Kadına ve Sağlıkçılara şiddetin önlenmesine yönelik kanun teklifi Meclis'te; CHP'nin önerisi reddedildi

Kadına ve sağlık çalışanlarına şiddetin önlenmesine ilişkin kanun teklifinin TBMM Adalet Komisyonu’ndaki görüşmelerinde CHP’nin anayasaya aykırılık önergesi reddedildi.

Kadına ve Sağlıkçılara şiddetin önlenmesine yönelik kanun teklifi Meclis'te; CHP'nin önerisi reddedildi

Kadına ve sağlık çalışanlarına şiddetin önlenmesine ilişkin kanun teklifinin TBMM Adalet Komisyonu’ndaki görüşmelerinde CHP’nin anayasaya aykırılık önergesi reddedildi.

AKP Ankara Milletvekili Lütfiye Selva Çam’ın ilk imzacısı olduğu ve 110 milletvekilinin imza attığı 17 maddelik ‘Türk Ceza Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ önce Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonunda daha sonra da Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu’nda ele alınmıştı.

Kanun teklifinin görüşmeleri, iki tali komisyonun ardından esas komisyon olan TBMM Adalet Komisyonu’nda bugün başladı. Teklifinin ilk imzacısı olan AKP Ankara Milletvekili Lütfiye Selva Çam sunumunu yaptı. CHP, komisyonda anayasaya aykırılık önergesi verdi.

KABOĞLU: “TEKLİF SAHİBİ İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NDEN HİÇ SÖZ ETMEDİĞİ”

CHP İstanbul Milletvekili İbrahim Kaboğlu, şunları söyledi:

“Bu bir torba yasa biçimde değil de kadına karşı şiddet ve sağlıkta şiddet konusunu düzenleyen bir tikel yasa olması temenni edilirdi. Ama tabi ki bu haliyle bile çok önemli bir yasal düzenleme olduğunun farkındayız.

Sayın konuşmacı, teklif sahibi, 6284 sayılı Yasa’dan çok söz etti. Fakat o yasanın anası durumunda olan, üst normu durumunda olan, onun neşet ettiği metin olan İstanbul Sözleşmesi’nden hiç söz etmediğini doğrusu anlayamadım.”

Teklifte maddelerde eşitlik ilkesi sorunu olduğunu belirten Kaboğlu, şunları söyledi:

"Esasen eğer bu sözleşmenin 10 yıllık uygulaması Türkiye’de normatif değeri göz önüne alınmış olsaydı belki şu anda metinde tanık olduğumuz bazı teknik ve anayasal sorunların ortaya çıkmasını önleyebilirdik. Tabi bu benim saptamam, bu metinde olumlu madde yok anlamına gelmiyor. Birçok olumlu madde var… Ancak benim burada dikkatinizi çekmek istediğim birkaç noktadan biri eşitlik ilkesidir. Eşitlik ilkesi 2’nci madde ile 6’ncı maddeye kadar yayılan, eşitlik ilkesinin anlaşılış biçimi ve bunun yasaya aktarılma şeklidir…Nedir buradaki eşitlik sorunu? Şudur. Madde 2 ile ‘gebe olduğu bilinen kadına karşı’ ibaresi ‘kadına karşı’ şeklinde değiştiriliyor. Bu şekilde adam öldürme suçunun mağdurunun kadın cinsiyetinden olması suçun nitelikli hâline çevrilmesi sonucunu doğurmaktadır oysa Anayasa madde 10 açıktır eşitlik ilkesi bakımından. Şimdi bu durumda mağdurun sırf kadın olması şöyle bir çelişkiyi beraberinde getiriyor. Bir kadın; bir erkeği ve bir kadını öldürüyor ve kadının öldürdüğü kadın nedeniyle daha fazla ceza alacak. Ama erkeği öldürdüğü için daha az ceza alacak gibi bir sonuç doğuruyor. Bu sorun aslında Türkiye’de kadına karşı erkek şiddeti olgusuyla mücadele edilmesi bağlamında yapılması gereken İstanbul Sözleşmesi’nin cezayı ağırlaştırıcı koşullar başlıklı 46’ncı maddesinin birinci fıkrasının a bendindeki tanımını kullanmaktır.”

İstanbul Sözleşmesi’nin 46’ncı maddesini hatırlatan Kaboğlu, şöyle konuştu:

“Bu tabi ki kadının korunmasına oldukça elverişli bir düzenlemedir. Bunun dikkate alınmaması neye bağlanabilir sorusunu sorduğumuz zaman 3, 4, 5, 6’ncı madde de belirtilen kriterlerin bu dikkate alınmamış olmasının nedenini ortaya koymaktadır. Burada tabi iki şey düşünülebilir. Örneğin 2’nci ve 6’ncı maddeler açısından da geçerli olan eşitlik sorununda; Anayasa’daki eşitlik ilkesine aykırı biçimde kadına karşı şiddetle mücadele için getirilmiş gibi gösterilen bu dört madde yani ağırlaştırıcı sebep ihdası ceza alt sınırının arttırılmasına ilişkin önerilerin hukuken yazımında bir sorun var. Ya hukuken bir hukukçu zaafı söz konusu ya da evlilik dışı ilişkiye kanunda yasa yoluyla atıf yapmaktan kaçınılması söz konusudur…Hukuki zaafı söz konusu ise bunu düzeltmek lazım ama evlilik dışı ilişkiye atıftan imtina söz konusu ise işte zaten burada bizim açımızdan çok önemli olan metin İstanbul Sözleşmesiydi. İstanbul Sözleşmesi bunun formülünü getirmişti. Ve o bağlamda bir düzenleme esasen kadına yönelik şiddetin ortaya çıktığı bağlamı düzenleme yaptırıma bağlaması açısından önemli ve onun ötesinde genel bir düzenleme yaparak anayasanın eşitlik ilkesinin bozulmasını önlemesi bakımından da önem taşıyor. Bu nedenle mesela İstanbul Sözleşmesi’nden bir görüşe göre çıkmış olsak da mademki 6284 yasayı sonuna kadar savunuyoruz, o zaman pekâlâ bizim İstanbul Sözleşmesi’nin biraz önce zikrettiğim maddesi çerçevesinde 46’ncı maddesinin a bendi bağlamında bunu düzenleyebiliriz. Bunu düzenlediğimiz zaman eşitlik ilkesinin ihlali de anayasa madde 10 açısından ortadan kalkacaktır."

CHP'nin anayasaya aykırılık önergesi reddedildi.

Etiketler
TBMM Şiddet