Biden'ın işi çok zor!

Afganistan meselesi her geçen gün daha da anlaşılmaz bir boyut alırken ABD medyasının Biden’a verdiği kredinin bittiği anlaşılıyor. Son 6-7 ayı Trump’a...

Afganistan meselesi her geçen gün daha da anlaşılmaz bir boyut alırken ABD medyasının Biden’a verdiği kredinin bittiği anlaşılıyor. Son 6-7 ayı Trump’a nazaran pek eleştiri almadan geçiren Biden Afganistan skandalıyla medyanın gazabını üstünde hissetmeye başladı.

Gerçekten de ABD için vaziyet iyi gözükmüyordu. Biden Trump’ın çekilme planına devam edeceğini söylediğinde Afganistan’daki ABD vatandaşlarına acil bir uyarı yapmadılar. Taliban’ın ilerlemesi sürünce 5-6 aya Taliban kazanabilir dendi. Kabil bir anda düşünce binlerce ABD’li bölgede mahsur kaldı. Biden’ın seçildiğinden bu yana Afganistan ile ilgili söylediği tek cümle doğru çıkmamıştı.

Havalimanındaki korkunç görüntülerin bir de üstüne terör saldırısı geldi. Saldırı Horasan grubu olarak bilinen IŞİD’e uzaktan bağlı bir grup tarafından gerçekleştirilmişti. Yabancılar bunlara ISIS-K da diyordu. Biden yönetimi ise sebep olduğu skandallar silsilesine bir tanesini daha ekledi. 20 senedir düşman olduğu Taliban’la koordineli çalıştıklarını belirtiler. Taliban ABD’nin elçiliğine geri dönmesini istediğini belirtti ve bu IŞİD benzeri gruplara karşı mücadelede ortaklık önerdi.

Bu garip olaylar zincirini yorumlayan bir takım kişiler ABD-Taliban meselesine “danışıklı dövüş” demeyi tercih ediyor. Onlara göre ABD kontrol etmek için ciddi para harcadığı yerden çıkarak vekil güçler (yani Taliban) aracılığıyla bölgede şiddet eylemlerini körükleyecek, komşu ülke Çin’in Sincan bölgesinde de ciddi kaos oluşturacaktı. ABD’nin çıkmayı düşündüğünde planı belki de böyleydi. Ama şu an görünenin o olduğu kanaatinde değilim. Nedenini açıklayayım.

Neden “danışıklı dövüş” değil

Öncelikle şunu belirtmek gerekir, ABD tarihinin en büyük rezaletlerinden birini yaşıyor. Yaşadı demiyorum çünkü her geçen gün bir yeni facia ekliyoruz listeye. 20 yılda 2 trilyon dolar harcayan ABD’nin yarattığı kırılgan devlet 2 haftada çökmüştü. Sahip oldukları ekipmanlar düşmanın eline geçmiş, onlar tarafından sosyal medyada espri malzemesine döndürülmüştü. Hükümetin asla olmaz dediği her görüntü gerçekleşmiş, ABD istihbaratı son derece zayıf görüntü vermişti. Pentagon da farklı değildi. 50 bin ABD’liyi çıkaracak gücünün olmadığını itiraf etmek zorunda kaldı. Havalimanında kalan az sayıda ABD askeri ise ele geçmesin diye mühimmatları imha etmeye başladı.

Bu verilen zayıf görüntünün yanı sıra ABD ve NATO’nun 2024’e kadar Afganistan ordusuna 4 milyar dolarlık yatırım planı daha vardı. Yani hemen düşeceğine inanmıyorlardı.

Bir de Rusya ve Çin’in olaya tepkisi var tabii. Rusya birinci dakikadan itibaren “Taliban ülkenin tek sahibidir, kabullenilmeli” gibisinden açıklamalar yaptı. Elçiliğini boşaltmadı. Çin Kabil düşmeden aylar önce Taliban’la masaya oturdu. Uygur bölgesinde radikal unsurlara destek verilmemesi karşılığında Bir Kuşak Bir Yol projesine dahil edilme ihtimali konuşuldu. Çin henüz Taliban’ı meşru görmese de bu yönde önemli adımlar atıldı denilebilir.

Doğu ülkelerinin resmi görüşlerinin dışında bir de “trollerine” bakmak lazım. 2016’daki meşhur ABD seçimlerine etki etmekle suçlanan Rus ve Çinli trollere yani. İnternet ortamlarında gayet rahat Taliban güzelleyen paylaşımlar yapıyorlar. Batılıların aktif olduğu mecralarda Taliban’ın çok da kötü olmadığını vurgulamaya çalışıyorlar.

Başka bir iddia da bu terör saldırılarını ABD’nin 11 Eylül gibi kullanmaya çalışacağıydı. Ancak o dönemki ABD toplumunun duygu durumunu “öfkeyle” özetleyebilirdiniz. Şimdiyse daha çok hayal kırıklığı ve üzüntü var. Birçokları “rezil olduk, Afganlar için de üzgünüz ama jandarmalık yapacak enerjimiz kalmadı” gibi cümleler kuruyor.

Tabii bir de Taliban açısından bakmak gerekir. Özellikle 3. Dünya ülkeleri üzerindeki nüfuzunu kaybeden ABD ile sınır komşusu Rusya ve Çin arasında seçim yapmak durumundalar. ABD Güney Amerika ve Afrika’daki gücünü git gide yitiriyor. Ortadoğu’da uzun yıllar kan döktüğü bölgelerde kayıp vermeye devam ediyor. Irak yönetimi ABD’nin çıkmasını istiyor. Suriye’de uzun süredir bir ilerleme kaydedemediler. İş böyle olunca Taliban’ın meşruiyet aradığı yerde Çin gibi yükselen bir gücü karşısına alacak bir planda olmak isteyeceğine inanmıyorum.

Tabii şu an dengelerin neredeyse 10 dakikada bir değiştiği ve ittifakların tepetaklak olduğu dönemlerdeyiz. Afganistan’daki durum bu kadar karışıkken kesin yorumlar yapmak kolay değil. Ancak her şekilde ABD adına işler iyi gitmiyor. Haftaya başka bir yazıda görüşmek dileğiyle, iyi hafta sonları efendim.