Liseliler artan siber zorbalığa karşı yaratıcı dramayı kullanıyor

Liseliler Arasında Artan Siber Zorbalıkla Mücadelede Yaşantıya Dayalı Bir Yöntem: Yaratıcı Drama “Lise öğrencileri yaratıcı drama ile siber zorbalığın...

Liseliler Arasında Artan Siber Zorbalıkla Mücadelede Yaşantıya Dayalı Bir Yöntem: Yaratıcı Drama

“Lise öğrencileri yaratıcı drama ile siber zorbalığın üstesinden geliyorlar! Öncelikli hedefimiz yasakçı politikalar yerine ne yapacağını bilen, baş etme stratejileri geliştiren, çevrimiçi güvenlik önlemleri alan ve çevresindeki insanlarla duygudaşlık kurabilen öğrenciler yetiştirmek olmalı. Liselilerde siber zorbalık vakaları artıyor. Yaratıcı drama siber zorbalık konusunda farkındalık sağlıyor. Lise öğrencileri yaratıcı drama ile farklı beceriler kazanıyorlar. Oyunlar siber zorbalığı öğrenmede oldukça etkili.”

Bu hafta Prof. Dr. Ömer Adıgüzel ve Dr. Gökhan Karaosmanoğlu ile liselerde artan siber zorbalık sorununa dair yaptıkları araştırmayı ve bu konuda neler yapılabileceğini konuştuk...

Ankara Üniversitesi’nde Prof. Dr. Ömer Adıgüzel ve Dr. Gökhan Karaosmanoğlu tarafından yapılan bir araştırmaya göre son zamanlarda lise öğrencileri arasında siber zorbalık vakalarının arttığı ve öğrencilerin siber zorbalıkla baş etme konusunda desteğe gereksinim duydukları saptandı. Araştırmada öğrencilerin yaratıcı drama yöntem ve teknikleri ile siber zorbalık konusunda farkındalık kazandıkları, rol oynama ve doğaçlama yaparak farklı rolleri deneyimledikleri, yaratıcı drama çalışmaları sonunda siber zorbalıkla baş etme konusunda daha bilinçli hale geldikleri görüldü.

Son zamanlarda siber zorbalık konusunda yapılan araştırmalardan biri de Ankara Üniversitesi’nde sizler tarafından gerçekleştirildi. Kısaca araştırma hakkında bilgi verir misiniz lütfen?

Lise 10. ve 11. sınıf öğrencilerinin katıldığı araştırmamıza göre günlük ortalama 4-6 saatini çevrimiçi ortamlarda geçiren öğrenciler pek çok siber zorbalık vakasıyla karşılaşıyor. Bu vakalar çoğunlukla WhatsApp gibi sohbet gruplarında, Instagram, Facebook gibi sosyal medya araçlarında gerçekleşiyor. Sosyal medya hesabının ele geçirilmesi, çevrimiçi oyunlarda karşılaşılan incitici tutum ve davranışlar, özel bilgilerin yayınlanması ya da yayınlamakla tehdit edilmesi, sohbet grubundan atılma ya da bu gruplarda incitici şakalar yapılması, fotoğraflar üzerinde oynanması öğrencilerin başlarına gelen siber zorbalık türlerinden bazıları.

Konuşmanın son bölümünde araştırmanızın ayrıntılarını ve sonuçlarını sizlere soracağım. Öncelikle siber zorbalığı nasıl tanımlayabiliriz, diğer akran zorbalığı türlerinden bir farkı var mı? Ve son olarak liselilerde siber zorbalık vakaları artıyor mu?

Son yıllarda teknolojide gerçekleşen yenilikler olumlu etkilerin yanında pek çok olumsuz etkiyi de beraberinde getirdi. Bu olumsuz etkilerden biri pek çok gencin yüzleşmek zorunda kaldığı siber zorbalık sorunu. Pek çok uzmanın farklı ifadelerle tanımladığı siber zorbalığı “ergenin, ergene çevrimiçi ortamda uyguladığı zorbalık” olarak tanımlamak mümkün. Siber zorbalık davranışları diğer akran zorbalığı türlerinde olduğu gibi güç eşitliğinin olmadığı öğrenciler arasında, bilerek ve tekrarlayan biçimde ve saldırganca amaçlarla gerçekleşebiliyor. Farklı teknolojik araçlarla gerçekleşen siber zorbalığın diğer akran zorbalığı türlerinden en önemli farkı mekana ya da zamana bağlı olmaması, sonsuz bir seyirci kitlesine ulaşması, kullanıcıların kendini gizleyebilmesi ve kullanılan ifadelerin çevrimiçi ortamlarda uzun süre kalması. Evet Şahin hocam, liselilerde siber zorbalık vakalarının arttığını söyleyebiliriz.

