Mahfi Eğilmez'den Çarpıcı Faiz ve Kur Analizi: 'Döngü Değişmedi' Dedi, Tek Tek Açıkladı
İktisatçı Mahfi Eğilmez, Türkiye’nin ekonomik yönetiminde son yıllarda değişen tek şeyin, faiz ve kur politikaları arasında gidip gelen bir döngü olduğunu söyledi. Eğilmez, “2020’den bu yana yüksek faiz-yüksek kurdan, düşük faiz-yüksek kura; ardından da yüksek faiz-düşük kura geçmiş bulunuyoruz” diyerek döngüsel yapının sürdüğünü vurguladı.
Kaynak: Haber Merkezi

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 19 Haziran tarihli Para Politikası Kurulu toplantısında politika faizini %46 düzeyinde sabit tuttu. Açıklamada, “Enflasyonun ana eğilimi mayıs ayında gerilemiştir. Haziran verileri de bu düşüşün sürdüğüne işaret etmektedir” denildi. Merkez Bankası ayrıca, gecelik borç verme faiz oranını %49, borçlanma faiz oranını ise %44,5’te sabit bıraktı.

“DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK, DÖNGÜ AYNI”
Mahfi Eğilmez, kendi internet sitesinde yayınladığı “Yüksek Faiz – Düşük Kur” başlıklı yazısında şu değerlendirmelere yer verdi:
Türkiye ekonomisinin son 30-40 yılındaki para politikaları bu döngüyle özetlenebilir: Değişen yalnızca faiz ve kur arasındaki oranlar.
Asıl değişmeyen unsur ise, ekonomide risk yaratan faktörlerin devam etmesi. Risk sürdükçe, döngü de devam ediyor.
Faiz, ulusal paranın iç değerini; kur ise dış değerini belirler. Enflasyon iç değer kaybını, döviz kuru ise dış değer kaybını yansıtır.
Bu nedenle, ekonomik ve siyasi risklerin yüksek olduğu ülkelerde hem iç hem dış değer kaybı büyür; faizler de kurlar da normal seviyelerden uzaklaşır.

“DOĞRU ENFLASYON ÖLÇÜMÜ BELİRLEYİCİ OLACAK”
Mahfi Eğilmez’e göre, Türkiye’nin enflasyonu nasıl ölçtüğü konusu temel belirleyici olmaya devam ediyor. TÜİK’in açıkladığı TÜFE verileri esas alınırsa, Merkez Bankası’nın faiz indirimiyle kredi maliyetlerini düşürmesi gerektiğine dikkat çekti. Ancak ENAG gibi alternatif enflasyon hesaplarına bakıldığında, mevcut faizlerin yetersiz kaldığı görüşü ortaya çıkıyor.

“TEK TAŞLA İKİ KUŞ” ÖNERİSİ
Eğilmez, hem ihracatçının düşük kurdan hem de reel sektörün yüksek faizden şikayet ettiğini belirterek, “Faiz düşürülürse kur yükselebilir, bu da ihracatçıyı rahatlatır; aynı anda kredi maliyetleri de düşer. Böylece iki sorun birden çözülebilir” dedi. Ancak bu politikanın uygulanabilirliği, doğru ve güvenilir enflasyon verilerine bağlı olacak.

“GELİR SEVİYEMİZ YENİDEN AŞAĞI ÇEKİLEBİLİR”
Yazının sonunda Eğilmez, kurun hızlı yükselmesi halinde Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYH) ve kişi başına düşen gelir hesaplarının etkilenebileceğini hatırlattı. Bu da Türkiye’nin küresel sıralamalarda hedeflediği yerlere ulaşmasını zorlaştırabilir.

“İLK SORU ŞU OLMALI: ENFLASYONU DOĞRU ÖLÇÜYOR MUYUZ?”
Eğilmez, mevcut ekonomik tartışmaların merkezine şu sorunun yerleştirilmesi gerektiğini belirtti: “Biz enflasyonu doğru ölçüyor ve doğru açıklıyor muyuz?” Bu soruya verilecek yanıtın, tüm politika kararlarının yönünü tayin edeceğini ifade etti.