16 – 25 Mart Haftasında Gündem Nasıl?

Çok önemli bir haftaya girmiş bulunmaktayız. Mart ortasından Nisan ortasına kadar ortalık epeyce karışacak gibi duruyor. Özellikle 16-25 Mart haftası ve Nisan...

Çok önemli bir haftaya girmiş bulunmaktayız. Mart ortasından Nisan ortasına kadar ortalık epeyce karışacak gibi duruyor. Özellikle 16-25 Mart haftası ve Nisan ayının ilk haftası daha önemli olmakla birlikte yoğun bir dönemden geçiyoruz. Tarihte bu tarz dönemlerde savaş, ekonomik kriz, salgın gibi konular hep insanoğlunun başından geçtiğini görüyoruz. Ülkeler bazında bu kadar yıkıcı ve savaş kadar büyük bir etkisinin olması dört büyük gezegenin (Pluton, Satürn, Jüpiter, Mars) Oğlak burcunda hareket ediyor olmasından kaynaklanıyor. Bu hafta Pluton, Jüpiter ve Mars bu tarihler arasında Oğlak burcunda birleşmiş durumda. Genel anlamıyla bakıldığında ülkeler arasında çıkabilecek bir savaşı temsil ettiğini görüyoruz bu konunun. Hayatta kalma mücadelesi, inançların kavgası ve güç mücadelesini içinde barındıran bu durum durum ‘’virütik salgın’’ olarak baş gösterdi.

Ocak 2020’de Satürn ve Pluton’un birleşimi (30 senede bir bu birleşim gerçekleşir) döngüsel olarak tabiri caiz ise çok büyük patlamalara gebe idi. Depremler, yangınlar, siyasi kargaşalar, salgınlar yer kürenin kendini yenileme tarzı olduğunu düşünüyorum. Bazı şeylerin insan elinden yayılmış olduğunu düşünsekte tam bu dönemlere denk gelmiş olması, dünyada bir şeylerin tetiklendiğini gösterir.

Youtube videolarımda da söylediğim gibi bu tarz baskılar sadece tek taraflı olmaz. Tıkanan ülke ekonomilerinin değişikliğe gidilmesi ve bu değişiklik olurken de gücü kaybetmeme isteği, kontrolü elde tutma arzusuyla başlatılan savaşlar her zaman hiç tahmin edilemeyen boyutlara ulaşmıştır. Savaş psikolojinin yaşandığı bu dönemden sonra ülkeler büyük bir ekonomik çöküntünün ardından kendilerini yapılandırarak, yeni bir ekonomik boyuta doğru ilerleyeceklerdir. Kısacası ülkelerin sıkışan ekonomileri kendi üstündeki baskıyı böyle bir boşalımla veya dönüşümle yaratmaktadır. Bizler bu baskıyı hayatta kalma mücadelesi olarak hissetmekteyiz.

İnançlarla ilgili konular, korkularımız, hayatı algılayış şeklimiz, içimizdeki öfke dışarı çıkar. Kişisel boyutta da bu dönemde içimizde birikmiş olan ve bize öfke yaratan konuları da göz ardı etmemek gerekiyor. İçimizdeki enerjiyi aktarış tarzımız çok önemli. Aslında bu dönemlerde en çok kişiliğimizin ortaya çıktığını unutmadan, kendimizi görme fırsatı bulduğumuz önemli zamanlardan geçtiğimizi düşünüyorum.

Bu dönemde yapılan spekülasyonlardan güç ve zenginlik beklentisi olanlar vardır. Uzun süredir dünya ekonomisi belli ülkelerin elindeydi ve yeni büyüyen ülkeler de bu düzenden pay alma çabasına girmişlerdir. Bu hikaye 1. Dünya Savaş’ındaki durumu andırmakla birlikte o dönemden önemli bir farkımız şuanda ekonomi büyümekten çok daralan, şıkışan bir süreç yaşıyor oluşudur. Buradaki değişimlerle birlikte zenginlik el değiştirmekte ve farklılaşmaktadır. Birileri de buralardan fayda sağlamak isteyecektir.

Bu dönemde sadece parasal anlamda değil, ülkeler bazında da büyük değişikliklere gebe görünüyor.