4. Sanayi Devrimini de kaçırmamamız adına eğitimle inovatif düşünceyi...

Dünya Gençlerden Yeni Bilgi ve Beceriler Bekliyor

Dünyada üretim biçimlerini de değiştiren 4. Sanayi Devrimi yaşanıyor. Bu devrim sadece üretim biçimlerini de değil; üretim ilişkilerini ve yaşam biçimlerini de değiştirdiğinden günümüz dünyası genç nesillerden artık yeni bilgi ve beceriler bekliyor. İşte bu 4. Sanayi Devrimi ile beraber hayatımıza giren ve yeniden gündeme gelen bir kavram: İnovasyon. Bu bağlamda bu çağ bireylere üst düzey düşünme becerilerini dayatmaktadır. Yani eleştirel düşünmeyi, problem çözmeyi ve yaratıcı düşünceyi . Ki yeni değişmeler artık ezberi, bilgiye sahip olmayı değil, sahip olunan bilgiyi günlük hayatta karşılaştığı problemleri çözebilmekte kullanmayı, çok yönlü düşünebilmeyi, problemlere yaratıcı çözümler üretebilmeyi gerektiriyor. Çağın gerektirdiği bu özellikleri yeni nesillere kazandırmakta eğitim aracılığıyla MEB’e düşüyor. MEB bunu da eğitim sistemimizi çağın değişim ve gelişimlerine uygun bir hale getirmekle sağlayabilir. MEB inovasyon kavramı üzerinde durmalı, öğrencilerimizin yaşamlarının içine inovasyon kavramını yerleştirebilmeli ve gençlerimizin yaratıcı düşünmelerini sağlayabilmelidir.

Peki Nedir Bu İnovasyon?

Latince “innovatus” kelimesinden türetilmiş olan inovasyon yenilenmek, yenilik yapmak ve değiştirmek anlamlarına gelir. TDK ’da ise yenileşme olarak tanımlanır inovasyon. İnovasyonun uluslararası tanımı ise, “işletme içindeki uygulamalarda, iş yeri organizasyonunda ya da dış ilişkilerde, yeni veya önemli ölçüde iyileştirilmiş bir ürün ya da sürecin, yeni bir pazarlama yönteminin veya yeni bir organizasyonel yöntemin uygulanması” şeklindedir. Genel olarak inovasyon dediğimizde farklı, değişik yeni fikirler üreterek bunları sorunlar karşısında kullanmayı anlıyoruz. Farklı tanımları yapılabilecek inovasyon kavramı Sanayi Devrimi ile şekillenmiştir. Bu süreçte inovasyonun ülkelerin kalkınması adına vazgeçilmez olduğu ortaya çıkmıştır. Çünkü sosyolojik ve ekonomik faydaya dönüştürülemeyen bilginin bir anlamının olmadığı, inovasyonun toplumsal ve ekonomik faydaya dönüşmesi için eğitim sistemlerine de görevler düştüğü anlaşılmıştır.

İnovasyon Eğitimle Nasıl Kazandırılabilir?

İnovasyon fikirleri yeni nesillere eğitimle kazandırılabilir ve geliştirilebilir. Bunun için yaratıcı düşüncenin ortaya çıkarılabilmesi adına sınıf mevcutları azaltılmalı, ARGE çalışmalarına hız verilmeli, sorgulatan-araştırtan-ürettiren bir eğitim anlayışı ön plana çıkarılarak problem çözmeye dayalı, öğrencinin daha aktif olduğu bir eğitim sistemi kurgulanmalıdır . Bu anlamda Teknoloji ve Tasarım dersi hayati önemdedir. MEB bu dersi ve alan öğretmenlerini daha nitelikli bir hale getirmelidir. Türkiye genelindeki TÜBİTAK’a bağlı inovasyon merkezleri yaygınlaştırılmalıdır. Toplum ve medya olarak inovasyonu desteklemek adına gençlerin eleştirel düşünmeye dayalı yeni fikirlerine daha fazla açık olmalıyız.

MEB İnovatif Düşünen Bireyler Yetiştirmelidir

MEB inovasyon fikrinin oluşması adına 2000’li yıllardan beri birtakım çalışmalar yapmaktadır. Buradaki temel amaç ekonomiyi ve toplumu etkileyecek inovatif düşünen bireyler yetiştirmektir. Ülkemizin 4. Sanayi Devrimi’ni kaçırmamak adına, ekonomimizi bu yetişecek bireylerle inovasyona dayalı bir hale getirmesi gerekmektedir. Eğitim sistemimiz açık-kapalı, radikal, arttırımsal ve sosyal inovasyondan özellikle sosyal inovasyonu ön plana çıkarmalıdır. Sosyal inovasyonda temel amaç katma değeri yüksek ve sürdürülebilir bir değişim süreci olmalıdır. İşte eğitim sistemimiz de bu bağlamda öğrencilerimizin çevrelerindeki sorunları belirleyebilmelerini ve bu sorunları çözmeye yönelik girişimlerde bulunabilmelerini sağlamalıdır. Türkiye Hepimizin, Eğitim Hepimizin…