Zafer bayramımızı öğrenerek kutlayalım...

Sabri Arpaç sabriarpacymm@gmail.com 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 99’ncı yılını kutluyoruz. Gelecek yıl 100’ncü yılı kutlanacak. Bu büyük bayramın 100’ncü yılı...

Sabri Arpaç Yazar sabriarpacymm@gmail.com

Sabri Arpaç

sabriarpacymm@gmail.com

30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 99’ncı yılını kutluyoruz. Gelecek yıl 100’ncü yılı kutlanacak. Bu büyük bayramın 100’ncü yılı kutlamaları için bir çalışma var mı? Ben duymadım! Oysa 100’ncü yıllar önemli olup diğer yıllara göre daha görkemli kutlanılır. Büyük Taarruz emperyalist güçlerin emir ve himayesindeki Yunan kuvvetlerine karşı başlattığı Anadolu İhtilalinin adıdır.

BAŞKOMUTANLIK MEYDAN SAVAŞI

Zafer Bayramı, 30 Ağustos 1922'de Dumlupınar’da Mustafa Kemal’in Başkumandanlığında zaferle sonuçlanan Büyük Taarruz’un her yıl Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde kutlanan bayramdır.

Mustafa Kemal Başkomutanlığında yapıldığı için Başkomutanlık Meydan Muharebesi adıyla da anılmaktadır. Büyük Taarruz'un başarıyla sonuçlanmasından sonra Yunan orduları İzmir'e kadar takip edilmiş; 9 Eylül 1922'de İzmir'in kurtarılmasıyla Türkiye toprakları emperyal güçlerim emri ve himayesindeki Yunan işgalinden kurtulmuştur.

30 AĞUSTOS’UN BAYRAM OLARAK KUTLANMAYA BAŞLANMASI

30 Ağustos ilk olarak ülke topraklarının geri alındığı topraklarda yani 1924 yılında Afyon Dumlupınar Çal Köyü yakınlarında Cumhurbaşkanı Atatürk'ün katıldığı bir törenle Başkumandan Zaferi adıyla kutlanmıştır.

Çal köyünde gerçekleşen ilk törende Atatürk, ‘’millî ruhun canlı tutulmasının’’ önemini vurgulamış ve Meçhul Asker Abidesi’nin temelini eşi Latife Hanım ile beraber atmıştır.

1 Nisan 1926'da kabul edilen Zafer Bayramı Kanunu gerekçesi; ’’30 Ağustos Başkumandan Muharebesi gününün Cumhuriyet ordu ve donanmasının Zafer Bayramı olduğu, her yıl dönümünde bu bayram gününün kara, deniz ve hava kuvvetleri tarafından kutlanacağı’’ şeklindedir.

KURTULUŞ SAVAŞI KAYIPLARIMIZ

1919 yılında başlayıp 30 Ağustos 1922 tarihine kadar tam 4 yıl süren ve Kurtuluş Savaşının bilançosu da ilginçtir. Sabahattin Selek’in Anadolu ihtilali eserinin 1’nci cildinde şu bilgileri vermektedir. Özetlenerek aşağıda sunulmuştur.

1919 Mayıs’ında tüm ordu mevcudumuz 50 bindir. Zaten ordu terhis edilmişti. 1922 yazında Büyük Taarruz öncesindeki iaşe yani asker sayısı 580 bin bulmuştur.

Bu sayının 380 bini batı cephesinde, olmakla birlikte muharebeye yani savaşa yalnızca 110 bini katılmıştır. Geri kalan doğuda ve diğer yerlerdeki birliklerde güvenlik, askerlik şubeleri ile geri hizmetlerde görev yapmışlardır.

Selek’e göre dört yıl süren milli mücadelede ordunun insan kaybı kazanılan zafere ve mevcuduna kıyasla hafif olduğu söylenebilir. Bütün cepheler dahil, muharebe meydanlarında 662’si subay olmak üzere 9 bin 167 kişi şehit olmuştur. Ayrıca aldıkları yaradan dolayı 53 subay ve 1665 er ölmüştür.

Bu kayıpların muharebelere isabet eden miktarı şöyledir:

Doğu cephesinde ise 46 şehit ve 76 yaralı vardır. Doğal olarak Sarıkamış’ta Enveri Paşa’nın sebep olduğu donarak şehit olan 100 bin şehit kurtuluş savaşı öncesi olduğu için Sabahattin Selek de sayıya dahil etmemiştir.