Peki, öğrenciler böyle bir olayla karşılaşınca nasıl tepkiler veriyorlar? Onları nasıl etkiliyor siber zorbalık süreci?

Siber zorbalıkla karşılaşan öğrencilerin farklı baş etme stratejileri kullandıklarını söyleyebiliriz. Öğrenciler siber zorbalıkla bazen pasif olarak baş etmeye çalışırken bazen de aktif olarak sorunu çözmeye çalışıyorlar. Öğrenciler karşılaştıkları duruma pasif baş etme stratejileriyle yani önemsememe, görmezden gelme, ortamdan uzaklaşma, normalleştirme, hesabı kapatma ya da aktif baş etme stratejileriyle yani sosyal destek arama, yardım alma, biriyle paylaşma, yasal yollara başvurma, iletişime geçme, empati kurma, zorbaca davranışın nedenini öğrenme, ikna etmeye çalışma, siber zorbalık yapma gibi tepkiler veriyorlar. Bazı öğrencilerin zorbalık yapan kişiyle iletişime geçerek ve empati kurarak zorbaca davranışın nedenini öğrenmeye, zorbalık yapan kişiyi ikna etmeye çalıştığını görebiliyoruz. Bu süreçte öğrencilerin cinsiyeti de önemli olabiliyor. Örnek verecek olursak kız öğrenciler empati kurmaya, sorunu konuşarak çözmeye çalışırken erkek öğrenciler karşılaştıkları soruna zorbalık yaparak yanıt verebiliyorlar.

Lise öğrencilerinin siber zorbalığa uğramamak için ne gibi önlemler aldıklarını söyleyebiliriz?

Siber zorbalık sürecinde bir takım önlemlerin alınması oldukça önemli. Bu önlemler cep telefonu, internet ve sosyal medya kullanımı açısından değerlendirilebilir. Öğrenciler siber zorbalığa uğramamak için pek çok önlem alıyor: Paylaşılan içeriğe dikkat etme, güçlü ve güvenli şifreler belirleme, çevrimiçi araçları bilinçli kullanma en sık aldıkları önlemler. Engelleme butonu kullanma, cinsiyeti gizleme, telefona onay kodu alma, farklı hesaplarla bağlantı kurma ya da sosyal medya hesabını gizleme öğrencilerin aldıkları diğer önlemler olarak öne çıkıyor.

Peki, siber zorbalığa maruz kalan gençler bu durumu saklıyorlar mı? Yoksa paylaşıyorlar mı çevrelerindeki kişilerle?

Siber zorbalığa maruz kalan öğrencilerin karşılaştıkları durumu öncelikle en yakın arkadaşlarıyla ya da kız/erkek arkadaşlarıyla paylaştıklarını söyleyebiliriz. Öğrenciler bu durumu paylaşmadan önce zorbalık yapan kişiyi engelleyerek ya da hesabı kapatarak siber zorbalıkla baş etmeye çalışıyorlar. Karşılaştığımız bir diğer araştırma sonucu da siber zorbalığa uğrayan gençlerin söz konusu durumları en yakın arkadaşlarından sonra anne-babalarıyla, öğretmenleriyle (psikolojik danışman, idareci vb.) ya da diğer resmi görevliler ile paylaştıklarını gösteriyor. Öğrencilerin okulda en çok güvendikleri ve paylaştıkları kişinin okul psikolojik danışmanı olduğunu söyleyebiliriz. Siber zorbalık durumunun paylaşılmasında zorbaca davranışın etki düzeyinin önemli olduğunu söyleyebiliriz.

Siber zorbalık durumunu paylaşmanın sorunun çözümüne ne gibi bir etkisi oluyor? Öğrencileri olumlu yönde etkilediğini söyleyebilir miyiz?

Karşılaşılan siber zorbalık durumunu biriyle paylaşmak sorunun çözümünde etkili oluyor. Zorbaca davranışın kiminle paylaşıldığının ya da paylaşılma sıklığının zorbaca davranışın türüne, etkisine, öğrencilerin gelişimsel özelliklerine, aile içi iletişimlerine, siber zorbalık yapan kişinin tepkisine göre değiştiğini söylemek mümkün. Kiminle, hangi bilgileri içerecek biçimde paylaşıldığının ya da paylaşılan bilgilerin gizli kalmasının siber zorbalıkla baş edilmesinde önemli olduğu görülüyor.

