Türkan Şoray: 50 yıl çile çektim, filmlerle dik durmayı öğrendim

Eşref Kolçak anısına düzenlenen Gemlik Film Festivali başladı.

Etkinliğin dün akşamki açılışını Türkan Şoray yaptı. "Selvi Boylum Al Yazmalım’’ filminin gösteriminin ardından konuşan Şoray, "Canlandırdığım kadınların hepsi çileli kadınlardı ve ben 50 sene çile çektim. Çoğu edilgen kadındı ama sonunda dik durmasını öğrenmişlerdi. Ben de bu filmler sayesinde dik durmayı öğrendim. O karakterlerin acısını evime taşıdım. Onların acısını yaşamış gibi yapmadım, gerçekten acı çektim. Sahtekarlık yapmadım. Oynayalım bitsin yapamadım, mutlaka içim acımalıydı" dedi.

Film gösteriminin ardından sahneye çıkan Şoray, Gemlik’te binlerce kişi tarafından ayakta alkışlandı. Sahneye çıkan Şoray şöyle konuştu:

SEYİRCİMİZ BU FİLMİ BAĞRINA BASTI: Selvi Boylum Al Yazmalım filmi Cengiz Aytmatov gibi muhteşem bir yazarın hikayesinden uyarlandı. Ali Özgentürk çok güzel bir senaryo yazdı, Cahit Berkay inanılmaz bir müzik yaptı. Seyircimiz bu filmi bağrına bastı. Film çekilirken hep ekip arkadaşlarımızla birlikte 'Bu film başka!’ diyorduk. Başka bir duygusu vardı.

CANLANDIRDIĞIM KADINLARIN HEPSİ ÇİLELİ KADINLARDI: Oynadığım 220 filmde yüzlerce karaktere imza attım. Hep mücadeleci kadınları canlandırdım. Hepsinin ayrı dramları vardı, hepsi ayrı sosyal sınıftan isimlerdi. O kadınların hepsi bendim ve onlarla özdeşleştim, onların mücadelesiyle ben de mücadele ettim. Ama maalesef canlandırdığım kadınların hepsi çileli kadınlardı ve ben 50 sene çile çektim. Çoğu edilgen kadındı ama sonunda dik durmasını öğrenmişlerdi. Ben de bu filmler sayesinde dik durmayı öğrendim. Oynadığı roller sonrası karakterlerin acısını eve taşıdım. O kadınların açılarını eve taşıyordum. Acaba ben kendi hayatımda böyle olsa nasıl davranırdım diye düşünürdüm. O acıyı yaşamış gibi yapmadım, gerçekten acı çektim. Sahtekarlık yapmadım. Oynayalım bitsin yapamadım, mutlaka içim acımalıydı. Kariyerimde dört filmin yönetmenliğini üstlendim. Yıllarca kameranın önündeydim. Ama ben çılgınlık yapıp dört film çektim ve aynı zamanda oynadım. Hem kamera arkasında olmak hem de önünde olmak zor oluyordu. (ANKA)