Eğitimde neyi eksik bırakıyoruz?

Bir Şehrimizin Nüfusu Kadar Olan Yerden Bilim İnsanı Çıkarken; Biz, Bunların Gerisinde Kalıyoruz

Eğitimde bir şeyleri eksik bırakıyoruz. Önümüzdeki dönemde, bu eksiklikleri tespit edip ortadan kaldırmalıyız. Peki, bu eksiklikler nelerdir?

Geleceğe Güzel Bir Mirası Ancak Eğitim Öğretimle Bırakabiliriz

Geleceğe güzel bir mirası ancak eğitim-öğretimle bırakabiliriz. Çocuklarımızdaki enerji bizi gelecek konusunda umutlandırmalıdır. Çocuklarımızdaki bu büyük potansiyeli en uygun şekilde değerlendirecek altyapıyı kurmalıyız. Gelişmiş ülkeler gibi spordan sanata her konuda, anasınıfından liseye sürekli öğrencilerimizin yeteneklerini ve yönelimlerini belirlemek üzere çalışmalar yapmalıyız. Bizim, bir şehrimizin nüfusu kadar yerden bilim insanı çıkarken batıdan, ülkemizden 81 milyonluk nüfustan aynı başarıyı yakalayamamamız düşündürücüdür. Oysaki insanımız; yeteneklidir. Öyleyse sorunu; eğitim sistemimizde, daha doğrusu sistemsizliğimizde aramalıyız.

Peki, Başka Neyi Eksik Bıraktık?

Yazılarımızda bu konulara defalarca girmiş olsak da, bu tartışmaya katkı olması adına, şu eksikliklerimiz de bulunmaktadır: Bizde, niye orta boy bir şehrimizin nüfusu kadar olan yerdeki kadar bilim insanı çıkaramamamızın nedenini bulmak için öncelikle, herkesin eğitimde siyaset üstü bir ortak akla ihtiyacı vardır. Herkes, eğitimden gelen gücümüzün farkına vararak eğitimimize yaklaşmalıdır. Eğitimimizde, ciddi bir liyakat sorunu vardır; a)Üst düzey eğitim yöneticilerinin atanma mevzuatı, b)Okul müdürü ve müdür yardımcılarının atanma, c) Öğretmenlerimizin KPSS puan üstünlüğüne göre atanamaması, boyutlarıyla.

Sistemsizliğe Son Vermeliyiz

Diğer taraftan, bir “öğretmen sorunumuz” vardır. Çünkü öğretmenin ücretlisi, sözleşmelisi olmaz; nitelikli ve kadrolusu olur. Ve öğretmenlerin başka sorunları da vardır. Temel amacımız; ülkemizin eğitim niteliğini arttırmak olmalıdır. Gücünü özgürlüklerden, akıldan ve bilimden alan bir eğitim sistemi oluşturmalıyız. Sistemsizliğe son vermeliyiz. Ama bunu yapacak olanlar da eğitime yön verenlerdir. Eğitimimiz, iki yılda bir değişen eğitim bakanlarının, ideolojilerin, partilerin, sendikaların çok üstünde bir devlet politikasına dayanmak zorundadır. Ar-Ge’ye önem verilen, fen liselerinin yaygınlaştırıldığı, okul öncesinin çok önemsendiği, veriye dayalı, kalıcı, sürdürülebilir eğitim reformlarının yapıldığı, ortak aklın hâkim olduğu, yüzyılın becerilerinin kazandırılabildiği, an be an dolar ve altının değil; eğitim verilerinin takip edildiği, sınav baskısının en aza indiği, kodlama-girişimcilik-inovasyon-üretim-donatım-beceri temelli eğitim-STEM ve yaratıcılık gibi konuların daha fazla konuşulabildiği bir eğitim sistemi. Demokrasi ve ekonomiyle desteklenen, ortak bir felsefe ve stratejiye dayalı bir eğitim sistemi. Türkiye Hepimizin, Eğitim Hepimizin…