Habertürk yazarı: Eğer illa bir galip seçeceksek Ekrem İmamoğlu derim

Abone ol

Habertürk yazarı Oray Eğin, dün akşam tüm Türkiye'nin kilitlendiği İmamoğlu - Yıldırım ortak yayınını değerlendirdi.

Oray Eğin, "Bu program seçim sonucunu değiştirmez" başlıklı yazısında, İsmail Küçükkaya'nın moderatörlüğünü yaptığı Ekrem İmamoğlu - Binali Yıldırım yayına ilişkin eleştirilerde bulundu.

Eğin, "İmamoğlu adeta 1994 yılındaki bir Recep Tayyip Erdoğan gibi. Atak, ellerini oynatarak konuşuyor, heyecanlı. Karşısındaki Binali Yıldırım ise “eski CHP” algısına uygun bir aday, bir Nurettin Sözen gibiydi. " yorumunda bulundu.

LÜZUMSUZ MUHAFAZAKARLIK VURGUSU

İki adayın da kreş yapacağını anladık. Hele bir ara Binali Yıldırım “Kadınlar da artık evden çıkmak istiyor” gibi arkaik bir cümle bile kurdu. Ne yazık ki ikisi de muhafazakarlık yarışında birbirini aratmadı. Yayını baştan sonra önde götüren, Laz aksanını bastırmaya çalıştıkça aradan z’leri kaçıran Ekrem İmamoğlu’nun son anda haremlik-selamlık havuz ve içkisiz belediye tesisi yapması ne gereksizdi? Üstelik muhalif seçmen “Nihayet belediye tesislerine içki geliyor” diye sevinirken… Karşı mahalleden oy çalmak için mi?

HEDEF KİTLELERİ BELLİ

İki aday da karşı mahalleden oy çalamaz bu yayınla. Ekrem İmamoğlu tamamen kendisine zaten oy veren seçmeni hedef aldı, son anda belki kararsızlardan da biraz oy toplayabileceğini hesapladı. Binali Yıldırım’ın stratejisi ise sandığa gitmeyen AK Partili seçmene yönelikti.Sadece onların yeninden partiye oy vermelerini sağlayarak seçimi kazanabileceğine inanıyor.

MANŞET YOK

Fark bu yayınla kapanır mı? Zor. Zira içinden tek bir manşet çıkmayan bir yayın oldu. Adayların cımbızla çekilip slogana dönüştürülecek cümleleri olmadı. O yüzden de oy tercihlerini değiştirmedi.

Akılda kalıcı söz olarak “Vakıfların deterjanla yıkanması” tabiri olmadı Binali Yıldırım’ın, ama “Gençler Netflix’te film izleyecek” demesi, Netflix’in adını telaffuz etmesi hoşuma gitti. Binali Yıldırım’a dizi önerebilir miyim? Tabii üç saatlik yayında modern yaşama dair edilen tek kelimenin Netflix olması da ayrı bir sorun.
Binali Yıldırım’ın gençleri tavlamak için artık tedavülden kalkan “kanka” lafını kullanması kuşaksal bir eksiklikti; zorlayınca olmuyor. GB yerine MB demesi, dilinin sürçerek 10 MB’la Netflix’te film izlemeyi vaat etmesi epey bir geyik malzemesi olacak.

MODERASYONUNU BEĞENDİK

“Moderasyonumu nasıl buldunuz” sorusuyla son dakikada gülümseten İsmail Küçükkaya mükemmel yönetti. İşte o kadar da zor değilmiş, bu kutuplaşma ortamında da böyle bir programı yapmak mümkünmüş. Yer yer tarafsız ve eşit görünmek için fazla uğraştı bile denebilir hatta. Bizim izleyicinin alışık olmadığı bir formattı bu program. Karşılıklı kavga, Doğu Perinçek-Ertuğrul Kürkçü atışması bekleyenlerin hevesleri kursaklarında kaldı. Sıkıcı bir yayındı doğrusu. İzleyici kadar adaylar da bu formata alışkın değil belli ki, kurallar konusunda biraz afalladılar.

EN KÖTÜ YANIT

Binali Yıldırım iki kere FETÖ iması yaptı Ekrem İmamoğlu’na karşı, kendisinin FETÖ’yle ilişkisi sorulduğunda ise “Yok” dedi. “Yok”tan çok daha ikna ve tatmin edici bir yanıt verebilmeliydi.“Kandırılmışız” demek bile “Yok” cevabından iyiydi.

YAYININ GALİBİ KİM

Eğer illa bir galip seçeceksek Ekrem İmamoğlu derim. Özellikle parıldadığı için değil, ama Binali Yıldırım ne olursa olsun yorgun, yaşı geçmiş görünüyordu. İmamoğlu adeta 1994 yılındaki bir Recep Tayyip Erdoğan gibi. Atak, ellerini oynatarak konuşuyor, heyecanlı. Karşısındaki Binali Yıldırım ise “eski CHP” algısına uygun bir aday, bir Nurettin Sözen gibiydi. Söylediği sözler iyi, vaatleri güzel olsa da genç ve hevesli bir adayın karşısında tartışmanın doğal dezavantajından kurtulamadı.

GÖRMEYE DEĞER TEK AN

Yayına Binali Yıldırım sinirli başladı, Ekrem İmamoğlu da fazla heyecanlı. Yıldırım kendisine soru sorulmasından hoşlanmıyor, sorgulanmaya alışık değilmiş gibi bir izlenim verdi başlarda. Sonradan danışmanları uyardı diye tahmin ediyorum, yüzüne bir gülümseme geldi. Süre uzayınca iki aday da rahatladı. “Süremi çaldın, sözümü kestin” gibi atışmalar bir ara o kadar çoğaldı ki kendileri de işi espriye vurdu. İşte o zaman da yayının en keyifli dakikaları yaşandı. “10 saniye daha istiyorum” diyen İmamoğlu’na “Beş saniye de benden” diyen Yıldırım’ın böyle karşılıklı cilveleşmeleri sahalarda görmek istediğimiz hareketlerdi. Son bölümde iki aday da rahatlayınca espriler yayını keyifli kıldı. Kutuplaşmadan şikayetçiydi Uğur Dündar yayını reddederken, bu yayın kutuplaşmanın kırılabileceğini gösterdi.

'Ortak yayında Erdoğan’ın istediği kırılma olmadı' Siyaset Sezai Temelli: Bu bir demokrasi mücadelesidir Siyaset Murat Bardakçı: Hayatımın en tatsız, en ruhsuz ve en sıkıcı siyasî tartışmasını izledim! Siyaset CHP'li Engin Altay, MHP’den tazminat kazandı Siyaset