Öğrenciler siber zorbalık durumunun başka kişilerle paylaşılmasının sorunun çözümü ve zorbaca davranışın etkisinin azalması yönünde etkili olduğunu ifade ediyor. Zamanında ve doğru kişilerle paylaşıldığı durumlarda öğrencilerin olumsuz duyguları daha az deneyimledikleri görülüyor. Bu noktada siber zorbalık durumunu paylaşmanın zorbaca davranışın etkilerini azaltan ve öğrencilerine iyi gelen bir baş etme stratejisi olduğunu söyleyebiliriz.

Siber zorbalığa maruz kalan öğrenciler bu durumu daha çok kimlerle paylaşıyorlar?

Siber zorbalığa maruz kalan öğrenciler bu durumu daha çok; anlayışlı ve önyargısız, samimi ve yakın, güven duyulan, mevcut sorunu çözme becerisine sahip olan, bilgi ve iletişim teknolojileri konusunda deneyimli olan kişilerle paylaşıyorlar. Öğrenciler paylaştıkları kişinin mevcut soruna doğrudan çözüm önerisi getirmesini, sorunun çözümüne inanç duymasını bekliyorlar. Burada siber zorbalık durumunun paylaşıldığı kişilerin karakter özelliklerinin, teknoloji konusundaki becerilerinin önemli olduğunu söyleyebiliriz.

Sizlerin de vurguladığı gibi konuştuğumuz konu eğitim açısından çok önemli ve bu konuda çok önemli bilgiler verdiniz. Ama eğitimin paydaşları adına sormak istiyorum. Siber zorbalık sorununun çözümü için neler yapılabilir?

Günümüzde lise öğrencilerinin baş etmekte zorlandıkları siber zorbalık sorunu çocukları, gençleri, anne-babaları ve öğretmenleri ilgilendirdiği kadar toplumun diğer kesimlerini de yakından ilgilendiriyor. Bu yüzden dijital okuryazarlık becerilerinin geliştirilmesi çocukların ne ile karşı karşıya olduklarını anlama ve siber zorbalığı önleme konusunda atılacak adımlardan biri olarak öne çıkıyor. Tabii bu becerilerin yalnızca öğrencilerde değil anne-babalarda, öğretmenlerde ve diğer yetişkinlerde de geliştirilmesi gerekiyor. Öğrencilerin yardım alacağı ya da paylaşacağı herkesin bu açıdan donanımlı olması gerekiyor.

Altını çizmemiz gereken bir başka nokta da iletişim süreci. Anne-babaların, öğretmenlerin ya da idarecilerin öğrencileri anlaması, aralarında güçlü bir iletişim bağının olması siber zorbalığın önlenmesinde en önemli adımlardan biri. Öğrenciler başlarına gelen durumu öncelikle iletişim kurdukları, güvendikleri, anlayışlı ve önyargısız yetişkinlerle paylaşabildiklerini söylüyor. Bu konuda en büyük görev öğrencilerle kurulacak güvene dayalı bir iletişim sürecini inşa edecek yetişkinlere düşüyor.

Sorunun çözümü adına siber zorbalık gerçekliğini toplumun tüm kesimleri ile kabul etmek ve bu konuda öğrencilerle birlikte çözüm aramak gerekiyor. Öğrenciler bir parçası oldukları, yaparak ve yaşayarak gerçekleştirdikleri, izleyici ya da dinleyici olmak yerine sürecin öznesi oldukları çalışmaların daha başarılı olacağına inanıyor. Bu konuda okullarda öğrencilerle, velilerle ve öğretmenlerle yapılacak siber zorbalığı, etkilerini ve topluma yansımalarını ortaya koyacak biçimde tasarlanacak çalışmalar oldukça önemli.

Yapılacak bu uygulamalı çalışmalara somut örnek verir misiniz? Hangi etkili yöntemlerden söz edebiliriz?

