İktidar destekçisi olan Bahçeli neden tepkisiz?

AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yeni anayasa için HDP'yi de kapsayacak şekilde Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde grubu bulunan partilere iş birliği çağrısı yaptı. MHP'lilere ve genel başkanları Devlet Bahçeli'ye şöyle sordum: "Erdoğan'la ipleri koparacak mı?"

3 gündür Bahçeli'den tepki yok.

AKP'liler yine yeniden Anayasanın ilk dört maddesini tartışmaya açtılar. Atatürk'ün kurup Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurucusu olan Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin başkanlığını da yapan laik cumhuriyet düşmanı İsmail Kahraman dedi ki;

"Değişmez maddeler anayasaya konmamalıdır. 1924, 1961, 1982 gibi 'dindar bir anayasa' olmalı…"

Cumhur İttifakı'nın eş başkanı Bahçeli'den tepki yok.

Peşinen söyleyeyim.

3-5 cümle ile Meclis grup toplantısında söylemlerle haykırmaya, vekilleri tarafından da ayakta alkışlanmaya asla "tepki koyma" demem ben.

Hatırlatayım ki;

AKP, Anayasa Mahkemesi tarafından, "Laiklik karşıtı odak" olduğu tescil edilip, hükümlü bir partidir.

CHP ve İYİ Parti'yi Anayasanın ilk 4 maddesini değiştirmeye çalışmakla suçlayan AKP'liler, MHP'liler ve yandaş gazeteci ile yandaş yorumcular neden sessiz?

Çünkü Saray ne öğretirse onu yazıyor onu söylüyorlar.

"17-25 Aralık'ın hesabını sormazsak namerdiz" diyen ancak sorgu sualden vaz geçen Devlet Bahçeli değil mi?

Devlet kurum ve kuruluşlarındaki tabelalardan "T.C.", stadyumlardan "Atatürk" adı kaldırılınca ses etmeyen Devlet Bahçeli değil mi?

"Ne mutlu Türk'üm diyene" demekten imtina edenlerle beraber yol arkadaşlığı yapan Devlet Bahçeli değil mi?

"Andımız" kaldırıldı diye isyan etmeyen/edemeyen, "Andımız okullarda okunmalı" diye tavır koymayıp birkaç süslü cümle ile geçiştiren Devlet Bahçeli değil mi?

Değerli okurlarım,

Gelecek Partisi Kurucular Kurulu Üyesi Orhan Sucu, 3 Ekim 2021'de Nevşehir 1'inci Olağan Kongresinde yaptığı konuşmada MHP Lideri Devlet Bahçeli'yi "Ülküsüz Ülkücü Bahçeli" sözleriyle hedef aldı.

Sucu özetle şunları söyledi:

"Bilindiği üzere 7 Ekim 2020'de Doğu Türkistan'daki toplama kamplarında zorla tutulan Uygur Türklerinin derhal bırakılması çağrısı yapan, Birleşmiş Milletler'e üye 39 ülke içinde birinci sırada olmamız gerekirken maalesef son sırasında bile değildik.

Bu konuya iktidar ile küçük ortakları kör, sağır ve dilsiz maalesef.

İktidar partisi genel başkanı Erdoğan, ya orada zulüm görenler Türk diye onları ümmetten saymıyor ya da Çin ile imzalanan ticari anlaşmalar sebebiyle sessiz kalıyor.

Sayın Bahçeli bu zulme niye sessizsiniz?

İktidarın küçük ortaklarından olan Doğu Perinçek, Çin aşısını doğuştan aldığı için Çin'i alkışlıyor, Uygur Türk'ü kardeşlerimizi suçluyor.

Şaşırmıyoruz çünkü misyonu bu.

Peki, ya siz Sayın Bahçeli,

Doğu Türkistan'daki yaşanan zulme siz niye sessizsiniz?

Adriyatik'ten Çin Seddi'ne kadar değil miydi Turan?

Doğu Türkistan'ın yerini mi bilmiyorsunuz?

Neymiş efendim, 'Türk dünyasının bilge lideri' imiş..!'

Yahu Allah aşkına, ülküsüz ülkücü bir şahıstan, bilgi sahibi olmayan, bir rotası olmayan, sürekli tornistan yapan, bir duruşu dahi olmayandan bilge mi olur, Türk dünyasına lider mi olur?

Buradan samimi ülkücü kardeşlerime sesleniyorum.

Sizlere, Sayın Bahçeli'ye 'Zürriyetsiz, bunlar kan emici, bunlar Fatiha'yı dâhi bilmezler' denildiği vakit en sert tepkiyi veren bir kardeşiniz olarak sesleniyorum.

Yüce Allah, Kur'an'da birçok ayette 'Akıl etmez misiniz? Düşünmez misiniz?' diye buyuruyor ve bunu 'İman etmez misiniz?' sorusundan daha çok soruyor.

Lütfen aklınız ile daha fazla alay edilmesine müsaade etmeyin sevgili kardeşlerim."

Değerli okurlarım,

Tüm bu gelişmelere karşın eskiden yeri göğü inletip AKP'ye ve Erdoğan'a ağır hakaretler yağdırırken bugün;

İktidar destekçisi olan Bahçeli neden tepkisiz?