Kılıçdaroğlu, İslami açılım ve yeni CHP

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun, "Türk Ocakları İslam Dünyası Meseleleri Ve Çözüm Yolları Sempozyumu" konuşması...

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun, "Türk Ocakları İslam Dünyası Meseleleri Ve Çözüm Yolları Sempozyumu" konuşması müthişti…

Kılıçdaroğlu'nun, "Helalleşme" çağrısından sonra Türk Ocakları toplantısında yaptığı "Günümüz İslam Dünyası'nın sorunları" başlıklı konuşması "İslami açılım" ortaya koyması açısından çok önemlidir.

Kılıçdaroğlu'nun konuşması özetle şöyle:

"İslam Dünyası'nın sorunlarını; bilmeli, tartışmalı ve hatta gerçeklikle yüzleşebilmeliyiz.

Kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'in Bakara Suresi 44. Ayetinde, Yahudi din adamlarına hitaben, şöyle seslenilir;

'Siz insanlara gerçek iyilik, erdem ve dindarlığı tavsiye ederken kendinizi unutuyor, bundan muaf olduğunuzu sanıyorsunuz, öyle mi?'

Ve ayeti kerime, "Aklınızı kullanmıyor musunuz?" sorusuyla sona erer.

Elbette, burada hitap Yahudi din adamlarına yöneliktir ancak muhatabı tüm din adamları, tüm yönetici kadrolar, aslında tüm insanlıktır.

Değerli bilim insanları, benden çok daha iyi biliyorsunuz ki;

İslam, hangi gerekçeyle olursa olsun, adaletsizliğe, eşitsizliğe izin vermez.

İslam, hangi gerekçeyle olursa olsun, kayırmacılığa, denetimsizliğe, otoriterliğe izin vermez.

İslam, hangi sistemle yönetildiğimizle değil; nasıl yönetildiğimizle ilgilidir. Ve doğrudan, nasıl yönetilmemiz gerektiğinin yanıtını da kendisi verir.

İslam açısından, kriter adaletle yönetilip yönetilmediğimizdir.

İslam, tüm insanlığa adalet penceresinden bakar ve adalet penceresinden bakmamız gerektiğini bir şart olarak önümüze koyar.

İslam, adalet kavramını sadece bir hukuk nosyonu olarak da ele almaz.

İslam bizden, yaşamın her alanında ve herkes için geçerli olacak şekilde adaleti tesis etmemizi ve sürekli kılmamızı ister.

İslam'a göre, herkes için ve her alanda tesis edilmemiş adalete, adalet denilemez.

İslam'ın öngördüğü adalette, "Ama, fakat, ancak" ile başlayan ve adaleti ve adalet arayışını daraltan, erteleyen veya ertelettiren; adaletin gücünü ve etkisini azaltan cümlelere, bahane ve gerekçelere yer yoktur.

İslam'ın temel değerlerini savunuyormuş gibi görünerek, zenginliği, kayırmacılığı, özgürlüğü, denetimsizliği kendisine bahşeden; gerçek bağlamından kopartılarak sunulan "Sabır ve şükür" tavsiyeleriyle de milyonlara yoksulluğu, dışlanmayı, baskıyı reva gören anlayışlara karşı, ödünsüz bir şekilde adaleti savunmalıyız.

İslam dünyasının temel problemlerinin kaynağı günümüzde adaletsizliktir.

İslam dünyasının temel problemlerinin tek çözümü de adalettir.

Yüce Yaradan, Bakara Suresi, 30'uncu ayette aktardığı üzere;

'Ben yer yüzünde akıl ve irade sahibi bir halife yaratacağım' diye buyurduğunda, melekler şu karşılığı verir:

'Orada fesat çıkaracak ve kanlar dökecek birini mi yaratacaksın?'

İşte önümüzde duran tercih budur:

Müslümanların, 'İnsanın akıl ve irade sahibi ve bir halife olarak yaratıldığı' bu dünyada:

Fesat çıkaran ve kan dökenlerden olma lüksü yoktur.

Müslümanlar için akıllarını kullanmak ilahi ve beşeri bir şarttır.

Üstelik aklımızı kullanmadığımız, aklıselim sahibi olmadığımız zaman başımıza gelecekleri Yaradan'ın bizlere söylediğini de unutmayalım.

Yunus Suresi 100'üncü ayette şöyle buyruluyor;

'O, (yani Yüce Yaradan) aklını kullanmayanları, aklıselimle düşünmekten nasibi olmayanları iğrenç bir duruma sokar…"

Bu çağda, Müslüman olmanın neyi ifade ettiği, nasıl bir Müslüman kimliğine sahip olmamız gerektiği konusunda, aklımızı kullanarak en geniş mutabakatı sağlamalıyız.

Kabul edelim ki, bu geniş bir mutabakata dayalı ortak bir kimlik inşasına ihtiyacımız vardır.

Özellikle, kendi içimizdeki farklılıklara dahi tahammül edemeyen; kendi İslam yorumunu, şiddet ve dayatma yoluyla hâkim kılmaya çalışan kişi ve yapılara, hep birlikte karşı durmalıyız.

Bu bağlamda, tabii ki din ve vicdan özgürlüğünü, fikir ve ifade özgürlüğünü, sanatsal ve ekonomik özgürlükleri kısıtlayan değil, aksine tüm bu özgürlük alanlarını herkesi kapsayacak şekilde güvence altına alan bir laiklik anlayışından yana olmalıyız.

Çünkü komşusu, dindaşı ve hatta dünya nüfusunun büyük bir bölümü aç yatarken, tok yatamayız.

Haksızlık karşısında susup, dilsiz şeytan olmayı tercih edemeyiz.

Her gün binlerce Müslüman bizzat Müslümanlar tarafından öldürülüyorken, kafamızı kuma gömemeyiz."

Değerli okurlarım,

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun bu konuşmasında Kur'an-ı Kerim'deki ayet ve surelere yer vermesini şöyle değerlendirdim:

Kılıçdaroğlu, İslami açılım ve yeni CHP…

Mustafa Kemal Atatürk'ün "İslami bakış açısına uygun" bir açılımı Kemal Kılıçdaroğlu 21. Yüzyılın yeni CHP'sinde cesurca ortaya koyuyor.

Bu konuşma mütedeyyin Türk toplumu ve elbette Türk seçmeni açısından çok değerli mesajdır…

AKP ve MHP iktidarını "uykularını kaçıracak" şekilde çok rahatsız etmiş ve müdahaleye yöneltmiştir.

İktidarın empozesi ile Türk Ocakları Genel Merkezi, İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu'nu görevden almak zorunda kalmıştır.

Yazıklar olsun toplumsal kucaklaşmaya karşı olanlara,

Yazıklar olsun İslami değerlere sahip çıkanları engelleyenlere…

Bravo Kılıçdaroğlu…

Uyku kaçırtmaya devam…