Eğitim bütçesinin demokratikleşmesinin felsefesine dair

“Demokrasi Öncelenmeden Eğitimde de Ekonomide de Başarı Yakalanamaz. Eğitimin Tasarrufu Olmaz. Mesele Sadece Eğitim Bütçesinin Artması Değildir, Bütçenin...

“Demokrasi Öncelenmeden Eğitimde de Ekonomide de Başarı Yakalanamaz. Eğitimin Tasarrufu Olmaz. Mesele Sadece Eğitim Bütçesinin Artması Değildir, Bütçenin Nasıl ve Hangi Önceliklerle Kullanılacağıdır da. Anaokulunda Yapılan Yatırım Karşılığını Ekonomik Olarak da Bire Yedi Olarak Vermektedir.”

Koşullarımız elverdiğince arada eğitimle ilgili farklı isimlerle eğitimi konuşmaya çalışıyorum. Hep başkasıyla konuşacak değiliz ya, bugün istedim ki kendi kendimle konuşayım.

Hocam mecliste eğitim bütçesi komisyonda görüşülüyor. Sizinle bütçeden ziyade eğitim bütçelerinin felsefesi üzerine konuşmak istedik.

Sizinle geçenlerde yaptığımız söyleşilerden birinde daha “2023 Eğitim Vizyonu” yayınlanmadan şunları söylemiştiniz: “Bu program bir kılavuz olacaktır, yapacağımız eğitim reformları için. Bu bir nevi eğitimin yol haritası gibi olacaktır. Bütüncül bir bakış açısıyla eğitim felsefesi, sistemi, finansmanı, yöneticiliği, programları, öğretmenlik, sınavlar vb.nin kapsamlı bir yol haritasını çıkarmalıyız. Ve bu programa tüm paydaşlar destek vermelidir. Eğitimde tüm paydaşlar bir arada olunca daha güçlü olacağımızı unutmamalıyız. Hiçbir ayrım gözetilmeksin, siyasi partisinden, kamuya, özel sektöre, STK’lara, velilere, medyaya herkes yani eğitimin tüm paydaşları eğitime özde katkı sunmalıdır. Bu programın başarıya ulaşması için eğitimimiz her şeyin ve herkesin üzerinde bir devlet politikası olmalıdır. Bu devlet aklı da eğitimi, ekonomi ve demokrasiyle eş zamanlı güçlendirmelidir...”

Burada eğitim ekonomisine ciddi bir vurgu yapıyorsunuz. Hazır mecliste eğitim bütçesi görüşülüyorken sizinle eğitimin felsefi, sosyal ve tarihi temelleri çalışan biri olarak olarak eğitim finansmanın demokratikleşmesi ve genel felsefesi üzerine konuşmak istedik. Siz Ziya Selçuk’un dönüşüm alanlarından biri olarak eğitim finansmanını alacağını söylemiştiniz. Bu konu “2023 Eğitim Vizyonu” nda nasıl yer buldu?

Aslında bu belgede eğitim finansmanının çok yer bulduğunu söyleyemeyiz. Sadece OKULLARIN FİNANSMANI başlığı altında “Finansman Yöntemleri Çeşitlendirilecek” diye çok da detaya girilmeden bir hedef verildi.

Demokrasi Öncelenmeden Eğitimde de Ekonomide de Başarı Yakalanamaz

Ben işe daha makro bir felsefeyle bakmak gerektiğini düşünüyorum. Bu yönüyle de ana paradigma aynen ekmek gibi su gibi hayati olan demokrasidir. Yani demokrasi öncelenmeden eğitimde de ekonomide de başarı yakalanamaz. Çünkü eğitim diğer alanları etkilediği gibi, özelikle demokrasi ve ekonomi eğitimi çok ciddi bir şekilde etkiler.

Hocam demokrasi, eğitim ve ekonomi ilişkisini biraz açar mısınız?

Mesele Sadece Eğitim Bütçesinin Artması Değildir, Bütçenin Nasıl ve Hangi Önceliklerle Kullanılacağıdır da

Bakın hep eğitimde adalet ve eşitlikten bahsederiz. Çözüm adil ve eşit bir eğitim sistemidir. Herkesin eğitimden eşit bir şekilde yararlanabildiği, sosyal sınıflar arası ayrımın olmadığı; eşitlik ve adalet merkezli bir eğitim. Bunun içinde demokratik, adil, hesap verebilir, verimli bir eğitim finansmanı oluşturmalıyız. Demokratikleştirilmesi gereken eğitim finansmanında, mesele sadece eğitim bütçesinin artması değildir, bütçenin nasıl ve hangi önceliklerle kullanılacağıdır da.

Peki, Ülkemizde Ekonomik Kriz Konuşulurken Eğitim Ekonomi İlişkisini Burada Nereye Almalıyız?