Buna göre Batı Cephesinde;

-Gediz Muharebesinde 181 şehit 135 yaralı,

-1. İnönü Savaşında 95 şehit 183 yaralı,

-2. İnönü Savaşında 1499 şehit 2470 yaralı,

-Kütahya Eskişehir Muharebesinde 1522 şehit 4714 yaralı,

-Sakarya Savaşı 3282 şehit 13618 yaralı,

-Büyük Taarruz 2542 şehit 9977 yaralı,

Böylece; muharebelerde yani savaş meydanlarında toplam er ve subay sayıları 9 bin167 şehit, 31 bin.173 asker yaralanmıştır. Çeşitli adi ve bulaşıcı hastalıklardan ölenlerin sayısı muharebelerde ölenlerin iki katı olduğuna dair bilgiler de aşağıdaki gibidir;

-Yaralanma sonucu 53 subay 1665 er,

-Çeşitli hastalıklardan hasta hanelerde ölen 147 subay 22543 er,

-Asker alma mıntıkalarında ölen 118 subay 2838 er,

-Kıt'alarda Muhtelif Surette Ölen 688 er.

Buna göre kurtuluş savaşımızda yani 1919 ile 1922 yılı arasındaki 4 yılda toplam 9 bin 80 subay 36 bin 239 er olmak üzere 45 bin 319 kişi ölmüştür.

Yalnız Subay Kayıbı nın Muharebelere Göre Dağılımı Şu Şekildedir:

Birinci İnönü Muharebesinden önceki devre 28 şehit, 16 yaralı, 187 esir,
Birinci İnönü Savaşı 8 şehit, 19 yaral, 9 esir,
İkinci İnönü Savaşı 91 şehit, 181yaralı, 54 esir,
Kütahya-Eskişehir Muharebelerinde 121 şehit, 267 yaralı, 54 esir,
Sakarya Muharebesinde 345 şehit, 1217 yaralı, 49 esir,
Büyük Taarruzda 122 şehit, 381 yaralı, 7 esir.

Toplam olarak 715 şehit, 2081 yaralı ve 360 esir verilmiştir.

Bütün harp boyunca gerek muharebelerde gerekse muharebeler dışındaki harekatta subay ve er olarak yaralananalar 33.685 kişidir. Bunun 33.460'ı ateşli silahlarla 225'i de süngü ile yaralanmıştır.

Harp sonunda malul kalanlar ise 159’u subay ve 1284'ü er olmak 1443 kişiden ibarettir.

BAŞKUMANDAN MEYDAN MUHAREBESİ YUNANIN KIYAMETİDİR!

Mustafa Kemal, Başkomutanlık Meydan Muharebesi’ni sevk ve idare ettiği Zafertepe’de 30 Ağustos 1924 tarihinde Büyük Zafer'in önemini şu şekilde ifade etmiştir. "... Hiç şüphe etmemelidir ki yeni Türk Devleti'nin, genç Türkiye Cumhuriyeti'nin temelleri burada atıldı. Ebedî hayatı burada taçlandırıldı. Bu sahada akan Türk kanları, bu semada uçuşan şehit ruhları, devlet ve cumhuriyetimizin ebedî muhafızlarıdır..."

Ünlü tarihçi Isaiah Friedman Yunan’ın Küçük Asya Ordusu'nun son günlerini şu sözlerle tasvir etmiştir: "Yunan ordusunu bekleyen bozgun, Armageddon savaşı boyutlarında idi. Dört gün içinde bütün Yunan Küçük Asya Ordusu ya yok edildi, ya da denize döküldü.’’

Bilindiği gibi; Armageddon, İbranice bir sözcüktür. ‘’Megiddo Dağı’’ anlamına gelmektedir. Dini kaynaklara göre Dünya’nın sonuna doğru olacak son savaştır. Nitekim bu sözcük hem Hıristiyanlık, hem de Müslümanlık inancına göre kıyamet öncesi Mesih ile Deccal arasında yaşanacak savaş olarak inanılmaktadır.

Bayramınız kutlu olsun.

Tüm yazılarını göster