımları. Bu yaptırımlardan olabildiğince korunmanın yolu ise, Türkiye gibi ülkelerin ABD ile zaten limoni olan ilişkilerini daha da kötüleştirmek. Böylece etrafındaki müttefiklerini arttırmak."

Etiketler
İdlib İran