Bu çalışmalarda kullanılan etkili yöntemlerden biri de öğrencilerin yaşantılarından yola çıkarak gerçekleşen, rol oynamayı ve doğaçlamayı temel alan canlandırmalar gerçekleştirdiğimiz yaratıcı drama. Yaratıcı drama ile siber zorbalığa yönelik gerçek yaşam durumlarını irdeleyebiliyoruz, siber zorbalık ile ilgili durumları tartışabiliyoruz. Bir sanat eğitimi biçimi olan yaratıcı drama sürecinde pek çok farklı oyunu da bir araç olarak kullanıyoruz aynı zamanda.

Yaratıcı dramanın siber zorbalık konusunda öğrencilere nasıl bir faydası oluyor? Gerçekten etkili oluyor mu öğrencilerin gelişiminde?

Öğrencilerin gelişiminde yaratıcı dramanın etkisi oldukça büyük. Araştırmanın sonuçlarını, öğrencilerin görüşlerini göz önünde bulundurduğumuzda ortaya çıkan en önemli sonucun yaratıcı dramanın siber zorbalık konusunda farkındalık sağlamak olduğunu söyleyebiliriz. Öğrenciler yaratıcı drama çalışmalarında zorba, mağdur ve izleyici gibi farklı rolleri deneyimleyebiliyor, bu deneyimin sonucunda siber zorbalığı, etkilerini, gerçekleşen mecraları öğrenebiliyor. Farklı rollere girerek ve farklı bakış açılarını gözlemleyerek siber zorbalık konusunda olumlu düşünceler, tutumlar ve davranışlar kazanan öğrenciler gerçek yaşamda karşılarına çıkacak zorluklar için daha hazırlıklı hale geliyorlar.

Hocam anlayabildiğim yaratıcı drama öğrenciyi gerçek yaşamın içine götürüyor...

Evet, tam olarak söylediğiniz gibi. Yaratıcı drama öğrenciler için gerçek yaşamın güvenli bir provası gibi. Öğrencilere kendilerini ifade etmeleri için güvenli ve özgür bir ortam sağlayan yaratıcı drama aynı zamanda siber zorbalık sürecini, baş etme stratejilerini, alınabilecek önlemleri öğrenmelerini sağlıyor. Öğrenciler drama yoluyla girdikleri farklı rollerde siber zorbalığa ilişkin sorunları derinlemesine inceliyor, deneyimledikleri rollerdeki tutum ve davranışları kendi yaşamlarına taşıma olanağı buluyorlar. Bu anlamda yaratıcı drama, öğrenciler için gerçek yaşamın güvenli bir provası halini alıyor. Yaratıcı dramada pek çok olumsuz ya da tehdit içeren siber zorbalık durumunu güvenli bir ortamda deneyimleyen öğrenciler yeni baş etme stratejileri, problem çözme teknikleri öğrenerek gerçek yaşamda herhangi bir sorunla karşılaştığında bu becerileri kullanabiliyor. Yaratıcı dramanın öğrencileri siber zorbalık konusunda gerçek yaşama hazırladığını söyleyebiliriz.

Peki öğrenciler yaratıcı drama sürecinde siber zorbalığı nasıl öğreniyorlar?

Öğrencilerle oynadığımız oyunlar siber zorbalığı öğrenmeleri konusunda oldukça etkili. Siber zorbalığın ele alındığı yaratıcı drama çalışmalarında konuları öğrenme, bir problem durumunu irdeleme, gerçek yaşamdaki durumlarla benzeşim kurma, farklı rolleri deneyimleme gibi amaçlarla çeşitli oyunlar oynuyoruz. Öğrenciler bu oyunlarla konuları daha iyi anlıyorlar; siber zorbalığın türlerini, özelliklerini ve bu süreçteki rolleri öğreniyorlar, farklı rollerle empati kuruyorlar ve bu rolleri farklı bakış açılarıyla deneyimliyorlar.

Yaratıcı drama sürecinde gerçek yaşamda karşılaşılan siber zorbalığa ilişkin durumlarla oynanan oyunlar arasında benzeşim kurabiliyoruz. Söz gelimi, öğrenciler “kurt-kuzu” oyununda zorbalık yapan ve zorbalığa maruz kalan arkadaşlarını görebiliyorlar. “Yuvanı bul” oyununda zorbalığa uğrayan kişilere yardımcı olan izleyicileri gözlemleyebiliyorlar. Oyunlarda, gerçek yaşamda görülen siber zorbalık durumlarına nasıl tepki verileceği konusunda baş etme stratejileri ve çözüm önerileri de ele alınıyor. Oyun oynarken yapılan konuşmalar, oyuna ya da oyundaki rollere, durumlara yönelik gerçekleştirilen tartışmalar, arkadaşlarının farklı bakış açıları öğrencilerin farkındalık kazanmasında oldukça etkili. Öğrencilere göre bu şekilde işlenen dersler öğrenme sürecini daha etkili kılıyor, farklı bakış açıları kazanmalarında ve yeni stratejiler geliştirmelerinde etkili oluyor.

