Yazıcıoğlu kaza sonucu öldürüleceğini biliyordu

Büyük Birlik Partisi'nin (BBP) şehit olan lideri, merhum Muhsin Yazıcıoğlu'nun oğlu Fatih Furkan Yazıcıoğlu'nu CHP Genel Merkezi'ndeki makamında kabul eden...

Büyük Birlik Partisi'nin (BBP) şehit olan lideri, merhum Muhsin Yazıcıoğlu'nun oğlu Fatih Furkan Yazıcıoğlu'nu CHP Genel Merkezi'ndeki makamında kabul eden CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu sosyal medya paylaşımında dedi ki;

-"Merhum Muhsin Yazıcıoğlu'nun oğlu Fatih Furkan ile görüştük. Babasının ölümü üzerindeki şüpheleri kaldırmak için, ciddiyetle araştırma yapacağımızın sözünü verdim. Kendisi de buna katkı sağlayacak bir dosya teslim etti. Açık yaraları kapamadan ülke huzur bulamıyor. Kapatacağız."

Büyük Birlik Partisi'nin çeşitli kademelerinde 17 yıl boyunca siyaset yapan Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı olan Selçuk Özdağ'ın Elips Kitapları tarafından yayınlanan "Son Alperen Muhsin Yazıcıoğlu'nun Sır Görüşmeleri" adlı kitabındaki çok çarpıcı bölüm şöyle:

Zülfü Canpolat anlatıyor:

"1977'de Fırat Üniversitesi'nde öğrenciydim. Muhsin Yazıcıoğlu Ülkü Ocakları Genel Başkanı idi, Elazığ'a gelince, yurtta organizasyonlar yaptık, kurban kestik. Gece yurtta kaldı, sonra Malatya'ya geçti. O gece MHP il başkanı, ocak il başkanı ile uzun uzun sohbet ettik. Yakından tanıma fırsatı bulduk, kendisini çok sevdik. Vatan millet aşkıyla dolu, imanlı. Türk milletine kendisini adamış insan olarak tanıştık.

12 Eylül oldu, biz öncesinde firar olduk, aranıyorduk. Sonra gidip teslim olduk, cezamızı yattık. Çıkınca Muhsin başkanla tekrar temasta bulunduk.

Bir süre sonra ben Avrupa'ya gittim, Nizamı Alem Federasyonu'nu kurdum. 6-7 ülkede teşkilatlandık, MHP'den tehditler geldi. En az 8 caminin mülkiyetini satın aldık.

28 Şubat'a ramak kala bir gün beni çağırdı, 'Kardeş sıkıntılar var, bir şey geliyor. Senin askerî cenahta tanıdıkların var, bizi görüştür' dedi.

6 tane üst rütbeli, general seviyesinde askerle görüştürdüm. Kendisine şu teklif edildi;

-'Siz başörtüsü lafı etmeyeceksiniz, İHL'den bahsetmeyeceksiniz, iç-dış her şeyi konuşun. Biz sizi yüzde 18 oyla iktidar ortağı yapacağız. İktidar ortağı olacaksınız, Bülent Ecevit Başbakan olacak, siz de Başbakan Yardımcısı olacaksınız. Ülkeye hizmet edin.'

Muhsin başkan şu cevabı verdi;

-'Ben Allah'a söz verdim, milletimi aldatmayacağım, ordumu aldatmayacağım, devletimi aldatmayacağım. Siyasetimi düzgün, sağ-sola kıvrılmadan yapacağım. Sizin bu yaptığınız siyaseti dizayndır.'

Çıkarken şöyle dediler;

-'Bizi başkalarına mahkûm ettin. Biz Muhsin başkana güveniyoruz, sözünde durur dedik, ama başkasına gitmek zorundayız dediler. MHP'ye gideceğiz.'

Daha sonra yüzde 18'le MHP geldi, ben bu olaya şahitlik ettim.