Ekonomi ve enerji öncelenip, eğitim yatırımları ikinci plana atılmamalıdır. MEB'in yatırım bütçesinin yıllar içerisinde GSYH'ye ile anlamlı artış göstermesi gerekir, öğretmenlerin başlangıç maaşları ile kazanılan tecrübe ve kıdem sonrası arasındaki fark oldukça büyük olmalıdır. Eğitim bütçemiz yıllardır artmasına rağmen, eğitim yatırımlarına ayrılan pay aynı oranda artmamaktadır. Diğer taraftan eğitimimize finans kaynağı yaratmak kadar, mevcut kaynakların etkili kullanımı da önemlidir. Eğitimde yapılan harcamalarda verimlilik esas alınmalı ve bu harcamalar eğitim niteliğini artırmaya yönelik olmalıdır.

Ekonomik Krizin Çözümü İçin, Para Politikaları Değil Eğitim Politikaları Öncelenmeli

Eğitimin Tasarrufu Olmaz

Ekonomik krizin çözümü için, para politikaları değil eğitim politikaları öncelenmeli, "faiz, döviz,kur" üçgeninin ötesinde istihdam büyüme ilişkisi güçlendirilip, eğitim politikaları öncelenerek, felaket olmaması için istihdamlı bir büyüme sağlanmalıdır. Eğitimimiz mali kaynaklar açısından güçlense de eğitim finansmanının adalet gözetilmeksizin ve zaman-maliyet etkin kaynak kullanım yöntemleri benimsenmeksizin yönetilmesi, her öğrencinin nitelikli eğitim hakkına erişmesine, bu hakkı kullanmasına engeldir. Eğitim sistemimize daha fazla kaynak aktarılmalı ve eğitim yatırımları artırılmalıdır. Eğitime ayrılan kaynaklar dezavantajlı bölgeler gözetilerek adil kullanılmalıdır. Eğitim mali kaynaklarının kullanımında işlevsel bir kontrol ve denetim sistemi oluşturulmalı; bu kaynaklardan ekonomiklilik, etkililik, ve verimlilik sağlanmalıdır. Yine merkeziyetçi finans yönetimi tek tip, donuklaşmış, sahici olmayan bir eğitim sistemi oluşmasına yol açan nedenlerdendir...

Hocam siz anaokullarının önemini anlatmak için ülkenin geleceğini büyücülere değil anaokulu öğretmenlerine sorun dersiniz hep. Ve de yine bu vizyon belgesi de sizin hep söylediğiniz “HER ŞEHİRE BİR ÜNİVERSİTE KURMAK YERİNE HER MAHALLEYE İYİ BİR ANAOKULU KURMALIYIZ” tezini destekliyor. Burada ekonomiyi nasıl konumlandırıyorsunuz.

Anaokulunda Yapılan Yatırım Karşılığını Ekonomik Olarak da Bire Yedi Olarak Vermektedir

Evet, belgede erken çocukluk bölümünde “5 yaş, zorunlu eğitim kapsamına alınacaktır” denmesi ve bunun detaylandırılması önemlidir. Burayı açarken birazda Ziya Selçuk’un yaptığı gibi eğitim tarihimiz üzerinden gidelim. Eğitim ve eğitim ekonomisi tartışmalarından biri de eğitimin hangi kademesine ağırlık verileceğidir. Öyle ki bir başka yazının konusu olmakla beraber Tuba Ağacı Nazariyesi de bizim eğitim tarihimizdeki renkli eğitim tartışmalarından biridir bu yönüyle. Elbette eğitimin her kademesi önemlidir ve tüm kademeler birbiriyle etkileşim halindedir. Ama sorun eğitime ayrılan bütçenin arttığına ve bu artan bütçenin nasıl kullanılacağına gelince, bütçenin artmasıyla beraber önemli olan bütçenin nasıl kullanılacağıdır.

Buradaki problem tam olarak ne hocam…

İşte burada dünya eğitim çevreleri bütçede hangi eğitim kademesine öncelik verileceğini tartışmaktadır. Pedagojik teoriler açısından elbette insan beyninin büyük kısmının ilk 3 yaşta oluştuğunu ve ilk yedi yılın kimlik oluşumunda büyük rol oynadığını zaten detaylandırabiliriz. Bu yönüyle de veliler ve sistem başlangıçta çocuğa ne kadar çok yatırım yaparlarsa ilerde işleri o kadar kolay olacaktır. Ve anaokulunda yapılan yatırım karşılığını ekonomik olarak da bire yedi olarak vermektedir Nobelli iktisatçıya göre. Elbette üniversite eğitimi önemlidir. Ama her ile bir üniversite açmak yerine her mahalleye iyi bir anaokulu kurmak ülkemizi inanılmaz ileriye götürecektir. İşte bu örnekte olduğu gibi eğitim yatırımlarını nereye ve nasıl yapacağımız hayatidir.

Sonuç olarak eğitim bütçesinin demokratikleşmesinin felsefesine dair; Demokrasi Öncelenmeden Eğitimde de Ekonomide de Başarı Yakalanamaz, noktasındayım. Ve Mesele Sadece Eğitim Bütçesinin Artması Değildir, Bütçenin Nasıl ve Hangi Önceliklerle Kullanılacağıdır da. Tüm bunları da eğitimin tasarrufu olmayacağını bilerek uygulamalıyız. Türkiye Hepimizin Eğitim Hepimizin...