İrem Sude Güleş'in ilk kitabı çıktı

Abone ol

Toplumsal yazarı, eğitimci Nermin Kurt'un kızı İrem Sude Güleş'in ilk kitabı "Yarın Yanımda Olmayacaklar" çok yakında kitapçı raflarındaki yerini alacak.

15 yaşındaki bir kız çocuğunun gözünden hayata dair ilginç tespitlerin de yer aldığı şiir kitabı İkinci Adam yayınevi tarafından basılacak. Kitap, 10-18 Kasım tarihlerinde İstanbul Tüyap Kitap Fuarı'nda da yer alacak. Genç yazar İrem Sude Güleş fuarda okurları için kitaplarını imzalayacak.

Toplumsal yazarı, eğitimci Nermin Kurt'un kızı İrem Sude Güleş'in ilk kitabı "Yarın Yanımda Olmayacaklar" çok yakında çıkıyor. 15 yaşındaki bir kız çocuğunun gözünden hayata dair ilginç tespitlerin de yer aldığı şiir kitabı İkinci Adam yayınevi tarafından basılacak. Kitap, 10-18 Kasım tarihlerinde İstanbul Tüyap Kitap Fuarı'nda da yer alacak. Genç yazar İrem Sude Güleş fuarda okurları için kitaplarını imzalayacak.

Kitaptan bir kesit:

SİHİRLİ SÖZCÜK “ANLAMAK”

Anlamak. İşte en zor olanı bu! İnsanın kazandıkları da kaybettiklerine karşı duyduğu pişmanlığı da anlamaktan geçer. Anlamak, bilmenin ve sevmenin tamamıdır.

Bilmek ve sevmekse anlamanın yarısı…

Çünkü insan ancak gerçekten anladığında ve değerini bildiğinde sever. Hep “ne olacak ki” der korkusuzca. Sonra bir gün anlar ve “düzeltmek için ne yapabilirim” der. Anlamak çoğu zaman pişmanlığın bugünü olur. Dünden bugüne en çok kalanımız olur. Paylaştıkça bitmeyenimiz olur. Ama yine de anlamak sayesinde olur her şey.

Sayesinde diyorum doğru duydunuz!

Çünkü eğer anlamasaydım pişman olmazdım. Ve pişman olmasaydım dünkü benle bugünkü ben arasında fark olmazdı. Ben değişmezdim. Fakat anladım geç olmadan… Tüm doğrularımla ve dürüstlüğümle ben oldum. Ben “iyi kilerimi” anlamama ve doğrularıma borçluyum. Bugünümü ise sevmeye, seven kalbime borçluyum.

İrem Sude GÜLEŞ Kimdir?

12 Temmuz 2004 yılında Üsküdar’da doğdu.

İlkokul ve ortaokulunu İstanbul’da okudu.

Şu an İstanbul Prestij Anadolu Lisesi'nde 1'inci sınıfta okuyor.

Öğretmen bir anne ve kız kardeşi ile İstanbul’da yaşıyor.

İlkokul 4.sınıftan bu yana yazılar yazıyor.

Küçücük dünyasında kocaman hayalleri olan biri.

Okumaya ilk başladığı günden itibaren okuma aşkını hep içinde barındırması bir süre sonra onun bu okuma aşkını kalemine de yansıtarak yazma aşkına başlamasını sağladı.

Yazmak onun için bir hayat felsefesi artık. Ortalama 4 yıldan buna yana yazıyor. Şimdi yazdıklarını başkalarının da okuması gerektiğine inanıyor.

"Bu kitaptaki her kelimeyi hissederek yazdı, tamamen gerçek duygularıyla."

Toplumsal yazarı Nermin Kurt'un kızının kitabında yer alan önsözü;

Annen olarak sana olan duygularımı anlatmak bütün dillerden bütün alfabelerden daha öte bir şey benim için.

Benim, senin, bizim hikâyemiz bambaşka.

Sanki daha öncesi hiç yaşanmamış yâda hiç yokmuş gibi.

Hikâye diyorum çünkü yaşadıklarımız belki de sadece hikâyelerde olabilecek şeylerdi çoğu zaman.

Seni tarif ederken kızım demiyorum.

Kızım kelimesi yetersiz kalır sana.

Zor oldu ama güzel oldu.

Zor oldu ama değdi.

“Tüm gözyaşıma, tüm zorluklarıma, tüm mücadeleme değdi” dediğim, her şeyimsin.

Hiçbir anne mutsuz olmaları için dünyaya çocuk getirmez.

Ben de öyle.

Ama ben bu dünyada ne çok şahit oldum seni üzmelerine, senin üzülmelerine…

Bir çocuk kalbi yaralandığında en çok anneler üzülür, onlar derinden hisseder bunu.

Bende de öyle oldu.

Ama hayat bize iyi ya da kötü şeyleri yaşayıp her ikisinden de mücadele ederek çıkmamız gerektiğini de öğretir.

Ve sen bunu tanıdığım en iyi öğrenenlerdendin.

O küçücük bedeninde taşıdığın koca yüreğinle verdiğin tüm mücadelene en büyük şahidin benim.

Ben ve zeytin gözlü kardeşin Zeynep…

Hayatımızdaki yoksunluklarla da mutlu olabileceğimizi.

Düştüğümüzde kanayan dizlerimizden önce, incinen kalbimizi onarmamız gerektiğini.

En büyük başarının hayatta iyi bir insan ve evlat olmak olduğunu,

Bana öğreten sensin.

Öğrettin diyorum.

Çünkü ben de daha kendime bile küçükken senle öğrendim bunları.

Senle öğrendim hayatı.

Benim hayatta sana öğretmeye çalıştığım en büyük şey kendinden vazgeçmemekti.

Ne kadar seversek sevelim, ne kadar tutkun olursak olalım her şey gelir bir gün biter, dün vazgeçememem değimiz her şeyden ve herkesten önce vazgeçeriz.

İsteyerek ya da istemeyerek…

Hayatımızda kim ve ne olursa olsun yanımızda biz ölene kadar olmayabilir.

Yanımızda her zaman olabilecek olan kişi bizizdir.

Vazgeçemediğim, vazgeçemediğimiz ve vazgeçmememiz gereken.

Sadece biz.

Sen de vazgeçme.

Kendinden.

Kendi duygundan, kendi düşüncelerin ve doğruların için savaşmaktan.

Kendin için nefes almaktan.

Kendin için yaşamaktan.

Asla kendinden vazgeçme.

Senin o güzel ve iyi kalbin seni en güzel yerlere götürecek.

Hem de başkalarının en iyi imkânlarda bile gidemediği yerlere…

Senin o güzel kalbinle gidebileceğine inanıyorum.

“Kalbim içimde konuşurken susmayı beceremem” sözünü asla unutma.

Asla konuşan, hisseden kalbini susturmaya çalışma.

Her duygunu kaleme alabildiğin, okuyucuna aktarabildiğin, yoksunluklarla da mutlu olabileceğini başkalarına anlatabildiğin ve başkalarına da ışık olabildiğin nice başarıların olsun.

Annen

Oruçoğlu, romanı 'Grizu'yu anlattı Kültür - Sanat Göbeklitepe'de kundalini yoga Kültür - Sanat 'Kültürümüz gitmedi, okumuyorsunuz zaten' Kültür - Sanat Suç ve Ceza, 15 yıl aradan sonra sahnede Kültür - Sanat