Steve Jobs, 'Seni İşe Neden Alalım?' Sorusunun Tüyosunu Paylaştı! Bu Yanıtı Veren Köşeyi Dönüyor
Apple’ın efsanevi kurucu ortağı Steve Jobs, işe alım süreçlerinde alışılmışın dışında bir yaklaşıma sahipti. Röportajlarda teknik bilgilerden ziyade insanın iç dünyasına inmeye çalışırdı. Onun için asıl önemli olan, bir adayın neden o şirkette olmak istediğiydi. Yani sıkça sorduğu basit ama güçlü soru şuydu: Neden burada çalışmak istiyorsun?
Bu soru, kulağa sıradan gelse de Jobs’un amacı çok daha derindi. O, bir kişinin yalnızca tecrübe ya da becerisiyle ilgilenmezdi. Asıl önemsediği, bireyin motivasyonu ve hayattaki itici gücüydü. Çünkü ona göre, yetenekli bir insanın gerçekten işe sarılması için içten gelen bir nedeni olmalıydı.
SORULAR GERÇEK NİYETLERİ ORTAYA ÇIKARMALIYDI
Apple'da çalışan devir hızı oldukça yüksekti. Kimi üç ayda ayrılıyor, kimi ani bir terfi alıyor, kimi ise kısa sürede işten çıkarılıyordu. Bu nedenle sürekli yeni yetenekler aranıyordu. Jobs da adaylarla yaptığı görüşmelerde hep aynı soruya başvuruyordu: “Neden Apple’da olmak istiyorsun?”
Birçok aday bu soruya klişe yanıtlar veriyordu: "Arkadaşım önerdi", "Burada kariyer yapmak istiyorum", "Sizinle çalışmak büyük bir fırsat." Ancak Jobs’un ilgisini çekenler genellikle daha içten ve hatta bazen “bencil” sayılabilecek cevaplar veriyordu. Örneğin biri çıkıp “Yeni bir araba aldım, ödemelerini yapmam gerekiyor” dediğinde, bu cevap ona göre çok daha sahiciydi.
DÜRÜSTLÜK, BAŞARININ HABERCİSİ
Bu tür dürüst ve kişisel cevaplar veren adayların Apple’daki performansı da dikkate değerdi. Fazla mesai yapmaktan çekinmiyor, takımlar içinde güven kazanıyorlardı. Bu saygı da onları daha fazla çalışmaya teşvik ediyordu. Yani motivasyonları ne kadar kişisel olursa, işe olan bağlılıkları da o kadar güçlü oluyordu.
Jobs’un 2010 yılında katıldığı All Things Digital D8 konferansında söylediği şu söz, bu yaklaşımın temelini özetliyordu:
“Bir kişiyi bir saatlik röportajla tam olarak tanıyamazsınız. Sonuçta karar, sezgilerinize dayanır. Bu kişi bana ne hissettiriyor? Baskı altındayken nasıl davranır? Gerçekten neden burada olmak istiyor?”
Ona göre adayların verdikleri cevaplardan çok, bu cevapların alt metni önemliydi. Gerçek niyetlerini, tutkularını ve değerlerini çözmeye çalışıyordu.
GERÇEK TUTKU KLİŞE YANITLARDA SAKLI DEĞİL
Birçok aday klasik “Şirketin büyümesine katkı sağlamak istiyorum” gibi cevaplar veriyordu. Ancak Jobs, bu tür cevapların çoğu zaman gerçekten ne hissettiklerini yansıtmadığını biliyordu. İnsanlar genellikle olması gereken yanıtları veriyor, içten gelen düşüncelerini saklıyorlardı.
Oysa gerçekten dikkat çeken insanlar, ne istediklerini açıkça ifade ediyordu: “Liderlik becerilerimi geliştirmek istiyorum”, “Yaptığım işten gurur duymak istiyorum” ya da “Kendi şirketimi kurmadan önce tecrübe kazanmak istiyorum.”
Jobs’a göre bu tür içten yanıtlar, o kişilerin işlerine duydukları tutkuyu gösteriyordu. Bu tutkuyla çalışan biri sadece görevini yapmaz, aynı zamanda işi sahiplenir, değer üretir ve uzun vadede fark yaratır.