AKP ve akşamcıların bekası

AKP ve Recep Tayyip Erdoğan’ın beka sorunu var mı? Var.Nerede var? Türkiye Büyük Millet Meclisinde var.

AKP’nin sandalye sayısı: 291

MHP’den gelen destek sandalye sayısı: 49

AKP iktidarının bekası için MHP şarttır.

MHP’nin desteği için Devlet Bahçeli’nin bekası şarttı ki AKP yargı desteği ile bu bekayı sağladı ya.

Eee böyledir siyaset işte siyaset sağlarsan bekamı, sağlarımı bekanı…

Amerikalılar buna “win – win” yani kazan – kazan diyorlar.

Peki, Türkiye’nin beka sorunu var mı?

Yanıtı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeni askerlik sistemine ilişkin şu açıklamasına dayanarak vereyim.

“Lise ve altı mezunlar için 6 ay+6 ay askerlik uygulaması getiriyoruz. Bir aylık eğitimini tamamlayıp 5 aylık kıta hizmetini bitirerek ilk 6 ayı tamamlayanlar isterlerse terhis olabilecekler. Şayet askerliğe devam etmeyi tercih ederlerse 6 ay süreyle maaşlı olarak görev yapacaklar.

Dövizle askerlik uygulaması sürecek. Bedelli askerlik uygulamasını belirli bir rakamla sınırlı olmak üzere kalıcı hale getiriyoruz. Eğitim durumuna bakılmaksızın herkes bedelli askerlik yapabilecek.”

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ve koalisyon yandaşı MHP ve Genel Başkanı Devlet Bahçeli başta tüm kamuoyuna soruyorum.

Türkiye’nin beka sorunu olsa askerlik kısaltılabilir mi?

Türkiye’nin beka sorunu varsa bedelli askerlik kalıcı hale getirilebilir mi?

Erdoğan, “Askerliği, gençlerimiz için bir yük olmaktan kurtarıyoruz” diyor.

Vatani görev hangi Türk erkeğine “yük” oluyordu ki?

Sonuç olarak Türkiye’nin beka sorunu yoktur.

AKP ŞARAPÇILARA MÜJDE VERDİ.

AKP’li eski bakan ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Nihat Zeybekci şunları söylüyor:

“Bugün İzmir ile ilgili şunları duymuyor değilim: 'Rakımıza dokunma…' Eyvallah. Bugün insanların özgürce içkilerini içebildiklerini ben biliyorum. AK Parti’deki arkadaşlarımız bugün içkisini içebilen, namazını da kılabilen, günü geldiğinde orucunu tutabilen bir hoş görü alanına sahiptir. Türkiye’nin bir özeti gibidir AK Parti. Demek ki biz anlatamamışız.

İzmir'de şarap üretiminin desteklenmesi ile ilgili bu bir ekonomidir, bu bir üründür, bir sanayidir, bir ticarettir, bu bir ekonomidir. Sonuçta ben dini kimliği, kişiliği olan bir müftü değilim. Diyanet İşleri Başkanı değilim. Orası beni hiç ilgilendirmez. Fetva verecek de değilim.”

Şimdi soruyorum bu sözlere AKP Genel Başkanı Erdoğan destek veriyor mu?

Veriyor ki tek kelime itiraz etmediği gibi şu cümleyi de söylüyor:

“Türkiye'yi artık bu yaşam tarzından, laiklik istismarından kurtarmanın vakti geldi”

Demek ki müjdeyi verebiliriz.

Şarapçıların, rakıcıların bekası AKP’nin güvencesi…

CAMİLER AHIRDI, LOKANTA OLDU

16 yıldır AKP’lilerin diline pelesenk olan, “CHP döneminde camiler ahır yapıldı” söylemi yerine yeni slogan üretiliyor.

Merhum başbakan Necmettin Erbakan’ın uyguladığı siyaset şöyle tanımlanırdı:

“Camiler arka bahçemizdir”

Camiler günümüzde ibadet merkezi değil AKP’nin siyasi propaganda merkezi oldu.

Yalova Kadıköy Beldesi'nin belediye başkan adayı AKP'li başkan Mehmet Şahin, mahalle sakinleri ile Özden Mahallesi'ndeki Yeşil Camii'nde kahvaltı yaptı.

Şahin, kahvaltı fotoğraflarını sosyal medyadan şu sözlerle paylaştı: “Cemaat ile kahvaltı programımızı gerçekleştirerek vatandaşlarımızın isteklerini dinledik.”

Allah kabul etmesin inşallah.

KÖPRÜ ALTI SİYASETİ

Ankara’da bazı şerefsizler duvarlara, “Yavaş yavaş Devrim ve ‘Devrim Ankara’dan başlayacak”sloganlar yazdılar.

Afişlerinde AKP ve AK Parti adları ile Ampul amblemine yer vermeye utanan bir kampanya yürüten AKP’lilerden bu alçakça uygulamaya karşı tek bir kelime açıklama yapılmaması manidar değil mi?

“Emir” ile Ankara’ya aday gösterilen AKP’li Mehmet Özhaseki bu mudur etik siyasi mücadele?

Mansur Yavaş, “Ankara'da her seçimde yaşanan geleneksel kışkırtmalar başladı. Bizim ittifakımız önce Hakk'la sonra halkla. Ankara bu yalanları yemez. Bu telaş çaresizliğin göstergesi. 1 Nisan'da Ankara'ya huzur ve bereket gelecek”diyor.

Sayın Özhaseki, seçimi kaybedebilirsin ama itibarını kaybetme…

Bu şerefsizlerin alçakça saldırılarına hemen acilen tavır koy…

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş,

Ne diyorsun camilerde yemek yenmesine?

Ne diyorsun Zeybekci’nin şarap ve rakı açıklamalarına?

Ne diyorsun şerefsizlerin duvarlara alçakça sloganlar yazmasına?

Haydi, bir ses ver bakalım.