2008'de devlet tarafından Almanya'ya sürgün edildim. Gitmeden kendisine 'Başkanım sizi ortadan kaldırmak istiyorlar' dedim.

Bir kurumun en tepesindeki 3 zatı muhterem beni çağırdılar.

'Gitmezsen cezaevinde öldürüleceksin' dediler.

Ben bunu Kaşif Kozinoğlu'na da şöyle söyledim:

-'Çık cezaevinden, çıkmazsan içeride öldürecekler seni'.

O konduramadı. Dedi ki;

-'Ben kontra terör daire başkanıyım'.

Muhsin başkana 2008'de parti genel merkezinde şöyle söyledim:

-'Ben emin bir yerden duyum aldım, ben gidiyorum sen de dikkatli ol, seni de suikastla öldürecekler. Listede sen de varsın…'

Cevabı şu oldu;

-'Yahu Zülfü Bey, beni kim ne yapsın. Ben bakan değilim, Başbakan değilim. Kim, ne yapacak?'

Başkanım bazı sebepler var. Bu sebeplerden dolayı siz ileride bazı devletlerin emellerine ayak bağı olacaksınız, öyle görünüyor… Çünkü Muhsin başkan 1 milyon insanı sokağa çıkarabilecek, devletin için canını verebilecek insanlar var. Bunlardan dolayı siz bir engelsiniz dedim.

O dedi ki;

-'Yok bu bir evham, komplo teorisi olabilir.'

Mannheim'a geldi, gece 01.30 gibi otele gittik.

Muhsin Başkan dedi ki;

-'Sana inanmamakla ben büyük bir saflık yaptım, hakkını helal et. Siz bana dedikten sonra 13 defa suikast geçirdim.

13 defa, 13 kaza. Şoförümü sürüş eğitimine gönderdim, emniyet eğitti ama 13 defa kaza yaşadım.

Ha şuna inandım gardaş, hakkını helal et, komplo teorisi değilmiş Beni öldürmek istiyorlar. Ben buna inandım dedi. Bana ne tavsiye edersiniz dedi. Onun için görüşelim...

Abi dedim, burada kal. Teşkilatlanmayı yaparız, 1 yıl. Burada sizi kolay kolay öldüremezler. Alman devleti buna müsaade etmez. Çünkü Almanlar kendi topraklarında suikast yapıldığı zaman, yapan örgüt-devlete hesap sorar. Bizimkiler gibi değil yani. Maalesef! Bir adam katledilecekse devlet olarak ben yaparım, başkası değil diyor. Bunu da gördük, yaşadık, biliyoruz."

Muhsin Başkan dedi ki;

-'Ben bunun izahını millete nasıl yaparım. Ha bu akılcı ama ben bu sözü bile vermem. Hakkını helal et, herhalde bir daha görüşemeyiz. Çünkü çok yakın'

Ben de o zaman size bir şey söyleyeyim dedim; Lütfen başkanım uçağa binmeyin…

Bunlar kafaya takmış seni şehit edeceklerse uçağı bile düşürürler, acımazlar.

Muhsin Başkan dedi ki;

-'Ben öleceğimi biliyorum gardaş, beni öldürecekler. Allah'ın takdiri ve mukadderatından kaçmam, ben döneceğim Türkiye'ye. Hakkını helal et.'

Vedalaştık, 2,5 ay sonra şehadet şerbetini içti.

Ve ilk duyduğumda "Zorunlu iniş filan" deyince "Tamam suikast" dedim. İnşallah naaşını bize verirler dedim. Çünkü ABD'de muhalif bir partinin lideri katledildi, naaşını bile vermediler, bulamadılar. Yiğit bir Anadolu insanı idi. Kur'an'a el basarım, hiçbir dış bağlantısı yoktu. Yerli, hormonsuz…Türkiye'nin kaybıdır."

Kemal Kılıçdaroğlu bu kitabı mutlaka okumalı…

Etiketler
Ordu