Seçimlere giderken partilere tercihler ve öneriler

SEÇİMLERE GİDERKEN PARTİLERE, ADETA AŞİL TOPUĞU KESİLMİŞ EĞİTİMİMİZİN SORUNLARI BAĞLAMINDA RASYONEL TERCİHLER VE ÖNERİLER…

Ve Ne Zaman Altın Ve Dolar Verileri Gibi Eğitim Verilerini Takip Ederiz, O Zaman Eğitim Sorunlarımızı Çözeriz

Seçimlere doğru giderken aslında en fazla gündem olması gereken konu eğitim olmalı. Cumhurbaşkanı son 16 yıldır eğitimde istedikleri noktaya gelemediklerini belirtirken, muhalefet Türkiye’nin en önemli sorununun eğitim olduğunu belirtiyor. Türkiye’nin eğitiminin sanki aşil topuğu kesilmiş gibi. Herkese göre aşil topuğu farklı olabilir ama ben aşil topuğumuzun rasyonel kararlar alma ve tercihler yapmak olduğunu düşünüyorum. Aslında eğitimde ne yapmamız ya da yapmamamız gerektiğini gerek ayda 25 gün eğitim köşesi yazarak, gerekse de son çıkan ‘’Türkiye Hepimizin Eğitim Hepimizin’’ kitabımda tüm detaylarıyla ele almaya çalışıyorum. Ama benim mesele biraz Koçi Bey ve Kâtip Çelebi’nin olayına döndü. 4.Murat döneminde Koçi Bey ve Katip Çelebi’nin eğitim sistemindeki sorunlara dair feryatları devlet katında çok da yansıma bulmamıştır. Tüm sorunları tüm detaylarıyla ele almamıza rağmen maalesef ilgili yerlerde yeterli yansımayı bulmuyor.

Eğitimde Mesele Nicelik Değil Nitelik ve Felsefe Olmalıdır

Seçimlere gidilen şu süreçte tabi ki eğitimin güncel sorunlarına ve çözüm önerilerine dair çok şey söylenebilir. Ama asıl büyük fotoğrafı çekip, sistemsel bir yaklaşımla yapısal sorunlara dair bütüncül yaklaşmak gerekmektedir akılla, bilimle… Ama eğitim biliminin, tarihinin, sosyolojisinin, felsefesinin ve yönetiminin ışığında… Bu nedenle eğitimde mesele nicelik değil nitelik ve felsefe olmalıdır. Bu bağlamda Türkiye’nin 3 acil önceliği olmalıdır: 1)Eğitim 2)Eğitim 3)Eğitim.

Hayatın İçine Sığdırıldığı Bir Okul Olarak Cep Telefonları

Dünyanın bu kadar değiştiği, hayatın içine sığdırıldığı bir okul olarak cep telefonlarının bu kadar değiştiği bir dönemde, dünün güneşiyle bugünün eğitim çamaşırlarını kurutamayacağımız gibi, unutmayalım ki hayat eğitimin önünde diz çökenlerin önünde diz çöker. Bu yönüyle eğitimin topyekûn bir seferberliğe ‘’Samsun Ruhuna’’ ihtiyacı vardır. Ve burada kilit noktada siyaset üstü ortak bir devlet aklı, iradesi gereklidir eğitim için tüm paydaşların desteğiyle.

Niye Form Olmadan Eğitimde Reform Olmaz?

Ardından ciddi bir forma ihtiyacımız var. Yani eğitimde form olmadan reform olmaz. Buradaki formdan kastımız, eğitim sistemimizin bir sistem düşüncesi etrafında dayanacağı ana dayanak yani eğitim felsefesidir. Eğitim sistemimiz yerelin ve evrenselin dengesini iyi kuran sağlam ve güçlü bir forma yani eğitim felsefesine yaslanmak durumundadır.

Eğitimde Dünyanın Geistine ve Logosuna Uygun Davranmak

Şövalyeliğin kılıçla değil eğitimle bilgiyle olduğu bir dönemde unutmayalım eğitimin raconunu eğitimin geistine ve logosuna uygun davrananlar koyar. Yani ülkemiz eğitimde dünyadaki zamanın ruhunu ve aklını yansıtmak zorundadır. Bu da bilimdir, akıldır ve veriye dayalı kalıcı reformlardır. Eğitimi yenilemezsek yeniliriz. Bunun için de hiç kimsenin eğitiminden herkesin eğitimine geçilmelidir. Emin olun eğitimi sloganlarla eleştirmek ve savunmak için harcanan çabanın onda birini onu değiştirmek için göstermiş olsaydık, bugün dünyaya harika eğitim kekinin tarifini biz veriyor olurduk.

Eğitimin Tarihinden Eğitimin Geleceğine

Tüm bu söylediklerimiz reform ilkeleri içinde eş zamanlı birçok şeyin bütünsel bir bakış açısıyla değişmesiyle mümkündür. Bu değişim de eğitimin tarihinden geleceğine doğru olmak zorundadır. Yani eğitim tarihimizin deneyimlerinin yol göstericiliğiyle. Yoksa yanlış eğitim Bağdat’tan döner. Örneğin Türkiye’nin bir ‘’Öğretmen Sorunu’’ vardır, çok boyutlu ele alınması gereken. İşte bu ancak öğretmen yetiştirme tecrübelerimizin bilgisiyle ele alınabilir.

Söz Konusu Eğitim ve Bilimse Gerisi Teferruat Olmalıdır

Evet, seçimlere giderken en önemli mesele yine eğitim… Eğitimimizin adeta aşil topuğu kesilmiş haline; bütünsel bir yaklaşımla, siyaset üstü ortak bir devlet aklıyla, eğitimde Samsun ruhuyla, güçlü bir formla yani eğitim felsefesiyle, dünyanın geistine ve logosuna uygun davranarak, eğitim biliminin bilgileriyle, eğitim tarihimizin ışığında yön verebiliriz. Tabi tüm bunları yapacak olanlar da liyakate uygun seçilmiş öğretmenler, okul yöneticileri ve eğitim bürokratlarıdır. Bu nedenle filozof Aristo’nun ‘’En iyi sistem, sistem en kötü bile olsa en nitelikli kimselerin yönettiği sistemdir’’ sözünden hareketle eğitimin her alanında liyakat çok önemlidir. Ve ne zaman altın ve dolar verileri gibi eğitim verilerini takip ederiz, o zaman eğitim sorunlarımızı çözeriz. Geriye kalanlar eğitimin güncel ve kolay çözülebilir sorunları olacaktır. Türkiye Hepimizin, Eğitim Hepimizin…

Etiketler
Seçim