Bahçeli – Türkeş ailesi gerilimi: 24 yıllık kavga sokağa taştı

1997 yılındaki kongrede Tuğrul Türkeş’e karşı kazanarak MHP liderliğini alan Devlet Bahçeli, ‘Başbuğu’ Alparslan Türkeş’in ailesiyle köprüleri tamamen attı. Kavga öyle sertleşti ki, Bahçeli’nin Ülkücüleri ‘Başbuğ’un ailesine karşı ‘sokağa’ çıktı.

Bahçeli – Türkeş ailesi gerilimi: 24 yıllık kavga sokağa taştı

GERÇEK GÜNDEM - SAMİ MENTEŞ

MHP'nin kurucusu lideri Alparslan Türkeş'in 104. doğum günü için düzenlenen anma töreninde yaşanan saldırı, Türkeş ailesiyle MHP yönetimini yeniden karşı karşıya getirdi. Saldırı sonrasında Alparslan Türkeş'in eşi Seval Türkeş, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Alparslan Türkeş Vakfı'ndan ilk günden beri rahatsız olduğunu açıkladı.

Seval Türkeş, "Türkeş, bugün yattığı yerden kalksa bu saldırganlar kaçacak delik arar. Böyle bir tablo hem utanç verici, hem de çok üzücü. Sayın Bahçeli, Türkeş'in ölümünden itibaren şahsıma ve evimize savaş açtı. Benim kendisine bir saygısızlığım olmadı ama o beni sürekli engelledi. Yıllardır bu baskının altındayız. MHP radikal bir değişime gitmediği sürece memleket huzur bulamaz" diye konuştu.

Son günlerde yaşanan olaylar, Türkeş ailesi ile MHP Genel Merkezi yani Bahçeli’nin arasındaki kavgayı hatırlattı. Uzun yıllardır süren kavga artık yeni bir boyuta evrildi.

AİLEYE YÖNELİK İLK ŞİDDET

Seval Türkeş ve oğlu Kutalmış Türkeş, saldırının arkasında MHP’nin olduğunu söylüyordu. Açıklamalarının tonu her geçen gün daha da sertleşiyordu. Bahçeli ise yeni Türkeş Vakfı kurulacağını ve Vakfın başkanının kendisi olacağını söyleyerek adeta meydan okudu.

Bahçeli ile Türkeş ailesi arasındaki bu ne ilk kavgaydı ne de son olacağa benziyor. Ancak bu olayda büyük bir fark vardı. Bahçeli, Genel Başkanlığı döneminde ülkücü hareketi sokaktan, kavgadan çektiği yorumlarıyla gündeme geliyordu. Sakin tavrı övülen Bahçeli döneminde, MHP’nin ‘Başbuğu’ Alparslan Türkeş’in ailesi, saldırıya uğruyordu.

KRİTİK DÖNEMEÇLERDE BAŞKALAŞAN YOLLAR

Bahçeli’nin karşısındaki Türkeş ailesi bir bütün değildi. Alparslan Türkeş’in ikinci eşi olan Seval Türkeş ve oğlu Kutalmış Türkeş birlikte hareket etmeyi tercih ederken, ilk eşten olma Tuğrul Türkeş kendisine ayrı bir yol çiziyordu. Öyle ki bu iki kardeş de zaman zaman karşı karşıya geliyor, zaman zaman dayanışma gösteriyordu.

Türkeş'in oğlu, AKP Ankara Milletvekili Tuğrul Türkeş, saldırıdan sonra Bahçeli'yi ve MHP'yi savunan bir mesaj yayınladı: "Her zaman ifade ettiğim gibi babamın partisi; Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ve onun muhterem Genel Başkanı Sayın Bahçeli'ye yönelik saldırılar ancak Türkiye düşmanlarını sevindirir."

Kutalmış Türkeş ise ağabeyine hemen yanıt verdi: "Alparslan Türkeş anılıyor, anılan kişi senin baban. Alparslan Türkeş Vakfı anıyor. Burada konuşmayacak ne var? En azından kınaması lazım. ‘Büyük bir terbiyesizlik' demesi lazım. Ama demiyor. Hükümetin içinde olduğu ve oraya gelenleri hükümet koruyup, kolladığı için.”

