Gıda Suçları: Hangi Yaptırımlar İşler?

Gıda sahtekarlığından, gıda zehirlenmelerine, yoğun pestisit kullanımından yasal sınır üzerinde gıda katkı maddeleri kullanımına ve hatta yasa dışı gıda üretimine kadar gıda suçlarıyla mücadele etmeye çalışıyoruz. Tarım ve Orman Bakanlığı, bunların çoğunu tespit edebilecek kabiliyette değil. Bu suçlar sosyal medyaya düşerse ancak o zaman müdahale edildiğini görüyoruz. AKP iktidarının gıda politikaları bizi yine kendimizle baş başa bırakıyor.

Mete Yolaş Yazar yolasmete@gmail.com

Türkiye’de Neden 'Gıda Hukuku' Boşluğu Var?

Avrupa ve Amerika’da gıda politikalarının, gıda hukuku temeli üzerinde şekillendiğini görüyoruz. Hukuki bir durum yaşandığında bunun kimin konusu olduğu, hangi insan haklarının ihlal edildiği ve nasıl bir yol izleyeceğini belli. Türkiye’deyse tam tersini yaşıyoruz. Gıda hukuku alanımız yok. Anayasa’da gıda hakkımız tanımlı değil. Gıda hakkımız sosyal devlet ilkesine sıkıştırılmış durumda. Gıda Yasası’nda gıda güvenliği tanımlı değil. Bizim bildiğimiz tek şey gıda denetimlerini kimin gerçekleştirebileceği ve gıdalara ait yasal sınırlar.

Bu sınırları aşınca cezalandırılıyor muyuz? Nereden baktığımıza bağlı. Cezalandırılsa bile bunu yapmaya engel olabilecek bir yaptırım çıkmıyor ortaya. Bir yargılama konusu olsa Türk Ceza Kanunu’nda durumu net olarak tanımlayan yaptırımlar yok. Olay buraya giderse kamu sağlığına karşı işlenen suçlar kapsamında iki maddeden birinden yargılanma ihtimali beliriyor.

Bunu kanıtlamak için de herhangi birimizin bundan zarar gördüğünü hastane kayıtlarıyla kanıtlamamız, bunun bilinçli bir şekilde yapıldığını ortaya çıkarmamız, bunun sorumlularını da tespit edebilmemiz gerekiyor. Zarar görmüşüz, hastaneye gitmişiz. Hastane bunu bulaşıcı olmayan gastroenterit hastalık olarak geçirmiş kayıtlara. Şuradan kaynaklı kesin denilemiyor, kanıt yok.

Gıdanın zararlı olduğunu kanıtladık. Üreten “satmıyordum, sadece ürettim” diyor ya da “bilmiyordum bunun zararlı olduğunu, devlet beni eğitmedi” diyor. Herkes topu birbirine atıyor.

Gıda Suçları Şube Müdürlüğü Nasıl Çalışmalı?

Tarım ve Orman Bakanlığı’nı lağvederek dörde ayırmamız ve Ulusal Gıda Güvenliği Kurumu’nu kurmamız gerekiyor. Ulusal Gıda Güvenliği Kurumu’nda oluşturulacak Gıda Denetim ve Laboratuvar Dairesi’ne bağlı olacak şekilde Gıda Suçları Şube Müdürlüğü kurmalıyız. Gıda denetiminin ardından tespit edilen suçları burada takip etmeliyiz.

Gıda işletmesinin gıda sahtekarlığı yaptığı mı tespit edildi? Bu işletmenin o yılki bütün gelirini suç geliri olarak değerlendirerek el koymalıyız. Bütün reklam faaliyetlerini durdurmalıyız. Bir yıl boyunca üreteceği gıdaları logosuz, sade ve düz bir ambalaja, tek tip bir fontta işletme ve gıdanın adı olacak şekilde paketlemesine izin vermeliyiz. Ambalaj üzerinde “Şu tarihte bu ürün gıda sahtekarlığı nedeniyle yakalanmış ve toplatılmıştır.” ibaresinin bulunmasını sağlamalıyız.

Gıda işletmesinin gıda zehirlenmelerine neden olduğunu mu tespit ettik? Yine bütün reklam faaliyetlerini durdurmalıyız. İşletmenin kapısına “Şu tarihte bu işletmenin gıda zehirlenmelerine neden olduğu tespit edilmiş ve ürünleri imha edilmiştir.” ibaresini asmalıyız.

Gıda işletmesinin yasal limitlerin üzerinde pestisit ya da gıda katkı maddesi kullandığını mı tespit ettik? Yine bütün reklam faaliyetlerini durdurmalıyız. Bir yıl boyunca üreteceği ya da satışa sunacağı gıdaları logosuz, sade ve düz bir ambalaja, tek tip bir fontta işletme ve gıdanın adı olacak şekilde paketlemesine izin vermeliyiz. Ambalaj ya da gıda üzerinde “Şu tarihte bu üründe yasal limitler üzerinde gıda katkı maddesi/pestisit kullanıldığı tespit edilmiş ve toplatılmıştır.” ibaresinin bulunmasını sağlamalıyız.

Gıda suçları tespit edildikten sonra doğrulama ve ifşa mekanizmasının denetimini Gıda Suçları Şube Müdürlüğü’nde görev yapacak gıda kontrol görevlileri aracılığıyla gerçekleştirmeliyiz. Ayrıca Sağlık Bakanlığı’nın gerçekleştirdiği buna bağlı olabilecek hastalık tedavilerini de gıda suçlarından yakalanan gıda işletmelerine faturalandırmalıyız.

Tüm yazılarını göster