Herkes Soylu'ya desteği konuşurken... Aynı gün emniyet müdürünün Bahçeli'ye hediye ettiği tablonun ardındaki sır ne?

Abone ol

Herkes MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin Soylu'ya destek açıklamasını konuşurken, aynı gün yaşanan başka bir detay daha dikkat çekti.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin İçişleri eski Bakanı Süleyman Soylu’ya desteğini açıklamasının yankıları kamuoyunda sürerken, gazeteci Barış Terkoğlu Cumhuriyet'teki yazısında aynı gün yaşanan başka bir gelişmeye dikkat çekti.

Polis başmüfettişi ve 1. sınıf Emniyet Müdürü Ahmet Sula’nın, MHP Genel Merkezi’ne gelerek Bahçeli’ye Anadolu isimli tabloyu verdiği habere dikkat çeken Terkoğlu, “Görevdeki bir emniyet müdürü, CHP’yi ya da İYİ Parti’yi ziyaret etse, eliyle yaptığı tabloyu genel başkana hediye etse, partinin girişine tablosu asılsa neler olacağını tahmin ediyorsunuz. Ama mesele bundan ibaret değil...” diye yazdı.
Sula’nın MHP’yi ziyaretinin ilk olmadığını da hatırlatan Terkoğlu, “Halen 1. sınıf emniyet müdürü. Bir devlet memuru, siyaset yapması kanunen yasak. Üstelik polis ya da asker olunca daha da yasak. Gelgelelim, “yeni Türkiye”de bir polis müdürü, MHP Genel Merkezi’ni ziyaret edip yapılacak projeleri konuşabiliyor. Bu kadar değil...” ifadelerini kullandı.

MHP’NİN YANINDA MENZİL BAĞLANTISI DA VAR

Sula’nın MHP Genel Merkezi’ni ziyaretlerinin yanında hemen her gün il il dolaşarak konferanslar verdiğini aktaran Terkoğlu, ayrıca bu emniyet müdürünün konserler verdiğini de söyledi.

Terkoğlu, yazısının devamında şu bilgileri verdi:

"MHP Genel Merkezi’ne asılan resmi tesadüf değil. Ahmet Sula kendisini ressam olarak da tanıtıyor. Resim sergileri açıyor. Hobi demeyin, kendisini şöyle anlatıyor: “Yaptığım işler Rönesans ressamlarının tablolarına benzetilince ‘Onların eline su dökemeyiz’ dememi bekliyorlar. Ama bu konuda tevazu göstermiyorum. Hiçbir eksiğim yok bilakis fazlam var. Müslümanım ve sanatımı Allah için yapıyorum.”

Kendisine özel bir logosu var. Soyadının ilk harfinden kaligrafiyle türetilmiş. Menzilcilerin Semerkand’ının logosunu andırması tesadüf değil. Emniyetten konuştuğum kaynaklar Sula’nın yolunun Menzil’den geçtiğini anlatıyor. Zaten bir yandan MHP öte yandan Menzil, Ahmet Sula’ya dokunulmazlık sağlıyor.

Üniformasını çıkarsa, siyaset yapsa, bir taraftan da konferanslar verse sorun yok. Gelgelelim emniyette bir başmüfettişin, polislik maaşı alırken polislik dışında her şeyi yapması, emniyette de rahatsızlık yaratmış. Kendisi “Görevimden arta kalan zamanda yapıyorum” dese de hemen herkesin kabul ettiği gibi, polislik mesleği her gün başka bir şehirde gezmenize imkân vermiyor. Ama Ahmet Sula’ya MHP ve Menzil korkusundan bunu kimse söyleyemiyor.

SOYLU’YA GÖNDERMELİ TUTANAK

Günlerdir Bahçeli’nin Soylu’ya desteğini tartışıyoruz ya. Aynı gün Bahçeli’nin verdiği tablolu poz meselenin özünü anlatmaya yetiyor.

Soylu döneminde günden güne büyüyen, yargı mensuplarına ev ve araba aldığını söyleyen, halihazırda kimi polislerle birlikte gözaltına alınan Ayhan Bora Kaplan, yeni dönemde hapsi boyladı. Kaplan hakkındaki Emniyet tutanakları, Soylu’ya dair yoruma yer bırakmıyordu:

“Günümüzde gerek adliye gerek Emniyet içerisindeki konjonktür değişimlerinden sonra Bora Kaplan isimli şüphelinin bu kurumlardaki bağlantılarının kaybolduğu ve dolayısıyla etkinliğinin azaldığı düşüncesine kapılması sebebiyle kurmuş olduğu suç örgütünün geçmiş dönemlerde karışmış olduğu suça konu eylemlerinin açığa çıkacağı düşüncesine kapıldığı değerlendirilmiştir. Şüpheli hakkında daha öncesinde yürütülen soruşturma dosyasının adli bağlantılarını devreye sokması neticesinde hiçbir işlem yapılmaksızın kapatılması bu hususların kanıtıdır.”

Bahçeli, Soylu’ya sahip çıkarken mafyanın bileğine kelepçe takan polisleri eleştirmiş oldu. Aynı gün Ahmet Sula ile kendi genel merkezinde verdiği poz, ne istediğini de gösteriyordu. Soylu döneminde, emniyet, üniforması terli milletin polislerinin değil, cemaatlerin-partinin-mafyanın adamlarının konuşulduğu bir teşkilata dönüştü. Her zaman siyasetin gölgesini taşıyan, FETÖ travmasından kurtulmaya çalışan teşkilat, görevin yerini Ahmet Sula keyfiyetinin aldığı yer haline geldi. Bahçeli’nin çıkışı, bu tartışmanın bitmeyeceğini, belki de yeni başladığını gösteriyor.

Jose Marti, “Gelişmenin en büyük düşmanı alışmaktır” diyor. Öyleyse olağan sayılana şaşırmaktan vazgeçmeyeceğiz."


Kanser hastaları ilaç bulamıyor: Kur farkı krizi tetikledi Güncel Kimsenin haberi yok: 'Erdoğan, bürokratlara anayasa taslağı yazdırmış!' Güncel Yavuz Ağıralioğlu kolları sıvadı, canlı yayında açıkladı: 'Tayyip Bey'i çok iyi izliyorum' Siyaset Ülke genelinde Sis Operasyonu: Yüzlerce gözaltı! Güncel