İki kardeşin durumu böyle…

MHP yönetimi ile Seval Türkeş’in yolları ise uzun zamandır kesişmiyor. Ülkenin kritik dönemeçlerinde farklı yolları tercih ettiler. Seval Türkeş, Başkanlık referandumunda ‘hayır’ oyu vereceğini “Türkeş yaşasaydı böyle bir tabloya MHP de, Türkeş de girmezdi. Bu yüzden 'Hayır' diyorum” sözleriyle açıkladı. MHP söz konusu referandumda ‘evet’ tercihinin örgütleyicilerindendi.

Son yerel seçimlerde, Ankara’da Mansur Yavaş’ı destekledi, Millet İttifakı’nın yanına durmaktan çekinmedi.

“BAŞBUĞ’UN HANESİNE NE VEFA, NE SAYGI GÖSTERMEMİŞLERDİR”

Seval Türkeş’e göre; Bahçeli kendisine karşı hep mesafeliydi ve uzak durmaya çalışıyordu.

2012 yılında MHP’nin 10. Kongresi’nde gözler Seval Türkeş’i aramış ancak görememişti. Seval Türkeş bir süredir sessizlik içindeydi. O sessizliği Gazeteci Talat Atilla’ya bozdu. Kongreye davet edilmediğini söyledi ve ekledi: “Başbuğ’un mirasının üzerine oturanlar, Başbuğ’un hanesine ne vefa, ne saygı göstermemişlerdir.”

Seval Türkeş, kendisinin ve oğlu Ahmet Kutalmış Türkeş’in partiden tasfiye edildiğini, Kutalmış Türkeş’i, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın AKP Milletvekili yaptığını söyledi.

MHP YÖNETİMİNE AĞIR SUÇLAMA

Seval Türkeş, 1 Kasım 2015’teki seçimlerden sonra MHP’yi çok sert eleştiren açıklamalar yaptı. Seval Türkeş, "MHP'ni bu haline tüm ülkücülerle birlikte çok üzüldüm. MHP kendi misyonundan çıkarıldı. İstihbarat örgütlerinin kontrolü altına girdi. Amacından uzaklaştırıldı" değerlendirmesinde bulundu.

MHP yönetimine göre ise ‘Başbuğ Türkeş’in evi de mirasçısı da MHP’ydi.

Aileden gelen eleştirilerin bazılarına yanıt verilirken çoğu zaman sessiz kalmayı tercih ettiler.

Kavganın son yıllarını anlattık…

Peki ilk günleri nasıldı? Türkeş ailesiyle MHP Genel Merkezi yani Bahçeli nasıl koptu?

KAVGANIN İLK GÜNLERİ: YAŞASIN HAİNLER İÇİN İLLEGALİTE

27 Mayıs harekatının önemli isimlerinden olan Albay Alparslan Türkeş, Milli Birlik Komitesi’nden uzaklaştırıldıktan sonra Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi’ne (CMKP) katıldı. 1 Ağustos 1965’te Türkeş, CMKP’nin Genel Başkanı oldu. CKMP'nin 1969 yılında ismini Milliyetçi Hareket Partisi, (MHP) olarak değiştirdi.

Türk milliyetçileri, ellerine aldıkları 3 hilalli bayraklarla, MHP’yi evleri, Türkeş’i de Başbuğları olarak anıyorlardı. Bozkurtların Başbuğ’un gölgesi altında büyümeleri 4 Nisan 1997’de Türkeş’in vefatıyla sona erdi. MHP, kendisine yeni bir Genel Başkan yeni bir lider aramaya başladı.

‘Başbuğ’ Türkeş, kendisinin ardında bir ismi işaret etmemişti. Ancak, Tuğrul Türkeş ismi ‘veliaht’ olarak anılıyordu.

Hareketin yeni liderinin kim olacağı tartışmaları devam ederken, herkesin aklının bir köşesinde dönemin Ülkü Ocakları Genel Başkanı Azmi Karamahmutoğlu’nun, Türkeş'in ölüm haberinin açıklanmasından hemen sonraki ifadeleri yer etmişti: “Alparslan Türkeş’in Başbuğluğu devam edecektir. Bundan sonra gelen, genel başkanımız olacaktır. Hiç kimse Başbuğ olmayacak!"

Tuğrul Türkeş’in karşısında ise bir ‘muhalifler’ cenahı vardı. Devlet Bahçeli, Milliyetçi Çizgi yayınında, partinin yeni yönelimini eleştiriyor, bir odak yaratmak için mücadele ediyordu. Bahçeli’nin sakin kişiliği, taşrayı, teşkilatı ziyaretleri ona avantaj kazandırdı.

