FETÖ'nün haberleşme yöntemi deşifre oldu
FETÖ'nün mahrem imamlarının haberleşme yöntemi: 'Ölü mektup posta kutusu'
Özkan ARSLAN/ANKARA, (DHA) - ANKARA Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) Türk Silahlı Kuvvetleri'ndeki (TSK) kripto üyelerini belirlemek için yürüttüğü 'ankesörlü telefon' soruşturması kapsamında, itiraflarda bulunan D.Ş., örgütün mahrem imamlarının kendi aralarındaki haberleşme yöntemini deşifre etti. D.Ş.'nin verdiği bilgilere göre; birbirlerini tanımayan mahrem imamlar, talimat içerikli mektupları, 'Dead letter post box' yani 'Ölü mektup posta kutusu' olarak adlandırdıkları daha önceden belirlenmiş posta kutularına atarak haberleşiyor.
Ankara Cumhuriyet Savcılığı tarından yürütülen soruşturma dosyasına giren bilgilere göre, FETÖ/PDY soruşturmasında tutuklu bulunan D.Ş., savcılığa başvurarak itiraflarda bulunacağını ve etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istediğinin belirtti. Bunun üzerine ifadesi alınan D.Ş., FETÖ/PDY'nin TSK yapılanmasından sorumlu 20'ye yakın mahrem imamın ismini verdi ve haberleşme yöntemlerini deşifre etti.
MAHREM İMAMLARIN ESKİŞEHİR YAPILANMASINI ANLATTI
İfadesinde, bir dönem Eskişehir'de bulunan örgüte ait bir dershanede müdürlük yaptığını anlatan D.Ş., şunları söyledi:
"Söyleyeceğim kişilerin açık kimlik bilgilerini bilmiyorum. Bu kişiler esas olarak Eskişehir'deki FETÖ'nün mahrem yapılanmasında görev alan kişilerdir. Y.T., Eskişehir'de askeri öğrencilerden ve havacı subaylardan sorumlu mahrem abiydi. Havacı teğmenlerin mahrem imamıydı. İ.K., askeri okula gidecek öğrencilerden sorumlu idi. M.E.Y., Eskişehir'deki havacı binbaşılardan sorumluydu. Daha sonra Bursa Özle İlkbahar İlkokulu'nda müdür yardımcısı oldu ve Bursa Işıklar Askeri Lisesi'nde FETÖ'nün genel sorumluluğunu yaptı. M.K., Eskişehir'de havacı subaylardan sorumlu mahrem imamdı. Bir dönem İstanbul 1'inci Ordu'da bulunan subaylardan da sorumluydu. A.Ç. ise Yalçınkaya Dershanesi'nde matematik öğretmeni olup, Eskişehir'de askeri öğrencilerden sorumluydu. G.A. isimli kişi ise Eskişehir'de askeri öğrencilerin semt imamıydı. İ.C. denen kişi ise albayların mahrem abisiydi. Yine K.K. denen kişi İstanbul FEM Özel Dershanesi'nde geometri öğretmeni olup, üst düzey subaylardan sorumlu sivil imamdı."
'ÖĞRENCİLERİM TSK'DA SUBAY, ASTSUBAY OLDULAR'
1994-1997 arasında Balıkesir'de bir dershanede öğretmenlik yaptığını anlatan D.Ş., "Burada E.İ., M.E.G., M.Ş., E.B. ve C.Y. benim öğrencilerimdi. Bunlar da Hava Kuvvetleri'nde daha sonra subay ve astsubay oldu. E.B. daha sonra Tuzla'daki Piyade Birliği'nin mahrem imamı oldu. Ayrıca K.T., dershanenin müdürüydü ve Balıkesir Hava Üssü'ndeki askerlerin genel sorumlusuydu. T.Y. ise dershanenin müdür yardımcısıydı ve askeri öğrencilerden sorumlu Balıkesir bölge imamı olarak görev yapıyordu" diye ifade verdi.
'MAHREM İMAMIN KIZLARI, EVLENDİRME KONULARINA BAKIYORDU'
Balıkesir'de Orman Bölge Müdürü olup sonradan Ankara Orman Bölge Müdürlüğü'ne atandığını söylediği S.K.'nin karacı subayların mahrem imamı olduğunu ileri süren D.Ş., ifadesinde şunları söyledi:
"Orman Genel Müdürlüğü'nde daire başkanı olan M.G., Ankara'daki karacı subayların mahrem hizmetleri ile ilgileniyordu. S.K.'nin kızları B.K. ve A.K. ise Ankara'daki karacı subayların eşlerinin mahrem hizmetlerinde görevliydiler. Evlendirme konularına bakıyorlardı. M.G.'nin ismini hatırlayamadığım oğlu ise üst rütbeli muvazzaf subay olup, karacı üst rütbeli subayların Ankara'da mahrem imamıydı."
'MAHREM İMAMLAR BİRBİRLERİNİ TANIMIYORDU'
İfadesinde mahrem imamların TSK içindeki subaylar ile ankesörlü telefonla irtibat kurduklarını ancak kendi aralarında farklı bir yöntem kullandıklarını anlatan D.Ş., "Son olarak FETÖ silahlı terör örgütünün 'Dead letter post box' isimli Türkçesi 'Ölü mektup posta kutusu' olan haberleşme sisteminden bahsetmek istiyorum. Bu haberleşme sistemini kullanan FETÖ'nün mahrem imamları birbirlerinden habersizdirler. Kimlik bilgilerini bilmemektedirler. Fiili olarak onların belirlemiş olduğu belli yerlerdeki özel posta kutularına mahrem imamlar haberleşecekleri konuları mektup şeklinde yazıp bırakmaktadırlar. Daha sonra da diğer mahrem imam bu posta kutusundan söz konusu mektubu alıp gereğini yerine getirmektedir" diyerek ifadesini tamamladı.