Gıda alanında köy enstitüleri ve gıda akademisi modeli

Elimizde çökmüş bir gıda sistemi var. Bu sistem hızlı bir şekilde sürdürülebilir ve dirençli bir hale getirilebilir. Tarım ve Orman Bakanlığı yapısından üç yeni bakanlık ve Ulusal Gıda Güvenliği Kurumu çıkartmalıyız, bunu daha önce anlatmıştım.

Mete Yolaş Yazar yolasmete@gmail.com

Elimizde çökmüş bir gıda sistemi var. Bu sistem hızlı bir şekilde sürdürülebilir ve dirençli bir hale getirilebilir. Tarım ve Orman Bakanlığı yapısından üç yeni bakanlık ve Ulusal Gıda Güvenliği Kurumu çıkartmalıyız, bunu daha önce anlatmıştım.

Bir de bu sistemde nitelikli kadrolara ihtiyacımız var. Bunu da Köy Enstitüleri ve Gıda Akademileri modelini baz alarak, doğru gıda politikaları üreterek sağlamak zorundayız.

Gıda Alanında Nitelikli İş Gücü Neden Çöktü?

Türkiye genelinde sadece gıda mühendisliği bölümlerinin olduğu üniversite sayısı 2010’lu yılların ortalarında doksanı geçmişti. O dönem ikinci öğretimlerle beraber bu sayı yüz yirmiyi geçiyordu. Sadece gıda mühendisliği bölümleri dört binin üzerinde öğrenciyi mezun ederek gıda mühendisi unvanı veriyordu. Bu yeni mezun gıda mühendislerinin yaklaşık iki bini İstanbul’a ya geri dönüyor ya da iş için taşınıyordu.

Bu sadece gıda mühendisliği bölümlerinin yaşadığı bir durum. Bir de bunun ziraat, su ürünleri, kimya mühendisliği ve veteriner hekimlik tarafı var. Üniversitelerin, özellikle mühendislik bölümlerinin bu duruma getirilmesinin temel bir-iki nedeni var. Mühendislik mesleğini aşındırarak meslek niteliğini ve çalışma koşullarını niteliksiz hale getirmek. Bu aşındırmayla meslek örgütlerini yoğun üye baskısı altına almak ve bu kadar yeni mezun öğrenci örgütlenmesiyle TMMOB’u ele geçirmek.

Bu strateji AKP’yi çok tatmin etmeyecek bir-iki meslek örgütünün ya da önemli meslek örgütlerinin birkaç şubesinin kazanılmasından öteye gitmedi. Fakat nitelikli iş gücünü dinamitledi. Mesleklerin yozlaştığını gören üniversite adayı gençlerimiz bu meslekleri tercih etmemeye başlayınca bu bölümlerin önemli bir kısmı da kapandı. Kapanma riskiyle karşı karşıya olan çok önemli üniversitelerde bulunan iyi akademik altyapıya sahip bölümler de var.

Gıda Akademisi Modeliyle Nitelikli Mühendis Altyapısı Sağlanmalı

Tarımın simgesi, gıda güvenliğinin kalesi bir demirbaş var elimizde, Atatürk Orman Çiftliği. Bu noktada yapılması gereken Atatürk Orman Çiftliği içerisinde uygun bir yapıyı sadece gıda, ziraat, veterinerlik, kimya alanında eğitim veren bir akademik enstitüye dönüştürmek ve Atatürk Orman Çiftliği’ni de bu üniversiteye tahsis etmek.

Burası gıda akademisi sisteminin merkezi, yeni nesil köy enstitüleriyle gıda akademisi birbirine bağlayan bir kurum olarak kabul görmeli. Sonrasında ülke genelinde gıda, ziraat, kimya, veterinerlik alanlarında eğitim verecek üniversitelerin hangileri olacağına karar verilmeli. Tabii bu üniversitelerin sayısı da yirmiyi geçmemeli.

Elimizde yirmi üniversitede ve Atatürk Orman Çiftliği’nin içerisinde bir enstitü var. Bunların hepsi Ulusal Gıda Akademisi olarak bir araya getirilmeli. Bu akademiye de kendi kararlarını kendisinin alabileceği otonomi, özel bütçe ve özerklik verilmeli.

Yeni Nesil Köy Enstitüleriyle Gıda Alanına Ara Eleman Yetiştirilmeli

Şimdi bir de hem Ulusal Gıda Akademisi’ne özel yetenekler hem de gıda-tarım alanına ara iş gücü kazandıracak yeni nesil köy enstitülerine ihtiyacımız var. Türkiye’nin 7 bölgesinden seçilmiş illerde, her biri ayrı eğitim niteliğine sahip, yönetimi Ulusal Gıda Akademisi’ne bağlı ortaöğretim kurumları.

Gıda makineleri, gıda teknolojisi, tarım, su ürünleri-hayvancılık, gıda aişesi, gıda yazılım-elektronik sistemleri üzerine eğitimlerde özelleşecek her biri ve en iyilerini akademiye sınavsız olarak kazandıracak. Öte yandan buraya öğrenci kabulünü de sınavla değil şeffaf bir mülakatla sağlamamız gerekiyor. Gıda-tarım alanının her bir kademesine nitelikler kazandırmaktan, gıda sisteminin her bir bileşeninde radikal değişiklikler yapmaktan başka bir yolumuz yok.

Tüm yazılarını göster