Liderlik yarışının ilk raundu 18 Mayıs 1997’de yapıldı. Salonda 6 Genel Başkan adayı vardı. İlk tur oylamanın sonuçlarına göre, 412 oy alan Tuğrul Türkeş'i, 359 oyla Devlet Bahçeli, 231 oyla Ramiz Ongun, 104 oyla Enis Öksüz izledi. Türkeş soyadının MHP’de tek belirleyici faktör olmadığı ortaya çıktı.

İlk turda sonuç çıkmaması salondaki gerilimi yükseltti. Karşılıklı sloganlar yumruklaşmaya evrildi. Verilen arada, Türkeş’in karşısındaki adaylar toplantı yaptı, birleşme kararı aldı. Artık yarışta Tuğrul Türkeş ve Devlet Bahçeli vardı. Birleşme kararını kürsüye çıkan Ramiz Ongun açıkladı. Ve o dakikadan sonra salonda önü alınamayan olayla yaşandı.

Azmi Karamahmutoğlu ve arkadaşları divanı bastı. Mikrofonun başına geçen Karamahmutoğlu, parti tarihine geçen konuşmasını yaptı: “Kimse MHP’yi pazarlayamaz. Delegenin adına saygı gösterelim. 1980’de kaçanlar, 1983’te yollarını ayıranlar bugün yolumuza çıktılar. Yaşasın hainler için illegalite! Ben bunu başlatıyorum. Pazarlıklı kongreyi tanımadığımızı ilan ediyorum. Bizim adayımız Tuğrul Türkeş’tir. Artık söz bitti, bundan sonra eylem günüdür!”

Karamahmutoğlu bu sözlerin ardından etrafındaki Ülkü Ocağı mensuplarına “salonu dağıtın” diye seslendi. Sloganlar eşliğinde yumruklaşmalar ve silah seslerinin başlamasıyla salon kısa sürede boşaldı.

MHP’DE BAHÇELİ DÖNEMİ BAŞLADI, TÜRKEŞ TASFİYE EDİLDİ

Ertelenen kongre 7 Temmuz'da tekrar toplandı. Binlerce polis salonun etrafını sarmış, yollar kapatılmıştı. Kongrede, Bahçeli 697, Tuğrul Türkeş ise 487 oy aldı. MHP’nin 23 Kasım’daki olağan kongresine kadar genel başkanlık koltuğunda artık Devlet Bahçeli oturacaktı.

23 Kasım’daki kongre, partinin kaderini çizdi. Burada da Bahçeli 671 oy alarak genel başkan seçilirken, Türkeş’e 483 oy çıktı. MHP’de yeni bir dönemin başladığı kesinleşti. Artık partinin başında Devlet Bahçeli vardı.

Bahçeli, Genel Başkan olduktan sonra bir gazetecinin “Aday olmadan önce Seval Türkeş’le görüşüp görüşmediğini” sorması üzerine Bahçeli, “İhtiyaç duymadığını” söyledi.

1998 yılının Kasım ayına gelindiğinde ise Tuğrul Türkeş’in MHP’den ayrılıp yeni bir parti kuracağı söylentileri çıktı. 18 Kasım’da Tuğrul Türkeş ve bir grup arkadaşı bir basın toplantısı düzenleyerek MHP’den istifa ettiklerini açıkladı.

Türkeş ve arkadaşları, 26 Kasım tarihinde, Aydınlık Türkiye Partisi adıyla yeni bir partinin kuruluş dilekçesini verdiler. Partinin kısaltması ‘ATP’ idi. Kimileri bu kısaltmayı “Alparslan Türkeş Partisi” olarak değerlendiriyordu.

Türkeş ailesinin ‘Ata ocağı’ MHP’den kopuşu böylelikle gerçekleşti. Seval Türkeş ise siyasi yaşamını MHP dışında sürdürme kararı aldı. 1999’da Büyük Birlik Partisi’ne katıldı, “Benim yaptığım, birlik ve beraberliğin ilk ilmeğidir. İdeal olan MHP'de olmamdır. Ama siyaseten de burada olmam gerekirdi” dedi.