Öğrencilerin yaratıcı drama sürecinde siber zorbalık farkındalığı dışında farklı beceriler de kazandıklarını söyleyebilir miyiz?

Evet, söylediğiniz gibi, yaratıcı drama ile farklı beceriler de kazanıyorlar. Öğrenciler araştırma süresince yaratıcı drama yöntem ve teknikleriyle siber zorbalık konusunda farkındalık kazanmanın yanında farklılıklara saygı, empati, sorumlu davranma, birlikte çalışma, incitmeme gibi ahlaki değerleri de öğrendiyorlar. Yaratıcı drama öğrencilerin eleştirel düşünme, problem çözme, yaratıcı düşünme, siber zorbalığın çözümü konusunda çözümler ve politikalar üretme, toplumsal sorunları derinlemesine analiz etme gibi becerileri kazanmalarını sağlıyor. Bu anlamda öğrencilerin farklı becerilerinin gelişimine katkı sağlıyor yaratıcı drama.

Öğrenciler yaratıcı drama sürecinde kendilerine bir ayna tutuyor, gerçek yaşamda arkadaşlarına nasıl davrandıklarını gözden geçiriyorlar. Kendilerini bazen zorbalık yapan ya da zorbalığa maruz kalan kişilerin yerine koyarak empati yapıyorlar, bazen de dışarıdan bir izleyici olarak neler yapabileceklerini düşünüyorlar. Öğrenciler yalnızca kendi deneyimlerinden değil aynı zamanda uyguladıkları etkinlikleri siber zorbalık süreciyle ilişkilendirerek ve yeni ilişkiler kurarak öğreniyorlar. Yaratıcı dramanın sunmuş olduğu olanaklar öğrencilerin kurgusal bir süreçte siber zorbalığı derinlemesine düşünmelerini sağlıyor diyebiliriz.

Sizlere bu değerli araştırmanın sonuçlarını bizimle paylaştığınız için teşekkür ediyorum. Son olarak neler söylemek istersiniz? Siber zorbalıkla ilgili araştırmanızın sonuçları bizlere tam olarak ne söylüyor? Hangi mesajları veriyor? Biz yetişkinler neler yapmalıyız?

Türkiye’de İçişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı gibi pek çok kamu kurumunun çalışmalar yürüttüğü, farklı sivil toplum kuruluşlarının projeler ve kapsamlı etkinlikler gerçekleştirdikleri, bilim insanlarının araştırmalar yaptıkları, öğrencilerin baş etmekte zorlandıkları siber zorbalık sorununu çözmek amacıyla çeşitli programlar yürütülüyor. Yaratıcı drama ile tasarlanan ve siber zorbalık konusunda farkındalık oluşturmayı amaçlayan araştırma drama temelli, sanat eğitimine yönelik çalışmaların sorunun çözümünde daha etkili olduğunu, kullanılan yöntem ve tekniklerin öğrencilerin farklı becerileri ve ahlaki değerleri kazanmalarına katkı sağladığını gösteriyor. Öğrenciler katılım sağladıkları, uygulama yaptıkları, deneyim paylaşımı yaparak tartıştıkları, kendilerini bir özne olarak hissettikleri çalışmaları daha çok benimsiyorlar.

Araştırma aynı zamanda, öğrencilerde siber zorbalık konusunda gerçekleşen farkındalığın hem eğitim aldıkları okulları, hem içinde büyüdükleri aile ortamlarını hem de toplumu olumlu yönde etkilediğini gösteriyor. İçinde bulunduğumuz salgın sürecinde ergenlerin ve gençlerin uzun süreler çevrimiçi kaldıklarını göz önünde bulundurursak yasakçı politikalar yerine ne yapacağını bilen, baş etme stratejileri geliştiren, çevrimiçi güvenlik önlemleri alan ve çevresindeki insanlarla duygudaşlık kurabilen öğrenciler yetiştirmenin önemli olduğunu söyleyebiliriz. Bu sözünü ettiğimiz yöntem toplumun tüm kesimleri açısından daha yararlı olacaktır.

Etiketler
Lise