Utanılacak itibarsızlık

O Suudi; 15 Temmuz hain FETÖ darbe kalkışmasının finansörü ve hatta faili idi… O Suudi; Türk ürünlerine yıllarca ambargo uyguladı… O Suudi; Türkiye'ye turist...

O Suudi; 15 Temmuz hain FETÖ darbe kalkışmasının finansörü ve hatta faili idi…

O Suudi; Türk ürünlerine yıllarca ambargo uyguladı…

O Suudi; Türkiye'ye turist olarak gidilmesini yasakladı…

O Suudi; Cemal Kaşıkçı adlı bir Müslümanın bırakın öldürülmesini, lime lime edilip cesedinin yok edilmesini sağlayan sözde Müslüman canilerin, katillerin veliaht prensi idi…

O Suudi; Cemal Kaşıkçı cinayetinin Türk yargı sistemi tarafından sonuçlandırılmasını önlemek için cinayet dosyasını istedi. Cumhurbaşkanlığı hükümeti tarafından cinayet dosyası kapatılıp paketlendi ve katillerin ülkesine gönderildi…

O Suudi; Maalesef yüzümüzü kızartan askerî törenle protokol kuralları çiğnenerek Krallar gibi karşılandı Saray'da…

O Suudi; Resmî askerî törende yürürken bir adım geriden takip edildi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından…

O Suudi; 4 saat kaldıktan sonra ta havaalanına kadar giden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından sanki Kral gibi, protokol kuralları çiğnenerek uçağın kapısına kadar gidilerek el sallanarak gönderildi…

O Suudi; Amerika, Fransa ve Almanya gibi ülkelerde Kral ile, ancak Türkiye ile temaslar olunca Veliaht Prens ile temsil edilir…

-Hepsi ayrı bir skandal hepsi ayrı ayrı yüz karası…

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin itibarının sıfırlanmasının hesabını ilk seçimde asil Türk milleti kesinlikle soracaktır.

İşte yüz kızartan skandal görüntüler:

1-Erdoğan, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Selman'ın bir adım arkasında yürüdü ve durdu…

Utanılacak itibarsızlık - Resim : 1

2-Erdoğan, katil prense Kral muamelesi ile resmî tören yaptı…

Utanılacak itibarsızlık - Resim : 2

3-Ta havaalanına gidip prense Kral protokolü uygulamaktan öte, uçağın kapısına kadar gidip uğurladı…

Utanılacak itibarsızlık - Resim : 3

Değerli okurlarım,

Utanç verici bu fotoğrafları Suudi medyası Türkiye'yi ve Türk milletini küçük düşürecek şekilde yayınladı.

Özgür medyanın yıllarca Türk milletinden saygı gören ve sevilen bazı yazarları Emin Çölaşan ağabeyim hariç bu konuda tek bir kelime maalesef yazmadılar.

Bir de şu fotoğrafa bakar mısınız?

CENAZE

Cemaat şeyhi Mahmut Ustaosmanoğlu'nun cenaze namazından bir kare…

Recep Tayyip Erdoğan, cemaatin yeni şeyhinin ve imamlarının arkasında 2'nci sırada…

-İtibar yerlerde,

-Cumhurbaşkanlığı unvanı yerlerde,

-Cumhurbaşkanı, cemaat şeyhinin umurunda bile değil…

Amaç cemaatçilerin oylarını kazanmak olunca itibar söz konusu bile değil…

Utanç verici, yüz karası bu fotoğraf; Türk siyasi hayatının, laik demokratik sosyal hukuk devletinin düşürüldüğü acı gerçeğin ta kendisidir…

Gazi Mustafa Kemal Atatürk ünlü Kastamonu konuşmasında der ki;

"Efendiler, yaptığımız ve yapmakta olduğumuz inkılâpların amacı, Türkiye Cumhuriyeti halkını tamamen zamana uygun ve bütün anlam ve biçimleri ile medeni bir sosyal toplum durumuna ulaştırmaktır.

İnkılâplarımızın temel ilkesi budur.

Bu gerçeği kabul edemeyen düşünceleri darmadağın etmek elzemdir.

-Şimdiye kadar milletin beynini paslandıran, uyuşturan bu anlayışta bulunanlar olmuştur.

Her halde bu anlayışlarda bulunan uydurma şeyler bütünüyle uzaklaştırılacaktır. Onlar çıkarılmadıkça beyne gerçeklik nurlarını yerleştirmek imkânsızdır.

Yüz yıllardan beri harcanmış iğrenç çabalar zaman zaman milleti uykuya daldırmış olmakla beraber milletin anlayışını felce uğratmada asla başarılı olamamıştır.

-Türbelerden, yalancı evliyalardan, ölülerden yardım istemek medeni bir toplum için uygun değildir.

Bugün ilmin, fennin, bütün kapsamı ile medeniyetin ışığı karşısında filan veya falan şeyhin uyarmasıyla maddî ve manevi mutluluğu arayacak kadar ilkel insanların Türkiye medeni toplumunda varlığını asla kabul etmiyorum.

Efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki;

-Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en gerçek yol, medeniyet yoludur.

Tarikat reisleri bu dediğim gerçeği bütün açıklığıyla anlayacak ve kendiliklerinden hemen tekkelerini kapatacak, müritlerinin artık erginliğe ulaştıklarını elbette kabul edeceklerdir."

Ve Atatürk, Mithat Cemal Kuntay'ın şu mısralarıyla konuşmasını noktalar:

Ölmez bu vatan farzı muhal ölse de hatta,

Çekmez kürenin cismi bu tabutu cesimi…

Anlaşılması için;

Ölmez bu vatan varsayalım ölse de bile,

Çekmez dünyanın bedeni bu kocaman tabutu…