Tuğrul Türkeş’in üvey kardeşi Kutalmış Türkeş, yurtdışından döndükten sonra, AKP’den 24. Dönem Milletvekili oldu.

‘ATA OCAĞINA’ DÖNÜŞ

Tuğrul Türkeş’in MHP’ye dönüşü ise 2007 yılında gerçekleşti. 2007 Türkiye genel seçimlerinden önce Türkeş, eski rakibi Bahçeli ile barıştı ve MHP Ankara 1. bölge milletvekili seçildi. 2011, Haziran 2015 seçimlerinde de MHP bayrağı altında Meclis’teki yerini aldı.

İşte bu seçim Türkeş için yeni bir kırılma yeni bir ayrılığı da beraberinde getirdi.
Haziran 2015 Türkiye genel seçimleri sonrasında hiçbir parti tek başına iktidar olmak için gereken sandalye sayısına ulaşamayınca ve koalisyon görüşmelerinden bir sonuç alınamayınca erken seçim kararı alındı. Seçim hükümetini kurmakla sorumlu olan Ahmet Davutoğlu'nun üç MHP milletvekiline seçim hükumetinde Bakanlar Kurulu üyeliği için teklif yaptı. MHP Genel Başkanı Bahçeli seçim hükumetine partisinden üye vermeye şiddetle karşı olduklarını söyledi.

AİLE AKP’DE

Davutoğlu bu açıklamaya aldırmadan Ahmet Kenan Tanrıkulu, Meral Akşener ve Türkeş'e bakanlık teklifi gönderdi. Türkeş, parti politikasına rağmen Davutoğlu'nun teklifini kabul eden tek isim oldu. Teklifi kabul etmesinin ardından MHP disiplin kuruluna sevk edilen Türkeş, 5 Eylül 2015 tarihinde MHP'den ihraç edildi.
Türkeş MHP'den ihraç edilmesinin ardından AKP’ye katıldı ve AKP milletvekili olarak Meclis’e girdi. Davutoğlu tarafından kurulan 64. Hükûmet’te Başbakan yardımcısı olarak yer aldı.

Türkeş ailesinin hemen her ferdi artık üç hilalin değil, AKP bayrağının altındaydı.

KAVGA DEVAM ETTİ

Yıldırım Türkeş ve kardeşi Kutalmış Türkeş’in MHP Genel Merkezi’yle kavgası hiç bitmedi.

MHP yöneticileri zaman zaman aile fertlerini hedef alan açıklamalar yaptı. 2020 yılında CHP heyetinin Alparslan Türkeş'in eşi Seval Türkeş'i ziyaret etmesi MHP'yi rahatsız etti.

MHP yöneticileri, partiye yakın köşe yazarları çok sert ifadelerle aileye yüklendi.
Tuğrul Türkeş’in yanıtı çok sert oldu.

Tuğrul Türkeş, daha önce "Sarhoşlara cevap vermem" dediği MHP Genel Başkan Yardımcısı Edip Semih Yalçın'a mesaj gönderdi. Yalçın’dan bir daha Türkeş ismini ağzına almamasını isteyen Tuğrul Türkeş, "Onlar benim kardeşim. Kardeşlerimin başına bir şey gelirse karşınızda beni bulursunuz" dedi.

MEZAR ZİYARETİNE ENGEL

Türkeş ailesi ve MHP Genel Merkezi, çeşitli konularda karşı karşıya geldi. İlişkiler hep gerginlik üzerinden yürüyordu.

Derken, çok konuşulacak bir olay yaşandı. Bu sene Alparslan Türkeş’in ölüm yıldönümü nedeniyle oğlu AKP eski Milletvekili Ahmet Kutalmış Türkeş, babasının anıt mezarına geldi ancak bir grup tarafından anıt mezara alınmadı.

SONUÇ

MHP, ‘Başbuğ’unun ardından Devlet Bahçeli’ye yeni bir yola girdi. Uzun yıllardır devam eden bu yolculukta, Türkeş ailesinin fertleri, ocağın dışında kaldı. Zaman zaman karşılıklı açıklamalarla yaşanan tartışmalar, görülüyor ki şiddete evrildi.

Peki, bu iş nerede bitecek, milliyetçi tabanı bu kavga nasıl şekillendirecek? Yanıtlanması gereken soru tam olarak bu.

Etiketler
MHP Devlet Bahçeli Alparslan Türkeş Kavga